Muhabbet kelimesinin kökeni Arapça olup, dilimizde çok kullanılan bir kelimedir. TDK’na göre, ‘sevgi, dostça konuşma, yarenlik’ anlamına gelir. Teknolojinin gelişmesi ile ziyaretin yok oluşu ve uzaktan selamlaşmanın, iyiye mi yoksa kötüye mi yorumlanması gerektiğini anlamış değilim.
Büyük küçük herkesin elinde bir akıllı telefon var. Akıllı telefonlar, insanların eli, kolu, dili ve her şeyi olmuş. Kimse onsuz bir yere gidemez, ondan habersiz bir şey yapamaz hale gelmiş. Düpedüz akıllı telefon, aklı ile herkesi kendine mahkum etmiş. Öyle ki, hastanede hastan mı var, bir SMS ile ‘Geçmiş olsun, acil şifa dilerim’ dileğini iletir, hasta biraz hatırı sayılır kişi ise açarsın telefonu hatırını sorarsın. Bunun gibi selam mı vereceksin birine, açarsın telefonu ‘merhaba’ der, siparişin mi var ‘gönder’ dersin evine kadar gelir. Ne kadar kolaylık değil mi?
Benim gönlüm şöyle açık havada bir yerde toplanıp, konuşmak, saatlerce muhabbet etmek ister. Siz de, bu çağda ‘muhabbet mi kaldı?’ dersiniz, haklı olarak… Çok doğru, şimdiki zamanda muhabbet mi kaldı? Üç, beş arkadaş bir araya gelip oturabilirsiniz. Saatlerce konuşur, dertleşir, münakaşanızı yaparsınız. Sonra da, eğer birbirinizi kırmamış iseniz; işi nizaya, dövüşe bırakmamış iseniz vedalaşır ayrılırsınız. Çünkü şimdi muhabbet yok, sadece konuşmak var. Birbirini kırmak, incitmek, gönül küskünlüğü bırakmak ihtimali çok yüksek. Her konuşma muhabbet etmek değildir. Oturur, yer içersiniz, ama ‘muhabbet ettim’ demek gelmez içinizden. Herkes, dostlarla oturup şöyle samimi içini dökecek bir muhabbet ortamı yakalamaya hasret. Çünkü şimdiki konuşmaların odağında siyaset var Başka bir ortak noktamız yok gibi siyasetsiz konuşmayı öğrenemedik. Onu bari adabıyla yapabilsek, onu da beceremeyiz. Konuştuğunuz her kelime, doğru, yanlış hiç önemi yok, mutlaka biri ile örtüşüp diğerine ters gelebilir. Her an için bir trol olabilirsiniz veya yandaşlık, hainlik gibi bir yafta ile damgalanabilirsin. Bu gibi üç beş arkadaşın bir araya gelip konuşmalarında, ne yazık ki, herkes karşısındakini ikna etmek için gayret gösterir. Akıldaki siyasettir.
Siyaset o kadar içimize girmiş ki, büyük, küçük; saygı ve sevgi bırakmamıştır. Bakıyorsunuz 60-70 yaşına gelmiş, hala konuşmayı partisinin görüşüne uydurabilmek için rol yapar. Hep karşısındakinin yanlış bir kelime kullanmasını bekler ve oradan hücuma geçer. Bu gibi konuşmalarda hiç taviz yok, emirdir ve katıdır. Genellikte, bir konuyu münakaşa etme usulünü bilmediğimiz için ortaya kırıcı durumlar çıkar, bazen de tatlı tatlı oturan arkadaşların aniden birbirine vurduğunu görürsünüz.
Muhabbet dostlar ile yapılır. Her kelime, üslubu ile sıcak, samimi ve canlı oluşu, içini ısıtır. Muhabbet insanı doyurur ve mutlu eder. Mutluluğu bir ırmak gibi, kılcal damarlar, vücudun her tarafına taşır; rahat, huzurlu hissedersin. İçin ısınır, haz duyarsın, insanlık işte budur dersin…
Yeniden buluşma ümidi ile hepinizin sağlıklı, huzurlu ve mutlu olmasını dilerim…
İhsan YELKEN.