Babür Hüseyin ÖZBEK
Yıldız karayel, sancak başomuzluktan sancak bordaya doğru yalayarak kayıyor ve oldukça da sert esiyordu. Denizin üzerinde iri beyaz köpükler oluşmuştu, hava ise zifir gibi karanlıktı. Okyanuslarda olmasa bile o yılın o günleri de diğerleri gibi denizde geçen tatsız bir kış mevsiminin devamıydı.
Böyle havalarda güvertelerde tedbirsiz dolaşmak hem tehlikeli hem de yasaktır. Gemi Azak Denizi’nde bir Rus veya Ukrayna limanından aldığı yükü İngiltere’de Liverpool veya Bristol’a götürüyordu. Sicilya Adası’nın güney batı sahillerinden batıya Cebelitarık Boğazı’na doğru seyrediyorduk. Ana güvertede dolaşamayınca salona girdim. 2-3 zabit sohbet ediyorlardı. Lumbuzların perdeleri çekilmiş, içerde loş – sıkıntılı bir gecenin içinde yaşam çekilecek gibi değildi. Deniz bağına vurulmuş, köşelerinden askıda, kıçtan başa doğru bakıldığında iki masaya da hakim televizyonda çizgili, karlı, bozuk karıncalanan bir görüntü ile Almanya’dan yayın yapan bir Türk kanalı yayındaydı. Geminin mevki; Sicilya – Sardunya – Tunus üçgeninde batı rotası idi. Yeter ki ekranda bir şeyler olsun, personel bu görüntüye bile razıydı.
Bir ara ekranın altında ağır ağır akan haberlerde “Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev öldü “ yazısı geçti. Bu bölgede o devirde o imkanlarla gemide en iyi haber böyle alınabilirdi. 2 – 3 dakika geçti geçmedi alt yazıdaki haber ekrana büyütülerek geldi. Tarih 2003 – 12 Aralık. Haydar Aliyev vefat etmişti; nerede öldü, geçmişi ve yaşamı kısa kısa anlatılıyordu. Zabitlerden biri ( III’üncü Kaptan veya III’üncü Mühendis olabilir) : “Rus kö…geb…di…” dedi. Bu tepki o anda salonda soğuk buz gibi bir hava estirdi. Baktım, II’inci Kaptan önce beklemediği aşırı sert tepki karşısında şaşırdı, biran kararsız kaldı ve sonra o da aynı sertlikle ; “Konuşman yanlış, aşırı, cahilce ve bizim olduğumuz bir ortamda haddini aşıyorsun, bildiğin konularda konuş…” dediğini şimdi zar zor mealen hatırlıyorum. Daha sonra o zabitin en yakın limanda görevden alındığını / değiştirildiğini biliyorum.
Yukarıdaki tartışmanın benzeri gene yıllar önce başka bir gemide Ege’de rahmetli Güven Erkaya tartışmasında yaşanmış o zabit süvarinin isteği ile şirket tarafından İst. Boğazı girişinde görevden alınmıştı. ( Bu konu ‘Denizdekiler’ adlı eserimde anlatıldı. Yeni baskı için yayınevi aranıyor.)
***
İstiklâlini yeni ilan etmiş, bu uzun yorucu mücadelede Rus Komünist Parti Politbüro’da gelinebilecek en üst noktalara gelmiş ve fakat Türklük değerlerine de hep sahip çıkmış Haydar Aliyev’in vefatı o günlerde toparlanma çırpınışı içindeki Azerbaycan halkını üzdü.
Üç ay sonra 10 Mart 2004’te Bakü’de bölgenin, Kafkasların en büyük havaalanının Bine olan adı Haydar Aliyev olarak değiştirildi. Şehrin kuzey doğusunda yaşayan halkın bir kısmı buraya halâ Bine der, Bine Havaalanı olarak anar.
KAPIDA VİZE
İyi yönde gelişmeler olmazsa Ege’de Türk – Yunan turizmi geçen yıllara göre sönük geçecek. Batı komşumuzda Kardak meselesinde olduğu gibi her an kriz çıkarmaya, dalaşmaya meyilli bir – iki bakan var. Bunların dışında bizden giden turist onlara can suyu gibi geliyordu, canlılık getiriyordu. Şimdi ise bizden gelen, ona hareket getiren Anadolu turisti artık rahatça Santorini’de, Mikanos’da, Rodos’da, Midilli’de, Sakız’da, “Sagapu – Seni Seviyorum” şarkıları dinleyerek denize giremeyecek, para harcayamayacak.
AB. Komisyonu Ege de “Kapıda Vize” olarak anılan, adalara geçişte kullanılan seyahat uygulamasına şuan itibarı ile (bu yıl) izin vermedi. Sebep Anadolu sahillerinden Yunan adalarına kaçak göçmen akınının yarattığı sıkıntı.
Yönlendirilebilirse -ki doğru olan da odur- güneyimizdeki cennet Kıbrıs bunun için çok yönlü biçilmiş kaftandır. Siz halâ Ege adaları mı diyorsunuz, Yunanistan ekonomik olarak sıkıntılı, darboğazda, onu Denizcilik ve Adalar Bakanı Panagiotis Kuruplis, Turizm ve Kültür Bakanı Elena Kuntura veya Midilli Belediye Başkanı Spiros Galinos düşünsün.
