Hasan KORKMAZ
İki saat süren savaşta Mohaç Ovası Macar ordusuna mezar olmuştu
Dünya tarihinin en büyük hükümdarlarından olan Kanunî Sultan Süleyman 46 yıl hüküm sürmüş bir padişahtır. Onun döneminde Osmanlı Devleti askerî bakımdan olduğu gibi siyaset, ekonomi, bilim ve kültür alanında zirveye ulaşmıştır.
Sultan Süleyman toplumun sosyal ve ekonomik hayatına düzen veren kanunlar çıkardığı için Kanunî lakâbı ile anılmıştır.
Kanunî Sultan Süleyman ilk seferini Macaristan üzerine yapmıştır. Bu seferde bir Macar şehri olan, Avrupa’nın en güçlü kalelerinden birinin içinde kurulu Belgrad’ı feth etti. Daha sonra o dönemin Belgrad’dan da güçlü kalesi Rodos’u aldı.
Bu arada İspanya ve Almanya imparatoru Charles-Quint Fransa ile yaptığı savaşı kazanmış ve Fransa kralı I. François’yı esir alarak Madrid’de hapsetmişti. Kızkardeşinin Macar Kralı II. Layoş’un erkek kardeşi ile evlendiği ve ailesinin ileride Macaristan üzerinde hakimiyet kurmasını isteyen Charles-Quint (Şarlken) Türklere karşı bir haçlı ordusu kurma çabası içindeydi. 1525 yılının Aralık ayında Fransa kralının annesi Louise de Savoie elçileri Kont Jean Frangipani ile Kanunî Sultan Süleyman’a bir mektup yollayarak oğlunun kurtulması için yardım istedi.
Charles-Quint’in emellerinden haberdar olan Kanunî Macaristan üzerine yürümeye karar verdi. Daha önce vergi vermek istemeyen II. Layoş’un Osmanlı elçisi Behram Çavuş’u idam ettirmesi savaşmak için yeterli bir sebeb sayıldı.
TÜRK ORDUSU SEFERE ÇIKIYOR
Kanunî Sultan Süleyman 1526 yılının sonuna doğru ordusunu hazır etti. 300 top ve 100,000 kişilk ordu büyük bir disiplin içinde yola çıktı. Ekili arazilere girmenin, buralarda hayvan otlatmanın, Hristiyan halka her türlü zarar vermenin şiddetle yasaklanması sayesinde Macar kralının her fırsatta kışkırtmaya çalıştığı Eflak ve Boğdan ahalisi Osmanlı’ya karşı saygı göstermişti. Ramazan Bayramında Belgrad’a gelen Kanunî Sultan Süleyman burada kutlama törenleri yaptırdı. Dahga sonra yol üstündeki Salakamen ve Petervaradin kaleleri alındı.
Drava nehrine varıldığında yağmur sularının yükselttiği nehrin üzerinden ordunun rahatça geçmesi için bir köprü inşa edildi. Padişahın nezaret ettiği inşaat kısa sürede bitirildikten sonra ordu, ağır topları ve lojistik malzemeleri ile geçti. Kanunî Sultan Süleyman geçiş tamamlanınca köprüyü yıktırdı ve Macaristan seferinden kesin bir sonuç alınmadan dönülmeyeceğini belli etti.
Yağmur yüzünden bataklığa dönen Macar ovasına ulaşmak aylar almıştı. Macar ordusu da 40 günlük yürüyüşten sonra Budapeşte’ye 160 kilometre uzaklıktaki Mohaç ovasına yaklaşmıştı. Fransa ile ittifak kuran İngiltere ve İtalya yüzünden Charles-Quint yardım edecek durumda değildi ancak npapa tarafından gönderilen paralı askerler Macar ordusuna katılmıştı.
150 bin kişilik Macar ordusu Mohaç ovasına geldiğinde karşısında 100 bin kişilik Türk ordusunu bulmuştu. Macarlar ağır zırhlı süvarilerine güveniyorlarken Osmanlı ordusu toplar ile meydanı tahkim etmişti. 26 Ağustos’ta iki taraf da hazırlıklarını bitirmiş birbirlerine doğru ilerlemeye başlamışlardı.
SAVAŞ MECLİSİ
Türk ordusunun beşbin süvariden oluşan öncü kuvvetlerinin başında Bâli Bey vardı. Onu Rumeli askeri ve150 top ile Sadrazam İbrahim Paşa takip ediyordu. Daha geride Anadolu askerleri ve kalan toplarla Behram Paşa vardı. Daha sonra muhafızlar, yeniçeriler ve süvari alayları ile başkumandan Kanunî Sultan Süleyman vardı. Hüsrev Bey ise Bosna süvarisi ile artçı görevini almıştı. 28 Ağustos’ta savaş meclisi toplandı. Bâli Bey darbenin yan ve gerilerden vurulması gerektiği fikrini öne sürdü. Savaş meclisine çağrtılı eski savaşları görmüş bilgili kumandanların da desteği ile bu görüş kabul gördü. Macar ordusu da Türkleri Tuna nehri önünde sıkıştırıp süvarileri ile ezme niyetindeydi.
