DOSTUM GİBİ DAVRANAN DÜŞMANLAR
Dış güçlerin ideali daima kendi politik siyasetlerine razı etmek olup varılan iktidarı düşürmek için iç-dış şer odakları harekete geçirmektir ki bunların altyapısını oluşturabilmek adına zamane çalışmalarını başlatmışlardır. Bulunduğumuz coğrafyanın dünyanın kalpgahı olduğu bilindiği gibi bir o kadar da esrarengiz entrikalara da meydan verdiği sahih kaynaklarca sahihdir. Osmanlı bizim kökümüzdür ona sahip çıkmak adına değerlerimizi bize unutturarak mankurtlaştırma politikası izleyenler daima gayelerine uygun adımlar attırmaya çalışmışlardır. Sayısız bir çok yaşanmış lakin günyüzüne çıkartılmayan şer olaylar vardır ki önemsenmeyecek kadar çoktur.
Yakın zamanda Birinci dünya savaşında kendi ülkesi Amerika Birleşik Devletlerinin İngiltere safında yer alması için çalışan Amerikalı-Protestan misyoner Herbert Adams Gibbons’da bilahare Ermeni meselesiyle alakalı olup şer odakları desteklemişdir. Herbert Adams Gibbons 1909 senesinde var olan Adana olayları zamanında Tarsus Amerika Kolejinde görevli olup özgün çalışması ”Anglo-Sakson Dayanışması” adlı kitap yayınlatarak hem Osmanlı aleyhtarlığı hem de misyonerliğini haklı sebeplere dayandırarak deşifre ederek lobilerde çalışmalarda bulunmuştur. Zamane Birinci Dünya Savaşı esnasında İngilizlerin ”Hrıstiyanları katleden” Osmanlılarla karşı karşıya olduğu fikrini savunarak Osmanlı aleyhtarlığına ilişkin Amerikan gazetelerinde bir çok haber yapmıştır. Lobilerde Ermeni soykırımı savunuculuğunu yaparak dünyaya sürekli negatif iftira dolu bilgiler yayarak söyleşileriyle dikkati üzerine toplamıştır. Emperyalistler dostun gibi davranan düşmanlar olup daima çıkar sağlamaya çalışarak düşünsel, siyasi, sorunları körükleyerek kirli emellerine ulaşmaya çalışarak makyevelizm izlenim içindedirler.
Tarihçi Simon Wiesanthal Ocak 1992’de The New Republic dergisinde ”Christoph Colombus’un amacı, gizli amacının Yahudilere yeni bir yurt bulmak ve ilerlemekte olan Osmanlı gücüne karşı güçlü blok oluşturabilmek için zengin finansal kaynaklara ulaşarak kutsal yerleri kurtararak Süleyman tapınağını yeniden inşa etmek idi. Bunu doğrulayan İtalyan romancı ve Ortaçağ uzmanı Umberto Eco ”Faacoult Sarkacı” adlı eserinde beyan eder ki Christoph Colombus’un amacı, ”Kudüs tapınağını yeniden kurmaktı, sürgündeki tapınakçıların büyük ustadıydı ki Colomb, Portekiz yahudisi ve Kabala uzmanıydı. Almanya merkezli ECFR (Europen Coucil on Foreign Relations)’ın şer odaklı çalışmalarını da göz ardı etmemek temennilerimle, Tarih yargılamak için olmamalıdır kanımca, daima ders çıkartılacak didaktik olmalıdır. Hak ile meşgul olunarak batıl seni istila etmesin istiyorsan eğer, zamane neslimiz derhal tarih yazan büyüklerimizi tanımalıdır. Anadolu da bir çok medeniyet yok olmuştur ki bizler teyakkuz-ı arifane davranarak istikbalimizi garanti altına almalıyız.
Araştırmacı Yazar-Tarihçi
Volkan Yaşar BERBER