Daha önce birkaç defa yazdığımı hatırlıyorum, Ege’de göçmen meselesi dışında Türk – Yunan turizmine gerçekten kontrollü bir hareketlilik mi getirmek istiyorsunuz? Buyurun size bir teklif; İzmir (Çeşme ) – Pire (Atina) , (204 deniz mili- 378 km.) ve Ayvalık – Selanik feribot hatlarını karşılıklı ve kontrollü olarak açın. Bakın görün özellikle yaz ayları olmak üzere 12 ay karşılıklı o gelip gitmeler ve alış – verişlerle iki ülke arasındaki her çeşit ticaret % 10 – 13 ve hatta % 15’lere varan miktarda artacaktır. Ve bu bize de onlara da azami fayda sağlayacaktır. Ama Yunanlı bu görüşe dün yanaşmadı bugün de o konulara uzak duruyor.
300 bin nüfuslu, 4 milyar dolar gelirli adanın Türk kesimi dünyadan izole edilmiş yaşıyor. Türkiye’de bir havaalanına inmemiş bir uçağın Ercan’a pistte lastik koyamadığı haksızlıklarla çevrili KKTC’ye siz, evet siz yardım edebilirsiniz Sayın Aliyev. Ayrıca bu yardım değil inanıyorsanız gereklilik. Sayın Aliyev beklenti rahmetli babanızın yolunda gitmeniz ve Bakü Haydar Aliyev (Bine) – Ercan Hava Hattının açılmasına Olur Vermeniz.”
TÜRKLER İÇİN TÜRKİYE DIŞINDAKI EN YAKIN VATAN AZERBAYCAN’DIR
Güneyimizde tarih ve kültür değerleri ile bezenmiş ancak Yunan kışkırtması ile uluslar arası arenada izole edilmiş, kuşatılmış ve baskı altında bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti var. İngiliz şair, yazar William Shakespeare, Othello adlı oyunun giriş bölümünde; “Kıbrıs Türklere bırakılamayacak kadar değerlidir.” demiş. Onu haklı çıkarmayalım.
Dünyanın her tarafındaki adalar ve ada ülkelerinin ana gelir kaynağı turizmdir. Bu gerçek Kıbrıs içinde geçerlidir. KKTC geçen yıl (2016 ) turizmden 721.5 milyon, 2015- 16 eğitim döneminde üniversitelerinden 636.2 milyon dolar gelir sağladı ve cari açığını bunlarla kapattı.
Turizmde mevcut 154 tesisten 18’i 5 yıldızlı. Bunun manası her 5 yıldızlı otel aynı zamanda otel – casino anlamına geliyor.
Denizlerle çevrili ama yaşamında denizden uzak halkımız Ege adalarında Yunan yaz turizminin cazibesini keşfetmek üzere idi ki gelişmeler tersine döndü. Ey halkım size o hizmet ve güzellikleri verecek bir KKTC turizmi ve kültürü var, lütfen tercihinizi o yönde kullanın
Sayın İlhan Aliyev, Türkiye sizi Ermenistan ve Karabağ konusunda uluslararası platformlarda elinden geldiğince iyi niyetle destekliyor. Siz de lütfen 2004’te başladığınız ama Rum baskı ve protestoları ile durdurmak zorunda kaldığınız çıkışınızı şimdi devam ettirin. Onlara prim vermeden Haydar Aliyev (Bine) – Ercan Hava Sahası’nı uluslar arası uçuşa açın. Karşılanması zor bir istek, gene Rumlar ve Rum destekçilerinden baskılar gelecek. Biliyorsunuz ki; ” Türkler için Türkiye dışındaki en yakın vatan Azerbaycan’dır.” Bizim halkımız bunu böyle görüyor. İsterseniz yapar o hava hattını açar, ambargonun ana ayaklarından birini devre dışı bırakır, diğer dost ülkelere de önayak olursunuz.
Kıbrıs Türk halkı böyle bir davranış ve uygulamada turizmde umulanın üzerinde artıya geçerek ekonomik bir çıkış yapacaktır. Haydi İlhan Bey siz Moskova da Politbüro da partinin en üst mevkilerine çıkmış ama Türk kimliğini kaybetmemiş bir Haydar Aliyev’in oğlusunuz, Bakü Haydar Aliyev (Bine ) Havaalanı – Ercan uçuşlarını bir tek siz gerçekleştirebilirsiniz. Böyle bir uygulama tavizsiz Ada Türklüğünü ezmeyi, ENOSİS’i okullarda kutlamayı, her türlü ambargoyu açık ve el altından desteklemeyi, ana direnç noktası Türk askerini adadan çektirmeyikendilerine ideal edinen Nikos Anastasiadis’i ve onun gibi hayaller kuranları hüsrana uğratacak.
İcraatınız sadece Kıbrıs Türkünü değil bütün Türk Dünyası için Üst derecede hem ekonomik hem kucaklayıcı bir moral olacaktır.
Değerli Ülkücü Kadro mensubu yazarı Babür Hüseyin Özbek’in “Lumbuzdan Gelen Işık” kitabından alınmıştır. Kitaba ulaşmak için :
Lumbuzdan Gelen Işık
https://www.kitapyurdu.com/yazar/babur-huseyin-ozbek/143067.html