Şehit babaların hasret dolu evlatlarına…
Asena Kınacı Moral
BİR ÇOCUK
Dediler ki: ‘- Yok baban,
Babanı aldı vatan! ’
Meğer burada yatan
Senmişsin, babacığım!
Davullar çala çala,
Köylü döküldü yola…
Ne güzeldi alayla
Gidişin… babacığım!
Kaldın diye askerde
Anam uğradı derde…
Bu tenha tepelerde
Ne işin… babacığım?
Kemalettin Kamu
Bu Adam Benim Babam…
Sanatçı Fatih Kısaparmak söylüyor… TRT FM… Radyoyu dinliyorum, dinlerken de bu türkünün sözlerine, müziğine eşlik ediyorum, bu türküyü içli içli söyleyip mırıldanıyorum. “Bu adam benim babam!”
Ne güzel bir söyleyiş… Bir baba, hem şiir hem müzik ile böyle güzel anlatılır. Türküyü dinlerken babamı hatırlayıp içim gurur ve sevinçle doluyor. Burnumun direği onun bir günlük özlemiyle bile sızlıyor. Babamın gözlerine benzeyen gözlerimde iki damla yaş birikiyor. Gözyaşlarım avuçlarıma düşmesin diye uğraşıyorum.
Benim babam, yeşil gözlü, sarışın, orta boyludur. O bu haliyle bu dünyanın en yakışıklı adamıdır. Elleri kitap ve tütün kokar benim babamın. O az yer, az uyur, çok çalışır. Pek zayıf da olsa bedeni, o benim kahramanımdır ve eğer arkadaşlarımın babalarıyla güreşse kesinlikle kazanacak olan pehlivan benim babamdır. Herkesin babası en güçlüdür ve her baba evladını koruyacak kadar kahramandır.
Bu adam benim babam! Benim babam da bu türkünün ozanının babası gibi omzunda dünya yükünü taşır. Benim babamın da derdi dağlardan büyüktür ve bu dertten tasadan da beli büküktür. Benim babam da ozanın babası gibi bir gün olsun gülmemiştir. Babamın yüzü hiç gülmese de o her haline şükretmesini bilmiştir. Allah’tan her gelene hep sabretmesini bilmiştir. Ekmeğine katık ettiği soğanıyla mutludur benim babam. Huzurludur evimiz, yuvamız onun varlığıyla… Babamız bizi sever, biliriz. Biz babamızı çok severiz. Biliriz.
Bu adam benim babam… Mert adam benim babam… Fedakâr benim babam… Bir lokma ekmek için kimseye eğilmemiş bir adam benim babam… Dünya nimetinden nasipsiz de olsa, malı mülkü olmasa da onuruyla yaşayan koskoca bir çınardır benim babam. Alın teriyle, helal kazancıyla, memur maaşıyla okutup büyütüp yetiştirdiği onurlu, gururlu beş evladı vardır. Benim babam kıt kanaat geliri ile kızlarını telli duvaklı gelin etti, oğullarını damat… Babamın dünyalık dikili taşı, ağacı, emeği, hepsi, budur… Bir de yirmi beş yıl öğretmenliğinde yetiştirdiği öğrencileri köklenmiş dikili ağacıdır, yazısı silinmez dikili taşıdır. Bu dikili ağaçlar, dikili taşlar daima nesilden nesile Türk-İslam ülküsünü anlatıp, öğretip, bu ülküyü yüzyıllar ötesine de sesleyecektir.
Bu adam benim babam.! Her baba sırtınızı yasladığınız koca bir dağdır. Erciyes’tir, Ağrı’dır, Hasan Dağı’dır. Yıkılmaz, yenilmez çetin bir dağdır her baba. Hangi dertten çaresizsem telefonun diğer ucunda hemen arkamda koca bir dağ gibi duran babamla konuşurum. Hangi yanlışımı düzelteceksem bu dağ kımıldanır elimi tutar benim. “İyi” olmasam da baba ile yapılan sohbet telefonun diğer ucundan söyledikleriyle, uzattığı şefkatli görünmez eliyle, sevgi dolu sıcacık yüreğiyle evladın “iyiyim”i ile biter. Alnında ter, gözünde ışık, göğsünde gurur ile babam hep yanımdadır benim. Babanız varsa her şey iyidir işte.
Bu adam benim babam… Benim babam hiçbir şeyden korkmaz. Yavuz çehresinde Yunus yüreği taşır benim babam. Mangal gibi yüreği, simitçi çocuğu gördüğünde eriyip yufkaya döner. Allah’ın yarattığı her canlıyı sever. İnsana kıymet verir. Cebinde parası olmasa da gönlü zengindir. “Yok” sa da “var”eder, kendisine uzatılan eli asla boş çevirmez.
Bu adam benim babam! Atam, babam, ilk öğretmenim… Yol gösterenim. Bu hayatta ben en çok babamı sevdim. Kendimde de en sevdiğim yanım babama benzeyen yanımdır. Onu ne kadar çok seversem seveyim babaya doyulmaz ki… “Anne”den sonra her çocuk için en güzel sözdür “baba”… Çocuklar babalardan çok şey ister. Çocuklar babalardan baharlar ister, meyveler ister, oyuncaklar ister. Babalar çocuklarına imkânsızlıklar içinde imkân getirir. Babalar çocuklarına baharlar getirir, meyveler alır, oyuncaklar sunar.
Veysel kutlu sazına diyor ki;
Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı
Ben babamı sen ustanı unutma”
Çocuklar babanızı hiç üzmeyin. Çocuklar hep uslu olun, yaramazlık yapmayın. Babaların, ulu ataların kıymetini bilin. Anne gibi babanın kaybı da her kişide hiçbir zaman iyileşmeyen büyük bir yara olarak kalır. Baba hep özlenir. Baba hep aranır. Babanın gölgesinde sığınmak hep istenir. Babanın kanatlarının altında korunmak istenir. İşte bu yüzden ölüm babalardan uzak olsun. Ve mavi gökyüzündeki her uçak bütün babalara evlatlarından umutlu selamlar götürsün…