Kenan EROĞLU
Odgurmuş: Monşer sizde bir zamandır bazı değişiklikler gözlemliyorum.
Monşer: Ne demek şimdi bu ne söylemek istiyorsun?
Odgurmuş: Şu demek. Eskiden kendinize baş düşman olarak Komünizmi ve komünistleri görürdünüz ve mücadelenizi Komünizm üzerine yoğunlaştırmış olarak sürdürürdünüz. Şimdi ne oldu ne değişti de komünizmi ve komünistleri ciddiye almıyor ve hatta komünistlerle yer yer aynı paralelde hareket ediyor, onların fikir ve düşüncelerinden faydalanıyorsunuz. Komünistler, ülkeye ve ülkenin değerlerine olan düşmanlıklarını terk ettiler de benim haberim mi yok.
Monşer: Canım sen de öküz altında buzağı arıyorsun. Sonra Rusya’da komünizm yıkıldı, cumhuriyetlerin önemli bir bölümü dağıldı. Komünizm tehlikesi mi kaldı ki bende onlarla uğraşayım. Şimdi daha büyük tehlikeler var, Ülke elden gidiyor. Her şeyi sattılar soğana çevirdiler.
Odgurmuş: Rusya’da komünizm yıkıldı diyorsunuz doğrudur. Fakat siz de görüyorsunuz ki Rus imparatorluğu hala yerinde duruyor ve hala dünyanın önemli birkaç ülkesinden birisi. Hatta Rusya’yı bu haliyle yine komünistler idare ediyor. Belki eskisi gibi dünyadaki ülkelere komünizm ihraç etmiyor ama bu kez de başka yollarla ülkelerle ilgileniyor, onlarla ikili anlaşmalarla ve bazı birlikteliklerle o ülkeleri kendi çemberi içinde tutmaya çalışıyor.
Şimdi Rusya’dan neden bahsediyoruz ki, biz kendi ülkemize bakalım. Sovyet Rusya yıkıldı diye bizim ülkemizdeki Komünistler fikir ve kafa değiştirip her biri vatansever olmadılar her halde.
1960 Askeri darbesinin ardından meydana gelen hürriyet ortamından istifade eden Marksist solcular ülkeyi karıştırmak ve bir komünist devrim yapmak için epey uğraştılar. 1971 de önemli bir darbe yediler ve pek çoğu kanlı eylemler yapmaktan dolayı bazıları idam edildi, bazıları da hapsedildiler. Fakat 1974 de Ecevit hükümeti tarafından çıkartılan afla salıverildiler. Bu salıvermenin ardından daha bilenmiş ve daha yetişmiş olarak tekrar faaliyetlerine ve eylemlerine başladılar. Hatta binlerce Ülkücü’nün kanına girdiler ve onları şehid ettiler. Pek çoğunu sakat bıraktılar, birçoğu da onlar yüzünden istikballerinden oldu ve hapishanelerde çürüdüler.
Monşer: Şimdi bunları bana neden anlatıyorsun. Canım, suçun tamamını da onlara yıkmak haksızlık olur. Onlarda suç vardı da karşılarındakilerde suç yok muydu? Çıkmasalardı bu devrimci cici çocukların karşısına ne bu kadar kan akardı ne de bu kadar kargaşa olurdu. Sonra ben anlıyorum ki bizi de devrimcileri de kullanmışlar. Belki o gençlerin suçu bile yoktu, birileri aralarına girip onları tahrik etti ve eylemlere sürükledi.
Odgurmuş: Monşer-Usta siz ne diyorsunuz, bu komünistlerin karşısına Milliyetçi Ülkücü gençler çıkmasalardı onlar hiçbir eylem yapmayacaklar mıydı? Onların asıl hedefi Milliyetçi Ülkücüleri ortadan kaldırmak, onları öldürmek değildi ki. Onların asıl hedefi Komünist bir sistem kurmak için ayaklanma yoluyla devrim yapmaktı. Fakat siz de biliyorsunuz ki bunların hesabını temiz Anadolu çocukları bozdu ve karşılarına çıkarak göğüslerini kurşunlara siper ettiler.
Hal böyle iken ülkeyi komünistleştirmek için çaba sarf eden bu insanlar buhar olup uçmadılar. Gazete köşelerinde, reklam firmalarında, sanat dünyasında, sinemada ve tiyatroda olmak üzere hala bu ülkede yaşıyorlar. Sureti haktanmış gibi hareket ederek toplumu yönlendirmeye çalışıyorlar. Sizler de onları takip ederek onlardan besleniyorsunuz.
Benim anlamadığım nokta ise şu; size ne oldu da onların fikirleri ile hareket ediyor, onların yani Marksist olarak bilinen yazarlarının yazılarını takip ediyor ve o yazıları da yer yer paylaşıyorsunuz. Marksist ve bölücülerle aynı adaylara oy kullanıyorsunuz. Bu Marksist Türk düşmanları ile sizin ne gibi bir ortak yanınız olabilir ki de böyle davranıyorsunuz.
Ayrıca siz ne biçim milliyetçisiniz, sizin kendinize has kendi tarihi birikimlerinize göre fikirleriniz yok mu da Marksistlerin görüşlerini paylaşıyorsunuz
Sizin milliyetçi bir bakış açınız yok mu da muhaliflerinizi elin ağzı ile eleştiriyorsunuz. Siz “ortak düşmana karşı her türlü fikir ile anlaşırım, onlarla ortak hareket ederim” diyorsanız çok yanılırsınız. Madem öyle o Marksistler bir kere de sizin fikirleriniz alıp ortak düşmanınıza karşı kullansın. Hep siz mi fikir alacaksınız. Onun bunun kuyruğu gibi hareket etmek size yakışmıyor.
Sonra bu Marksist olarak bilinenler pek çok arkadaşınızı şehid etmediler mi? Bu Marksist sol kalemşorlar ve konuşmacıların hedefinde dün de siz vardınız, sizin için de söylemedik sözler, etmedik hakaretler bırakmamışlardı.
Monşer: Sen de fazla oluyorsun, Unutma ki ben vatanımı milletimi severim, belki daha az kitap okuyor olabilirim. Fakat gündemi basından ve Tv’ lerden takip ediyorum.
Odgurmuş: Vatanını milletini sevdiğini söyleyen birisi Marksist olduğunu saklamayan kişilerin peşine takılıp onların fikirleri ile hareket etmez ve onların görüşlerini paylaşmaz. Onlarla aynı adaylara oy kullanıp onları desteklemez.
..
(1)- “Monşer”: “Batı özentisi içinde olan”, “cehaletinden rahatsız olmayan”, biraz sağcı, biraz solcu, biraz ülkücü, biraz liberal, biraz Kemalist, biraz laik ve her halükârda halkını geri-sürü gören hayali bir şahsiyet
(2)- “Odgurmuş”: Kadim kitabımız Kutatgu Bilig’de “Kanaat-Akıbet” manasına gelen şahsiyet.
…