ÖLÜMÜ KORKUTAN YÜCE TÜRK’ÜN ZAFERİ: ÇANAKKALE
“Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle “Bu: Bir Avrupalı!”
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!”
Çanakkale Savaşı ve Zaferi Yüce Türk milletinin binlerce yıllık şerefli tarihinde kazandığı en büyük savaşlarından ve zaferlerinden biridir. Çanakkale Savaşı Türk milletinin Allah’a imanı ve hürriyete inancı ile vatan- millet aşkı ile kazanılmıştır. Çanakkale Zaferi bu yönüyle destansı gerçekliği ile tarihte bir savaş mucizesidir.
“Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.
Yedi iklîmi cihânın duruyor karşına da,
Ostralya’yla berâber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…
Hani, tâ’ûna da züldür bu rezîl istîlâ!”
Çanakkale büyük bir destandır. Türk milletinin tüm dünyaya “Çanakkale geçilmez! “ dediği ve dedirttiği destandır. Bu destan Mehmetçiğin iman ve ümidi ile yazılmıştır. Bu zaferi kazanan, bu destanı yazan büyük Türk milletidir. Türk milletinin asırlar öncesinden bu yana asil kanında taşıyarak günümüze kadar getirdiği bağımsızlık ruhu ile çetin mücadeleler sonucunda kazanılan bu zafer Türk Milletinin anadan, yardan, serden geçerek Türklüğe adanmışlığının ispatıdır.
orhangazi vip escort
“Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asîl,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle sefîl,
Kustu Mehmedçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz…
Medeniyyet denilen kahbe, hakîkat, yüzsüz.
Sonra mel’undaki tahrîbe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.”
Çanakkale’nin özü vatan sevgisidir. Çanakkale’de Türk evladının adanmışlığı Türk milletinin tarihe kazandırdığı Çanakkale ruhudur. Türk milletinin kalbindeki Çanakkale ruhu ve vatan sevgisi Türk var oldukça dünya durdukça var olacaktır. Türk milleti bu savaş ile vatan ve millet sevgisini, töresini, değerlerini ve hatta kutlu tarihini de bu mucize zafer ile tarihe kazımıştır.
“Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam ;
Atılan her Iağamın yaktığı: Yüzlerce adam.”
“Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer…
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak.”
Çanakkale Türk milletinin silahlara karşı göğsünü siper ettiği savaştır. Gazi Türk ordusunun en büyük zaferlerinden biridir. Çanakkale Savaşı imkânsızlıkların imkânı yendiği savaştır. Hakkın batıla, mazlumun zalime karşı galibiyetinin timsalidir. Mazlumların mitralyözlere göğüslerini siper ederek kazandığı bu savaş tüm mazlum milletlere de örnek olmuştur.
“Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller
Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre .
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermîler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat îman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te’sîs-i İlâhî o metîn istihkâm.”
Çanakkale Zaferi bugün ki Türk devletlerinin var olmasının da temelidir, nedenidir. Batı Türklüğü’nün ve bugün bağımsız olan Türk Cumhuriyetleri yoluyla Doğu Türklüğü’nün yani Türkistan’ın kaderini belirlemiş olan savaş Çanakkale Savaşı’dır. Çanakkale Savaşı sonucunda İstanbul’un kurtarılması Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini belirlemiştir. Birinci Dünya Savaşı’nın ve Çanakkale Cephesi’nin savunması sonunda Çarlık Rusya’sının yıkılışı ise Türk Cumhuriyetlerinin-doğu Türklüğünün- kaderini belirlemiştir. Bu zafer ile Türk-İslam salibe yenilmemiştir. Bu zaferde Türk evladının destansı mücadelesi ile Hilal haça eğilmemiştir.
“Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkîf edemez sun’-i beşer ;
Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedî serhaddi;
“O benim sun’-i bedî’im, onu çiğnetme” dedi.
Âsım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmûsunu, çiğnetmeyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,”
Çanakkale Savaşı, ak anaların ak sütüyle büyüyen Mehmetlerin ana hakkını kanları ile ödediği savaştır. Ak anaların ak beşiklerde belediği bebelerinin vatan toprağını kanlarıyla suladığı zaferdir. On beş, on yedi, on dokuz yaşlarında gençlerin umutlarının toprak olmasıdır. Onların umutlarının, aşklarının, gençliklerinin yitip gitmesidir. Sılaya dönmeyi düşünmeyen bu gencecik Mehmetlerin zaferidir.
“Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhîd’i…
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi…
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni târîhe” desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb…
Seni ancak ebediyyetler eder istîâb.
“Bu, taşındır” diyerek Kâ’be’yi diksem başına;
Rûhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ nâmıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan;
Sen bu âvîzenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvîzeni lebrîz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.”
“Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn’i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…
Sen ki, İslâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla berâber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber.”
Anaların babaların evladından Hak için hakikat için devlet için vatan için bayrak için vazgeçmesinin adıdır Çanakkale Savaşı. Sözde değil özde imanın göstergesidir. Hakk’a tapan İbrahimlerin İsmailleri Hakk’a adadığı Çanakkale Zaferi Yüce Türk’ün Azrail’i utandırıp ölümü korkuttuğu zaferdir.
Bugün her 18 Mart günü bu zaferi kazanan nesillerin torunu olarak bu gururu yaşamak ve taşımak da bize nasip …