CANLANDI O MEŞHUR OVA AT KİŞNEMESİ İLE
29 Ağustos 1526 sabaha doğru günlerdir yağan yağmur fırtına halini almıştı. Macarlar bu hava şartlarında Türklerin harekete geçmeyeceğini düşünüyorlardı. Kanunî Sultan Süleyman ovanın en yüksek tepesine karargahını kurmuştu. Daha sonra bu tepe Türk tepesi olarak anıldı.
Sabah namazı cemaatle kılındı. Bâli Bey’in keşif kollarını gören Macarlar harekete geçmişlerdi. Kanunî Sultan Süleyman etkili bir bkonuşma yaptı ve zafer için dua etti. Süvariler atlarından inerek secde etmişlerdi. Sadrazam İbrahim Paşa da hem Rumeli askerlerinin başına elinde kılıcı ile geçti hem de yararlılık göstereceklere büyük mükafatlar vaad etti.
Saatler geçmesine rağmen Macarlar saldırmıyor, sultan da taktik gereği önce düşmanın saldırmasını bekliyordu. İkindi vakti Macar süvarileri hızla ileriye atıldı, ilk Türk hattına girdiler. İbrahim Paşa da sağ ve sol yana açtığıu birlikleri ile geriledi. Bu gerilemeyi bozgun zanneden II. Layoş ikinci hattaki askerleri de harekete geçirdi. Anadolu askerleri kademeli bir şekilde geri çekilerek Macar ordusunun tamamen bir araya gelerek top menziline girmesini sağladılar. Bâli ve Hüsrev beyler ve süvarileri ile iki yandan ilerleyerek Macar ordusunu çevirmeye başladılar. 300 top birden patladığında Macar süvarileri etraflarının çevrildiğini anlamışlardı. Türk piyadeleri de çemberi tamamlamışlardı. Savaştan önce Osmanlı padişahını ölü ya da diri ele geçirmeye yemin eden 32 şövalye Türk ordusunun merkezine kadar yaklaştı. Fakat Kanunî Sultan Süleyman’ın bulunduğu yere ancak üç tanesi ulaştı. Kanunî bu üç şövalye ile vuruştu ve kılıcı ile öldürmeyi başardı. Aldığıu sayısız darbelerden zırhı sayesinde korunmuştu.
MOHAÇ OVASI MEZARLARI OLDU
Savaş başladıktan yaklaşık bir buçuk saat sonra Kral ordunun yönetimini kaybetmişti.Türk topları Macar ordusunu dağıtmıştı. Başta başkumandan Paul Tomori olmak üzere 25 bin Macar askeri kılıçtan geçirilmişti. Kral II. Layoş ve bir çok asilzade kaçarken Karasu bataklığına batıp boğuldular. Mohaç Ovası ve Karasu (Kvassa) bataklığı Macar ordusuna mezar olmuştu. Bu büyük meydan savaşında Türkler 150 kadar şehit vermişti.
Savaşın sonucu belli olmasına rağmen padişah gece geç saatlere kadar yerlerini terk etmemelerini askerlerine emretti. Kanunî Sultan Süleyman askerlerinin arasında dolaşarak zafer sevincini onlarla yaşadı.
Ertesi gün askerlere rütbelerine göre hediyeler dağıtıldı, meydan ölülerden temizlendi. İstanbul, Şam, Kahire, Halep, Edirne, Eflak ve Boğdan’a zafernameler gönderildi. Kanunî Sultan Süleyman annesi Hafsa Sultan’a kendi yazdığı mektupla zaferini bildirdi.
Kanuni 3 Eylül’e kadar kaldığı Mohaç’tan yola çıktı ve 10 Eylül’de Macaristan’ın başkenti Budin (Buda) önüne geldi. Halk arasından seçilen heyet din adamları ile birlikte bağlılıkları bildirdi ve ertesi gün Budin’e girdi. Burada on gün kaldıktan sonra büyük bir tören ile Peşte’ye geçti. (Bugünkü Budapeşte Tuna nehrinin iki yakasındaki Buda ve Peşte’nin birleşmiş halidir.)
Kanunî Sultan Süleyman Macaristan tahtını Erdel voyvodası Yanoş Zapolya’ya vererek Macaristan seferini tamamlamış oldu.