
Acımız var. Aziz arkadaşımız Av.Hamdi Coşkun, bir süredir yaşadığı hastalığı atlatamayıp dün Hakk’a yürüdü. Bugün memleketi Osmaniye’de mübarek vatan toprağına verildi. Yüce Rabbimiz, vasi
rahmetiyle kuşatsın; kabri nur, ruhu şâd, mekanı Firdevs Cenneti olsun. Amin.
Hamdi Coşkun’la İstanbul Hukuk Fakültesi’nde başlayan arkadaşlığımız, ayrı ayrı şehirlerde yaşamamıza rağmen hep artan bir sevgi ile devam etti.
1960’ların fikir mücadeleleri ortamında önce Hukuk Fakültesi Öğrenci Derneği, ardından Milli Türk Talebe Birliği(MTTB) ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) seçimlerinin kazanılmasında, o günlerin tanımıyla milliyetçi, mukaddesatçı gençliğin elde ettiği başarılara Hamdi’nin de ihlâslı çabaları ve dik duruşuyla önemli katkıları olmuştu.
O günlerin siyasî iktidarlarının ve 1960 askerî darbesi sonrası Üniversitede darbe fetvası hocaların
tutumları, solcuların şımarıklığı karşısında bu öğrenci teşkilâtlarının ele geçirilmesi geleceğe etkileri bakımından da çok önemli idi.
Hamdi, meslek hayatına Adana’da başladıktan bir müddet sonra, 1970’ler boyunca devam edecek olan ideolojik parçalanmanın, önlenemeyen veya önlenmeyen olayların doğurduğu kaos ortamında inancı istikametinde MHP Adana İl Başkanlığı gibi çok zor bir görevi yiğitçe üstlendi.
Hayatların namlu ucunda olduğu o günler de ülke çapında maruz kalınan saldırı, terör ve cinayetler karşısında milliyetçi, ülkücü, MHP’li olmak her adamın değil, imanı kavi, yürekli, vatanperver adamların işiydi.
Rahmetlik Hamdi kardeşim de Adana gibi büyük ve olayların tırmandığı bir şehirde, hiçbir emel peşinde olmadan, vatan kurtarma adına siyasetin içinde bulunmuş olanlardandı. Sıkıyönetim varken terörü durdurmayan, günde 20-25 insanımızın cinayetlere kurban gitmesine, Nihat Erim’den, Gün Sazak’a kadar devlet adamlarımızın, asker, sivil bürokratların, genç vatan evlatlarının katledilmesine, şehit edilmesine adeta seyirci kalıp, bu kaos “ortamının olgunlaşmasını” bekleyen Paşalar, 12 Eylül darbesini yaptıklarında güttükleri denge hesaplarıyla devlete karşı bölücülük yapanlarla, devletin ve milletin yanında yer alan ülkücü camiayı
aynı adalet(!) terazisinde tartmaya kalktıklarında ve ülke çapında MHP’ni, sivil toplum kuruluşlarını ve binlerce ülkücü genci hapishanelere doldurup, uyduruk iddianamelerle Davalar açtıklarında Avukat Hamdi kardeşimizi yine hizmette görüyoruz.
Adana Bölgesindeki Ülkücülerin muhakemelerinde, ailelerinin yanında büyük bir gayret ve fedakarlıkla fisebilillâh hakkın, hukukun tecellisi adına çalışmalarına, darbe mahkemelerindeki hukuk mücadelesine şahit oluyoruz.
Değerli dostlar, yaşı müsait olanların
bildiği, bir daha asla görmek istemediğimiz o günlerin ve koskoca bir camianın liderinden, en genç mensubuna kadar maruz kaldığı haksızlık, zulüm, sorgulama ve işkencelerin, beraatle sonuçlanan davaların hesabı inanıyorum ki artık mahşerde görülecektir.
Eğilmeden, bükülmeden, inandığını yaşayan, iman ve eylem birliğine sahip, iddiasız, mütevazi haliyle önemli hizmetlerde bulunan Hamdi Coşkun kardeşim, hızla gelişen bir hastalık sonucu can emanetini sahibine teslim etti. Biz, hizmet, gayret ve iyiliklerine şahidiz ve kendisinden razıyız. Rabbimiz de razı olsun İnşaAllah.
Artık Hamdi de dua ve Fatiha’larımız halekasına dahil oldu.
Ailesine, arkadaşlarına, dostlarına,
camiamıza başsağlığ diliyor, sabr-ı
cemil niyaz ediyorum.
Ahmet İyioldu