Kazakistan’ın Türk Devletler Teşkilatı’ndaki Yeri
Ahmet Akalın
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla 16 Aralık 1991’de Kazakistan bağımsızlığını ilan etti. Geçtiğimiz 30 yılda Kazakistan bir taraftan kendi ulus devletini inşa ederken diğer taraftan da küresel ve bölgesel işbirliğine önem veren, diplomasiye dayalı barışçı bir dış politika izledi.
Büyük Bozkır’daki bu yeni Türk Devletinin dış politikasının en önemli ayaklarından birisi Türk Devletleri Teşkilatı’nın (Türk Konseyi/ Türk Keneşi) kurulma süreci olmuştur. Türk Keneşi’ni inşa eden ruh, Kazakistan’ın hem kendisi gibi Uluğ Türkistan’da yer alan Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan gibi komşuları hem Hazar Denizi’yle sınır olduğu Azerbaycan hem Türkiye hem de köklerini günümüz Merkezi Asya toprakları olarak gören Macaristan ile ortak tarihsel ve kültürel arka planı olan bir teşkilatın kurulmasındaki ısrarcı tutumudur.
Soğuk Savaşın sona ermesi ve Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla Kafkasya ve Türkistan’daki Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazanmışlardı. Akabinde Türkiye’nin girişimleriyle Türk Dili Konuşan Devletler Zirvelerinin ilki 1992 yılında gerçekleştirilmişti. Bu Zirve’den 2010 yılında Türk Dili Konuşan Devletler İşbirliği Konseyi’nin (Türk Konseyi/ Türk Keneşi) kurulmasına kadar Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan liderlerinin ya da onların yerine vekalet eden temsilcilerinin katılımıyla 1994, 1995, 1996, 1998, 2000, 2001, 2006, 2009 yıllarında zirve toplantıları gerçekleştirilmişti. Bu toplantıların hepsine Kazakistan cumhurbaşkanı düzeyinde katılmıştır.
İleride (2019 yılında) Türk Konseyi ömür boyu onursal başkanı ilan edilecek olan Nursultan Nazarbayev bütün aksaklıklara, kardeş ülkeler arasında ortaya çıkan siyasi ve ekonomik sorunlara rağmen Türk Devletlerinin de Avrupa Birliği tarzı bir birlik çatısı altında bir araya gelmesi vizyonundan asla vazgeçmemiştir. Bu bağlamda Nazarbayev’in inisiyatifi, aktif ve ısrarlı girişimleri ile 2009 yılında Azerbaycan’da gerçekleştirilen zirvede Nahçıvan Anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmayla Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye’nin kurucu üye olduğu Türk Dili Konuşan Devletler İşbirliği Konseyi’nin (Türk Konseyi/ Türk Keneşi) sekretaryasının kurulması kabul edilmiştir.
Bu anlaşmanın sonucunda 2010 yılında Türk Konseyi (Keneşi) faaliyetlerine başlamıştır. Keneş bünyesinde Türk Akademisi gibi kurumlar da ihdas edilmiştir.
Türk Konseyine 2019 yılında Özbekistan’ın tam üye olmasıyla Keneş’in üye sayısı 5’e çıkmış, Macaristan’da gözlemci üye statüsü elde etmiştir.
2019 yılında Bakü’de gerçekleştirilen zirvede ise Kazakistan’ın kurucu lideri Elbası Nazarbayev, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin adının artık Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirilmesinin zamanının geldiği söylemiştir. Bu isim değişikliği basit tabela değişikliği değildir. Zira Nazarbayev’in inisiyatifinin 20. Yüzyıl boyunca Türkistan’daki Türkleri boy isimlerine göre farklı alfabeler kullandırılarak farklı milletler gibi göstermeye çalışan İlminskiy yaklaşımının tamamıyla ortadan kaldırılmasına dair bir tutum olduğu açıktır.
2021 yılında gerçekleştirilen İstanbul zirvesinde Türk Devletleri liderlerinin tamamının katılımıyla İstanbul Bildiri imzalanmış ve Türk Dünyası 2040 Vizyonu kabul edilmiştir. Buna göre “Türk Dili Konuşan Ülkeler” ifadesi yerine artık Türk Devletleri ifadesi kullanılması oybirliği ile kabul edilmiştir. Bu Bildiri’nin ve 2040 Vizyon Belgesi’nin kabul edildiği 12 Kasım 2021 Türk tarihinde önemli bir gün olmuştur.
Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Baghdad Amreyev’in ifadesiyleTürk dünyasının kalbinde yer alan ve yüzlerce asırlık köklü bir medeniyetin temelleri üzerinde yükselen Kazakistan, Büyük Bozkır’ın kudreti, Pir-i Türkistan Ahmet Yesevi ve Hocası Aslan Baba gibi abide şahsiyetlerin himmet ve duaları ve Türkistan’ın ruhaniyeti ile kuşatılmış ve kutsanmıştır.
Yesevi Ocağı’nın merkezi, Dede Korkut’un, Tomris Ana’nın, El-Farabi’nin diyarı Kazakistan’ın Türk dünyasında inşasına önemli katkı sunduğu kurum Türk Devletler Teşkilatı olmuştur. Nazarbayev’in misyonunu sürdüren Kazakistan’ın İkinci Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’de dirayetli tutumuyla Türk Dünyası 2040 Vizyonu’nun kabul edilmesinde aktif rol oynamış dolasıyla diğer Türk ülkeleri ile birlikte Kazakistan’ın Avrasya’ya 21. Yüzyılda kalıcı barışı getirecek önemli bir inisiyatifin asli unsuru olmasını sağlamıştır.