Ortam Mesajın Kendisidir
Ahmet AKALIN (*)
1985 yılında Türkiye, İran ve Pakistan tarafından kurulmuş olan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın (EİT) amacı üye ülkelerin kalkınmalarına katkıda bulunmaktır. Teşkilat, EİT Bölgesi içindeki ticari engelleri kaldırarak bölge içi ticareti geliştirmek ve EİT bölgesinin küresel pazarlarla bütünleşmesini hedeflemektedir. Ayrıca üye ülkeler arasındaki kültürel ve tarihi bağları güçlendirmek teşkilatın varoluşsal nedenlerindendir. Bu bakımdan EİT, Türkiye’yi Türk Cumhuriyetleri ve Güney Asya ülkeleri ile bir araya getiren önemli bir platform niteliği taşımaktadır. Zira Sovyetler Birliğinin 1991 yılı sonu itibariyle dağılmasıyla birlikte Türkistan’ın batısındaki ve Kafkasya’daki Türk Cumhuriyetleri ile Türkistan’ın güneyindeki Afganistan’da teşkilata üye olmuşlardır. Böylece Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Afganistan’ın teşkilata üye olmasıyla üye sayısı ona çıkmıştır. Pakistan hariç teşkilat üyesi ülkelerin bulunduğu coğrafya büyük ölçüde tarihte kurulan 16 büyük Türk Devletinden birisi olan Büyük Selçuklu Devletinin hâkimiyet alanını kapsıyor. Bilindiği gibi Büyük Selçuklu Devleti bugünkü Türkmenistan topraklarındaki Merv’de 1037 yılında Oğuzların Kınık boyunun başbuğları Tuğrul ve Çağrı Beylerin tuğ kaldırmasıyla tarih sahnesine çıkmıştı.
Aşkabat’ta EİT 15. Liderler Zirve Toplantısı
Ekonomik İşbirliği Teşkilatının 15. Liderler Zirvesi 27-28 Kasım 2021 tarihlerinde Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov’un davetiyle Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta gerçekleşti. Toplantıya üye ülkelerin Cumhurbaşkanları ile Kazakistan’ın başbakanı katıldı. Liderler ikili ve çoklu görüşmeler gerçekleştirdiler. Enerji ve ulaşım hatlarından, Afganistan’ın geleceğine, KKTC ile ilişkilerin kurulmasına kadar birçok konu üzerinde müzakereler yapıldı. EİT 15. Zirvesi sonunda enerji, ulaşım, lojistik, ticaret gibi üye ülkeler için önemli konuları içeren Aşkabat Deklarasyonu imzalandı. Ayrıca ev sahibi Türkmenistan’da diğer devletler ile anlaşmalar imzaladı.
Duvardaki Tablolar
Haber ajanslarına yansımış olduğu kadarıyla Türkmenistan ile Türkiye heyetlerinin görüşme yaptığı, anlaşmalara kol çektiği salonların tasarımı Türkmenistan’ın diğer ülkelerle yaptığı görüşmelerin yapıldığı salonların tasarımında farklılık göze çarpıyordu. Türk heyetinin olduğu salonda yer alan Mahtumguli Firaki’nin (Mahtumkulu Firaği) heykelinin ve duvarlardaki Firaki’nin tablosu ile Büyük Selçukluyu resmeden tablo Türkmenistan’ın simgesel sermayesinin göstergeleriydi. Zira bu tablolarda bir taraftan Türkmen edebiyatının Yunus Emre’si diyebileceğimiz Mahtumguli Firaki varken diğerinde Bayram Ali’den Sivas’a kadar Selçuk oğluna ait camiler, medreseler, kervansaraylar resmediliyordu. Tabloda Sivas’ın sembolü Gök Medrese önünde atını şahlandırmış -akıllara Sultan Sencer’i getiren- Türkmen bahadırı dikkat çekiyordu.
Mahtumguli’nin Dizinin Dibinde İki Türk Devletinin Lideri
Türkiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında çok sayıda üst düzey yetkilinin katılımıyla geniş bir heyet ile toplantıya katıldı. Heyetler arası görüşmeler de Türkiye Cumhurbaşkanı ile Türkmenistan Devlet Başkanı birlikte basın açıklaması yaptılar. Basın açıklaması yapılan salonda iki liderin arkasındaki heykel dikkat çekiyordu. Bu heykel ünlü Türkmen şair Mahtumguli Firaki’ye (Mahtumkulu Firaği) aitti. Türkmenlerin Göklen boyunun Gerkez aşiretinden olan Mahtumkuli günümüzde İran sınırları içerisinde kalan Kümmet şehrinin Hacı Kavuşan köyünde 1733’te dünya gelmiş. Etrek (Türkler) nehri sularının Hazar Denizine kavuştuğu Türkmen Sahra’da Firaki’nin ilhamı da söz olmuş, divitinin mürekkebiyle yazıya geçmiş ve günümüze kadar gelmiştir.
İki ülke heyetleri arasında yapılan görüşmeler sonucunda 8 önemli anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaların imza edildiği salonda ise Sivas’ın Gök Medresesi gibi Selçuklunun Horasan, İran ve Anadolu’da inşa ettiği eserlerinin önünde atını şaha kaldırmış Sultan Sencer resmediliyordu.
Oğuz’un çadırlarından ilham alındığı besbelli olan Aşkabat’ın beyaz mermerden toplantı salonları ve salonların duvarlarını süsleyen tablolar “ortam mesajın kendisidir” anlamına gelen “The medium is the message” sözünün dışa vurumu gibiydi.
Velhasıl Aşkabat’tan gelen görüntüler, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından daimi tarafsızlık statüsü kabul edilmiş tek ülke olan Türkmenistan, Marshall McLuhan’ın bir mesajı aktarmakta kullanılan mecranın çok önemli olduğunu vurguladığı teorisini 15. EİT Zirve Toplantısında ete kemiğe büründürmüş gibiydi.
(*)Ankara Üniversitesi Doktora Öğrencisi
RTÜK Üst Kurul Uzmanı