Erol KILINÇ
“Ülküsüz insan çamurdan farksız bir yaratıktır.”
Alparslan Türkeş
Aman Allahım! Adam bildiklerim bile oy uğruna çamurlaşıyorlar, ve hainlere teşne oluyorlar…*İhaneti görüp de yanlıştan döndü. “Barış süreci”ni, “Kürt açılımı”nı, “Âkiller heyeti”ni planlamışken, bunları rafa kaldırıp MHP’nin yıllardan beri savunduğu tezi uygulamaya koydu; hem de kararlılıkla ve asla taviz vermeden şiddetli bir mücadeleye girişti. Bunları, kazdıkları tünellerde ve yuvalandıkları şehirlerde giriştiği sokak savaşlarıyla şehirlerden kazıdı. Dağlarda ve sınırlarda sürdürdüğü silahlı çatışmalarla, sınır ötesinde sürdürdüğü askerî operasyonlarla 18 binin üzerinde PKK militanını yok etti. İçeride PKK’yı etkisiz hale getirdi. Tam artık PKK’nın iyice kökünün kazınacağı ve en azından Türkiye için bir tehlike olmaktan çıkacağı bir atmosfer oluşturulduğu sırada, olanlara bakar mısınız?
Ana muhalefet partisi Erbil’e gidiyor, Barzani ve mahalli idareyle görüşmeler yapıyor. Ardından HDP ile “Kürt Sorunu”nu görüşmek ve birlikte hareket etmek üzere karşılıklı mesajlar veriyorlar… Millet ittifakı olarak bu ilişki ve beyanlarla, eski “barış süreci” ve “Kürt açılımı” gibi rafa kaldırılmış ve uygulandığı zamanlar PKK’ya güç kazandırmış olan projeleri kamuoyunda yeniden gündeme getiriyorlar…
Maksat?…
Maksatlar farklı…
Bu karma ittifakın içinde bir grup var ki iktidara gelmek için kendilerine oy vermesi muhtemel her zümreye her tavize vermeye hazırdırlar; bu “teşne”lere göre “Her şey oy için, gerisi teferruat”tır…
Bu gruba, millî endişeleri oy endişelerinden daha zayıf olan CHP ve İYİ partililer dâhildir.
HDP’lilerin maksadı ise, PKK’nın yurt içinde ve sınırlarda uğradığı zaafiyeti durdurmak, içerideki bir takım siyasi grupların iktidar hırslarını gıdıklayarak, hükümetin güttüğü kararlı ve başarılı politikayı sekteye uğratmak ve mümkünse PKK’yı tekrar eski canlı ve diri haline kavuşturmaktır.
İktidar, 15 Temmuz öncesinde, sanki iyi bir şey yapıyormuşçasına giriştiği tutumdan, o tarihlerde, işin aslının Kürt sorunu olmayıp devleti bölmek olduğunu anlamış, uyanmış ve bu konularda tam tersi bir politikaya yönelmişti. Devlet yönetimine talip olan Ana muhalefetin bunu görmesi ve ibret alması gerekirken, tam tersi oldu.
CHP, HDP oylarını kendi ittifakına sağlamca bağlamak uğruna AKP’nin 15 Temmuz’dan sonra terk ettiği, yanlışlığı ve zararı apaçık görülmüş olan bir yola girdi ki, şaşırtıcı değildir. Çünkü CHP daha önce de Doğu Ergil’in ve TÜSİAD’ın hazırladığı Doğu Raporları ile benzer yaklaşımlarda bulunmuştu; bu defa da oy uğruna “müzmin muhaliflikten” kurtulmak için her şeyi mubah ve meşru görüyor…
Ama İYİ Parti ve bu partideki milliyetçiliğine inandığımız insanlar bütün bu olan bitenler karşısında niçin bu kadar suskunlar!
Bugün gündemde bu konuların tartışılır hale gelmesi bile millî birlik ve beraberliğimize apaçık zarar verdiği görülmüyor mu? ABD ve Batı destekli bir terör faaliyetinin Türkiye içindeki can çekişir halini, PKK uzantısı HDP kanalıyla, CHP ve millet ittifakı işbirliğiyle yeniden ihyaya kalkışmanın ihanetten bir farkı olmadığını anlamak bu kadar mı zor? Bir oy uğruna, bir mebusluk uğruna bu tutumları desteklemek veya bunlara sessiz kalmak değer mi?
Benim sözüm CHP’lilere geçmez.
Benim seslenmek istediğim kimseler eski arkadaşlarım, eski dava arkadaşlarımdır.
İYİ Partide milletvekili olan dava arkadaşlarımadır…
Niçin susuyorsunuz?
“Mavi Vatan saldırganlıktır” diyen CHP’li Çeviköz’e bir şey demiyorsunuz…
Türkiye’nin yüz akı başarılara imza atan Selçuk Bayraktar’ın son derece takdire şayan başarılarına bir şey söyleyemiyorsunuz.
“Kürt sorunu silahla çözülmez, HDP ile oturup çözelim” diyen Kılıçdaroğlu’na karşı sesiniz çıkmıyor…
Sayın Nuri Okutan, Sayın Hayrettin Nuhoğlu! Bu olanlar karşısında aklınız, duygularınız, sinirleriniz nasıl hareketsiz kalabiliyor?
Nutkunuz mu tutuldu; nasıl bir savruluş içindesiniz ki sessiz kalabiliyorsunuz?
Bana bahane olarak “Bahçeli varken…” diye başlamayın…
Bahçeli, millî meselelerde dün ne dediyse bugün de onu söylüyor… İktidarı dün ne sebeple tenkit etmişse bugün de aynı sebeple desteklemeye devam ediyor…
Fakat konu o değil!…
Konu, bugün konuşulan, gündeme getirilen bu “açılımlardan” bu HDP-severlikten dolayı siz ne düşünüyorsunuz?
“Mavi vatan saldırganlıktır” lafından hiç etkilenmediniz mi?
Dünkü düşüncelerinizle bugünkü olanlar karşısındaki tavır ve beyanlarınızın doğrultusu aynı mıdır?
Vicdanlarınızla tutumlarınız uyuşuyor mu?
Duymak istiyorum…
Yoksa sizler de bir oy için çamurlaşanlardan mısınız?
__________________________________________________________
Sevgili Erol,
Eski-yeni milliyetçi olmaz. Milliyetçinin yeri yurdu bellidir.
Bir insan ya milliyetçidir ya da değildir. Milliyetçinin yurdu bellidir, o da MHP’dir.
Rahmetli Türkeş haklıdır. Biz ne çamurlaşan insanlar gördük. Fakat bir eksiği var: Eskiden çamur ile duvarlar sıvanırdı, bir işe yarardı. Bunlar o işe de yaramaz. Boyalı ninenin arkasından melanet çukuruna kadar gitsinler!
Gözlerinden öperim.
Ahmet B.Karabacak
Not: Erol, sakin bir daha eski milliyetçi lafını senden duymayım.