Ahmet B.Karabacak
Ağustos başında, Ankara’dan, bütün Türkiye çapında kampanya açıldı, Sultan Alparslan’ın Malazgirt zaferinin 900. yıldönümü için, Malazgirt’e mümkün olduğunca kalabalık katılmamız istendi.
26 Ağustos’tan birkaç gün önce, bütün Türkiye’den, ülkücüler tarafından, Malazgirt’e bir akın başladı. Devlet, cumhurbaşkanlığı seviyesinde katılacak, oraya zaferin hatırasına, Anadolu’nun Türklere açılmasını temsil eden, kapı şeklinde devasa bir anıtın temelleri atılacaktı. (Anıt yapıldı)
Yanıma, dayısı olan Turhan Koçal’ın (Eski M.H.P. milletvekili.) o zaman bana emanet ettiği Yaşar Okuyan’ı alarak, Ankara’ya gittim. Orada bize, idealist kardeşim Antropolog, vakıf müdürü olarak çalıştığı sırada pek çok gencin okumasına vesile olan, televizyoncu Erdem Dereli de katıldı. Bir otobüse binerek önce Elâzığ’a gittik. Oradan bir araç bularak Malazgirt’e gideceğimizi hesaplıyorduk.
Elâzığ’a varınca doğru parti binasına çıktık. Orada bizi bir sürpriz bekliyordu. Parti binasında, merhum Arif Nihat Asya, merhum Galip Erdem, merhum Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ve milliyetçi şairlerimizden Göktürk Mehmet Uytun’u gördük. Galip Erdem bizi görünce: ‘’Hah, Karabacak bizi oraya götürür.’’dedi. Ne olduğunu sordum. Oraya kadar, Türkeş beyin kafilesi ile gelmişler. Bunlar ‘’şehri gezelim’’ diye çıkınca, kafile gitmiş…
Benim, Elâzığ’da tanıdığım ülkücüler vardı. Bize, emniyetli bir şoför ve minibüs buldular, yanımıza da Elâzığ’lı bir genci mihmandar olarak verdiler… Bingöl yoluyla, gece yarısı Malazgirt’e vardık ve iki gün çadırlarda kalarak 900. yıldönümünü kutladık. (Bir Olay’da bu seyahati anlatacağım.)
80 ihtilâlinden kısa bir süre önce, Tandoğan meydanında yaptığımız miting ve daha önce yaptığımız yürüyüş ise, dostlara güven, düşmanlara ise dehşet vermişti. Biz, bazı arkadaşlarla yürüyüşü Türk Ocağı binası bahçesinden takip ettik. Saat tuttum. Yürüyüş 3,5 saat civarında sürdü. Belki yarım milyon, belki daha fazla ülkücü bu yürüyüşe katıldı. Bu gençlerin yaş ortalaması 20 civarında idi. Türk milletinin istikbali idi bu gençler. Benim düşüncem odur ki, ihtilâlin sebeplerinden biri bu yürüyüştür. Türk bürokrasisine çöreklenen menfaatçiler, artık oralarda barınamayacaklarını anladılar ve Türk Milliyetçilerini ezmek için, yabancı devletlerden, sonradan ortaya çıktı Amerika’dan talimat ve destek alarak, bu çok haince baskını yaptılar. Pek çok günahsız Türk gencini, uydurma suçlamalarla asarak şehit ettiler. Türkeş başta olmak üzere, ülküdaşlarımıza, şeytanın aklına gelmeyecek işkenceler yaptılar, cezaevlerine doldurdular…
80 ihtilâli, önlerinde ülkücüler gibi bir engel kalmadığını sanan bölücülerin, palazlanmağa başladığı tarihin başlangıcıdır. Binlerce Türk çocuğunun katilini ve zalimini uzakta aramağa ihtiyaç yoktur…
Üç Hilâl’in Hikâyesi, Bilgeoğuz Yayınları, 3. Baskı, Sayfa 82
Üç Hilal’in Hikayesi (bilgeoguz.com)