DARAĞACINDA ALİ BÜLENT ORKAN VE DAVA ŞUURU
ERTUĞRUL SUBAŞI
Türklük gurur ve şuurunu, İslam ahlak ve faziletini; yaşayan ve yaşatanlar, Oğuz’un soylu çocukları; Türk İslam Ülküsünün fedaileri, Turan’ın aşıkları Ülkücüler.
12 Eylül denilen olayı “Sağ-Sol “ husumeti şeklinde ifade edenler KAHROLSUN. 12 Eylül memleketin her yanına sümüklü böcek misali yapışmış, Sosyalist budalalar ve bu soytarıların ağalarının kan gölüne çevirdikleri andır. Stalin’in evlatları, Mao’nun varisleri, Lenin’in kırmaları tarafından karıştırılan Türkiye Cumhuriyeti ve Yüce Türk Milleti bir bataklığa sürüklenmeye çalışılmıştır. Satılmışlar tarafından ayarlanan bu düzende “Allah- Vatan- Millet ”yolunda mücadele eden Ülkücüler kanlarını sebil etmişlerdir Vatan için. Her dökülen kan ile açan binlerce Ülkü çiçeği yayılmış Vatanın her bir karışına. Anadolu’nun gururlu yiğitleri, Ötüken’in cengaverleri, Turan’ın mücahitleri ; emperyalist düzenin uşaklığını yapan Haçlı sürüsü ile mücadele etmiştir. Hilalin öncüleri, hilalin sancaktarları olan Ülkücü Hareketin Allahsız Komünistler ile olan kavgası, kuru bir cihangirlik kavgası değildir. Sağ ve Sol şeklinde ki ifadeyi asla kabul etmiyorum. 1944’de ülkenin her kadrosuna sızan Sosyalistler 1980 Türkiye’sinde aynı şekilde kendilerini göstermişlerdir. Satılmış kamu çalışanlarının desteğini alan ve POL-DER denilen Komünist kolluk kuvvetlerin den aldıkları maddi ve manevi destekler ile Komünist zihniyetin uşaklığını yapan şuursuzlar ; Bayrak insin! Ezan dinsin! Sistemini inşa etmek için kurşun yağmurları ve kahpe oyunlar ile yakmıştır iman eden yürekleri. Yandıkça harlanan yürekler Kürşad misali vuruşmuştur, vurulmuştur.
12 Eylül Milliyetçi Ülkücü Hareket üzerindeki kara buluttur. 12 Eylül Hilal ile Haçlı nın kavgasıdır. Türkiyeli ile Türk’ün arasındaki cenktir. Halkların mücadelesi karşısında Türk’ün YUMRUĞUDUR. 12 Eylül; Memleket sevdalısı yiğit Ülkücülerin; Kafeslerde, zindanlarda, işkence odalarında, idam sehpalarında diyet ödedikleri KANLI bir kahpe gündür. Basit bir şekilde “Sağ ve Sol” kavgası diyen soytarılar bu milletinin dününden bihaberdir. Yarınları için ise kaygısızdır. 9 yiğit Ülkü devinin idam edildiği vakittir 12 Eylül.
Kıyım; yetkili kıyafetine bürünmüş teröristler tarafından yapılmıştır. Kıyım; Devlet’in desteğini Sosyalist ve Emperyalist odaklara harcayanlar tarafından yapılmıştır. 9 Ülkücünün idamı, Başbuğumuz dahil 226 kişinin idam fermanı, binlerce sürgün ve fişlenme ile devam etmiştir.
12 Eylül’ün kanlı olaylarından bir diğeri Mamak cezaevinde Ali Bülent ORKAN ağabeydir. Doktorlar tarafından Sağlık ve ruhsal durumunun iyi olmadığına dair raporlar alınan ve Avukatının mücadelesine rağmen o halde Kenan EVREN denilen cani tarafından idam ettirilen yiğit dava adamı Ali Bülent ORKAN. Zulme baş eğmeyen Ülkücü Hareketin yiğidi Ali ağabeyimiz; Hz. Ali duruşu ile (Haşa) “Burada Allah yok! Peygamber izne ayrıldı” diyen zihniyetin karşısında Komutanım değil “Hey Asker ağa” diyerek duruşundan taviz vermeyen Ülkü eri. 12 Eylül kıskacında her türlü vahşeti Ülkücülerin yaptığını söyleyen “Kıçı yanmış Yahudi” gibi bağıranların iftiraları ve Ülkücülere adeta kıyım yapan sistem iftiralar ile Ülkücü Hareketin neferlerine her türlü işkenceyi yapmıştır. Senaryo hazır ; Olaylarda Ülkücülerin baş rolde oynadığı belirtilecek ve bir kaç kahpe şehit ile neticelendirilecek. Kimine idam, kimine işkence ve zulüm.
Ali Bülent ORKAN idam ile cezalandırıldı. Haksız yere Hak davanın neferleri ceza çekti. Ali ağabey bir gün vazgeçmedi. Bir an duraksamadı. Bir an ‘Pişman’ olmadı. Davasına ihaneti asla düşünmedi. İşkence ve zulüm ile ruh sağlığını dahi riske atanlara karşı Eyvallahı olmadı. Küçük hesaplar ardında koşmadı. Ne para, ne makam, ne rahatlık yıldırmadı Ali Bülent ORKAN ağabeyi. Sevdasının sonunda idam ile yargılandığını bilmesine rağmen geri adım atmadı.
Ey davayı Ağrı dağı eteğinde bırakan, kendisini dağın zirvesine çıkaran eyyamcılar.
Ey davayı basamak eyleyen kansızlar. Ey teşkilatın kanını emen kansız vampirler. Akbaba gibi Parti ve Ocağa çökmeye çalışan leş kargaları; Sizler Kandil ve Moskova kucağında gezer iken İPSİZ sapsız yollarda cirit atar iken, Ali Bülent ORKAN ve niceleri idam ile yargılandı. Hayasız, arsız, kansızlar bir daha Dava kelamını ağzınıza almayın. Bugün Milliyetçi Ülkücü Harekete ihanet ve başka sahalarda aktif olanlar Şehitlerimizi ağzınıza alırken içiniz rahat eder mi?
Ruhi KILIÇKIRAN ağabeyden, Fırat Yılmaz ÇAKIROĞLU ağabeye kadar bütün Ülkücü Şehitlerin ahı ve vebali bu davaya ihanet edenlerin üzerindedir. İdam sehpasında şehit edilen Ali Bülent ORKAN ve cümle şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum.
Ruhları şad mekanları uçmak olsun.