Ahmet URFALI
“Yunus Emre bu dünyada iki kişi kalır derler
Meğer Hızır İlyas ola âb-ı hayat içmiş gibi”
Hıdırellez Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük’te; “1. Hızır ve İlyas peygamberlerin her yıl buluştuklarına inanılan 6 Mayıs günü. 2. Her yılın 6 Mayıs gününde kutlanan geleneksel bayram.”olarak gelenek ise, “Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane.” olarak tanımlanmaktadır.
Hıdırellez, ab-ı hayat içerek ölümsüzleşen Hızır ile denizlerin piri İlyas’ın kara ve deniz arasında buluşmalarından doğan bir menkıbenin halk dilinde söylenmesidir. 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gecenin sabahında gerçekleşen bu buluşma aynı zamanda bahar bayramı olarak da adlandırılmaktadır. Uzun ve meşakkatli kış günlerinden bereketli ve güzelliklerle dolu bahar-yaz aylarına kavuşmak konar-göçer Türk topluluklarında bir bayram günü olarak şenliklerle kutlanmış ve bu kültürel değer günümüze kadar ulaşmıştır.
Hızır sıcaklığı, İlyas ise suyu temsil eder. Halk inanışlarında kullanılan Hızır gibi yetişmek, Hızır uğramış, Hızır eli değmiş gibi deyimler onun zorda kalanlara yardımcı olduğunu belirtir. Hızır’ın halk inanışındaki görevi; zor durumlarda ve felaketlerde yardımcılık, iyileri mükâfatlandırıp kötüleri cezalandırma, bereket ve bolluğa kavuşturma ve savaşlarda yardım etme olarak belirlenmiştir.
Hıdırellez kutlamaları toplumsal dayanışmanın da bir göstergesidir. Hıdırlık adıyla anılan mesire alanlarında toplucu yapılan kutlamalarda oyunlar oynanması, eğlenilmesi toplumsal birlikteliği de güçlendirmektedir. Hıdırellez gelenekleri; şifa ve sağlık talebine yönelik olanlar, uğura, bereket ve bolluk talebine yönelik olanlar, mal mülk, mevki ve servet talebine yönelik olanlar, kısmet ve talih açmaya yönelik olanlar şeklinde dört grupta toplanmaktadır. 6 Mayıs, halk takviminde yaz mevsiminin başlangıcı sayılmış ve Hızır günleri olarak kabul edilmiştir. Bu günde kırlara çıkmak, soğuk suyla el yüz yıkamak, ateş üzerinden atlamak, söğüt ve gül dallarına çaput bağlayarak dileklerde bulunmak gibi ritüellerin kültürel köklere dayandığı da bir gerçektir. Bunlar, su ve ateşin arındırıcı, temizleyici özelliğinin hayata yansımasıdır. Hıdırellez kutlamalarının kültürel kökü; atalar, su,ateş ve tabiat kültleri dayanmaktadır.
Türk dünyasının her tarafında Hıdırellez kutlamaları halen yaşayan ve canlı olarak iştirak edilen çok eski bir Türk geleneğidir. Yeni gün anlamına gelen Nevruz, eski Türk takviminde baharın başlangıcı sayılır. Baharın başlangıcı yaylacılık, koyunculuk yapan topluluklar için çok önemli bir hadisedir. Ayrıca Nevruz, Bozkurt öncülüğünde Ergenekon’dan çıkış günü, Hz. Ali’nin Doğum günü, Hz. Ali ile Hz .Fatma’nın evlendikleri gün kabul edilerek kutlanmıştır. Ülkemizin pek çok yerinde Nevruz kutlamaları devam etmektedir.
Hıdırellez, Hızır ve İlyas peygamberlerin isimlerinin birleştirilmesinden meydana gelen bir halk söyleyişidir. Hıdırellez, 6 Mayıs günü Hızır peygamberin kurak bir yere oturması ve o yerin yeşerip dalgalanmaya başlamasıdır. Hızır ve İlyas Peygamberler 6 Mayıs günü birbirlerine kavuşurlar. Yazın başlangıcı sayılan bu kavuşma türlü törenlerle asırlardan beri kutlanır. Konar-göçer toplumlarda bahar ve yaz ayları bereket ve zenginlik demektir.
6 Mayıs günü erkenden, mümkünse güneş doğmadan önce kalkılır. Buna “güneşi üstüne doğdurmamak” denir. Halk bugün mesire yerlerinde gider, tabiatla iç içe olmak ister. Alanlara ateş yakılır. Gençler bu ateşin üstünden atlar. Dilek ağaçlarına çaput bağlanır. Gül ağacı dibine önceden yazılan dilekler veya istenen şeylerin resimleri gömülür. İp atlanır. Salıncaklar kurulur. Topluca türküler söylenir, oyunlar oynanır. Pişirilmiş yumurtalar tokuşturulur. Hazırlanan yemekler topluca yenir. Evlerinde kalanlar birbirlerine süt, yoğur, yumurta göndererek hediyeleşirler.
Ateş yakılması, süt-yumurta dağıtılması genellikle nevruz törenlerinde de görülmektedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi bahar ve yaz mevsimleri ile ilgili bu iki gelenek zaman içerisinde birleştirilerek Hıdırellez olarak kutlanmaktadır.
Hıdırellez; şehrin sıkıcı, gergin ve bunaltıcı ortamından uzaklaşma günü olarak güncelleştirilebilir. Aşırı bireyselleşmeye karşı birlik ve beraberliğin pekişmesine vesile olabilir. Köksüz ve ruhsuz popüler kültür ve yerine, töreye bağlı bir bayram olarak sevgi bağlarını güçlendirici özelliği öne çıkarılabilir. Kültür kurum ve kuruluşları bu konuyu yeniden değerlendirmelidir.
Hıdırellez Bayramımız kutlu olsun.