Hastane serüvenimiz!
Değerli okur, bulunduğu devirde dünyanın en güçlü imparatoru olan Kanuni Sultan Süleyman Han’ın “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi…” sözüyle başlayalım yazımıza. Ayrıca hastalara acil şifalar dileğiyle ve sağlık için büyük harcama bütçelerine katlanan devletimize bir kez daha teşekkür ederek yazmaya devam edelim.
Konu ve yaşadıklarımız biraz özel mahreçli gibi olsa da aslında (kaymaklı baklava ya da dondurmalı künefe diye tarif edeceğim tabaka ayrık) toplumun neredeyse tamamını ilgilendiriyor.
Efendim, bazılarınızın muttali olduğu üzere pederin 7 yıl önce geçirdiği inme(felç)’in tekrarlaması nedeniyle bizim hastane maratonumuz başladı.
Hacettepe Acil serüvenin ilk başlangıç etabı oldu. Uzun süre yoğun bakımda, ardından da serviste geçen bu süreç tam 2 ay sürdü!
Açık söylemek gerekirse bu zaman zarfında doktoru, hemşiresi veya yardımcı elemanları ve temizlik ya da güvenlik görevlileri son derece nazik, hastalara olan davranışlarının da buna paralel olarak insancıl olduğunu gördük..
Çok şükür 25-30 yıl veya daha öncesinde hastanelerde, personelin hasta ve yakınlarına karşı çoğu zaman gösterdikleri olumsuz tavır ve davranışlardan eser kalmamış.. Haliyle bundan da memnun olduk.
Öte yandan hangi statüde olursa olsun hastane personelinin veya öğrencilerin üstlendikleri görevi layıkıyla yapmak için ellerinden gelen gayreti göstermelerine şahit olduk..
Hepsine teşekkür ediyoruz. Sağ olsunlar…
Bunlara temizlik ve hijyene gösterilen titizliği de katarsak genel itibariyle gözlemlediğim olumlu yanlar aşağı-yukarı böyle…
Bunları bizlere sağlayan devletimize tekraren teşekkür ediyorum…
Peki olumsuz yanlar yok mu?
Olmaz olur mu, elbette var!
Özel hastaların yattığı bölümlerde durum nasıl tam bilmiyorum amma örneğin, Prof. veya Doç. Ünvanlı hocaların servis doktorlarından bilgi alma ya da hastaların durumlarını birebir hasta odasında görüp, durumları hakkında kendi veya hasta yakınlarıyla konuşma veya bilgi aktarım sıklığının çok az olması..
Yine mesela, uzman doktorların sayısının az olması. İntörnlerin veya daha alt sınıflardaki tıp veya hemşirelik fakültesi öğrencilerinin; yanlarında uzman doktor ya da hemşire olmadan hastadan kan almaya, şeker ölçmeye, damar yolu açmaya çalışmaları hasta açısından çokta olumlu değildir!
Nitekim birçok defalar gördüğüm kadarıyla kan almak veya damar yolu açmak için hastanın 3-4 yerine iğne batırılmakta; haliyle bu durumda çoğu yaşlı olan hastaların canı yanmaktadır!
Bir diğer husus gerek yatan hasta bölümleri gerekse de diğer servislerde “posta” diye isimlendirilen yardımcı personelin çok yetersiz olması hem hastalar açısından olumsuzluk yaratmakta hem de çalışan personelin iş yükünün artması nedeniyle hizmetler aksamakta; alt bezi değiştirme veya sidik torbası boşaltma dahil çoğu iş ve işlemi yapmak refakatçılara düşmektedir!
Öyle ki, yaklaşık 40 hastanın yattığı koca bir katta sadece değişimli bir “posta” elemanının olmasının yarattığı hizmet verimliliğini(!) varın siz hesap edin!
Ve yine hastalara refakat eden (benimde içinde olduğum) hasta yakınları da maalesef son derece zorluklarla karşılaşmaktadır. Şöyle ki, hastaları röntgen veya mr çekimlerine götürüp, getirirken ya da sedyeye indirip-bindirirken (eleman noksanlığı yüzünden) bu işlemlere katkı hasta yakınına düşmektedir! Öte yandan hastaların başında kalan insanlar, 3’lü ya da 4’lü kolçaksız birleştirilmiş demir oturaklarda gündüz veya gece zaman geçirmek durumunda kalmaktadır. Ki, hiç değilse oda içlerine veya salonlara kolçaklı ve tekli basit ahşap koltuklar yerleştirilse, insanlar bir nebze olsun rahat ederler!
Dediğim gibi vatandaş olarak çok fazla konfor istemiyoruz amma biz dahil aylarca kalmak zorunda kalan hasta veya yakınlarının bu perişanlığına acil bir çözümün bulunması elzemdir!
Bitirirken, Hacettepe Hastanesinde hastamıza yapılan tetkik ve tedaviler maalesef olumlu sonuç vermemiştir. Bu yüzden taburcu edildikten kısa bir süre sonra, hastamızı tekrar hastaneye yatırmak zorunda kaldık…
Bakalım Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde neler olacak?
Burayı da tıpkı diğer hastanede olduğu gibi gözlemlemekteyim.
Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!
Harun KILIÇ
ANKARA