
Sıradışı Bir Ülkücü
DR. AHMET NABİ KIZMAZ
Ahmet B. KARABACAK
İstanbul’a Tıp Fakültesinde okumak için geldiği zaman tanıştığım, inanılmaz bir iradenin adamı olan dostumu anlatmadan önce, onu yetiştiren yılları hatırlamamız gerekiyor:
Bilindiği gibi, yıkılan, dağılan Osmanlı devletinin yerine yeni bir devlet kurmak için mücadele eden ve kuran Türk milliyetçileri idi. En zor zamanlarda yönetimi ellerinde tutanlar, İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olmasıyla kenara itildiler. Dernekleri kapatıldı, parti kurmaları çeşitli bahanelerle önlendi, kurulanlar kapatıldı, ileri gelenleri uydurma bahanelerle işkence gördü ve hapsedildi. Fakat vatanseverler mücadelelerinden hiç vazgeçmediler. Her türlü baskıya göğüs gererek yazılar yazmağa, dergiler, gazeteler yayınlamağa gayret ettiler. Pek çok milliyetçinin içinde, fikrî bazı anlaşmazlıkları olmasına rağmen Necip Fazıl Kısakürek, Hüseyin Nihal Atsız, Osman Yüksel Sedengeçti, Nurettin Topçu daha çok ön planda gözüktü. Bunlar bütün imkânsızlıklara rağmen, Türk gençlerine ufuklar açtılar. Son elli altmış yılda yetişen gençler, bunlar ve bunlar gibi idealistlerin meyveleridir.
Rus emperyalizminin insanları kandırma bahanesi olan Komünizmin, Türkiye’yi işgal planlarını yaptığı günlerde, daha teğmen iken İsmet İnönü zulmüne uğrayan Alparslan Türkeş, 1960 yılları sonrasında, dağınık olan milliyetçileri bir araya toplamak için, arkadaşlarıyla beraber bir siyasi parti kurdu. Genç nesil, aradığı sesi ondan işitmeğe başladı. Elbette bu çok zor bir mücadele istiyordu. Mücadele yalnızca tek hedefli değildi. Türk gençleri kendilerini, vatanlarını idare edecek eğitimli insanlar olarak yetiştirmek için çeşitli sıkıntılar baskılar içinde okullarında okuma kavgası da veriyorlardı. O günlerin CHP’sinin desteklediği yerli komünistler ve Kürtçülerle mücadele, bazen de kanlı olarak verildi ve ilk defa dünyada komünistler Türkiye’de yenildi. Bunu Ülkücü gençler, pek çok şehit de vererek gerçekleştirdiler. Bilindiği gibi sonunda Sovyetler Birliği dağılarak, onların işgali altındaki milletler kendi devletlerini kurdular.
* * *
ÇİÇEKLER KARDA DA AÇAR, Doktor Ahmet Nabi Kızmaz’ın hayatının kısa ve sıkıntılı, fakat ona zevk veren bir kesimini anlatan roman şeklindeki kitabı. Çorum’un bir köyünde doğup, türlü zorluklarla, engellemelerle boğuşup, uzak görüşlü olan babasının gayreti ve ondaki cevheri sezen ilkokul öğretmeninin teşvikiyle liseyi bitirip, Tıp fakültesini kazandığı İstanbul’a geldiği zaman tanıştık. Yaşından umulmayan bir olgunlukta idi. Konuşmaları ve davranışları ölçülü, saygı uyandıran kişiliği hemen belli oluyordu. Hatırlıyorum; o zamanlar üniversite bitiren bir öğrenci, radyodan, geride kalan arkadaşlarına tecrübelerini aktaran, tavsiyelerde bulunan bir konuşma yapardı.(O zaman televizyon yoktu) O yıl bütün İstanbul öğrenci dernekleri mensuplarının oylarıyla Ahmet Nabi seçilmişti. Bizler, o gün konuşmayı heyecanla beklemiş, radyoların başlarına yığılmıştık.
Ahmet Nabi, kitabında anlatıyor: Tayin olmak için Ankara’ya, tayin dairesine gidiyor. Ona, hiçbir doktorun beğenmediği yerlerin listesini gösteriyorlar. O, “vatanın her yeri bence mukaddestir” inancıyla, Hakkari’nin Uludere ilçesini seçiyor. O sırada kendisi nişanlı idi. Nikâhına gittik. Nikâhtan sonra, hemen o gün tayin olduğu Uludere’ye uğurladık.
O zamanki kanuna göre, devletten burs alarak okuyanlar iki yıl devletin tayin ettiği yerde çalışmak zorunda idi. Bazısı bu zorunlu tayini değiştirmek, rahat bir yere gitmek için çeşitli yollar denerken, Kızmaz, pek çok kişinin gitmek istemediği yere severek, hem de evlendiği, hazırlıkları yapılan düğününü yapamadan, nikâh günü, görevine yetişmek için, fedakâr eşi ile yollara düştü. Belki pek çokları şaşırdı, fakat bizler bunu normal karşıladık. Çünkü vatan vazifesi her şeyin üstünde idi… Ahmet Nabi Kızmaz kitabında hayat görüşünü şöyle açıklıyor:
“Kaderde keder varsa, böyle bir selin yolu üzerinde kendinizi bulursunuz. Ülkü ve inançlarınız sizi acımadan savurur durur. Ülküler, yüce dağlar gibidir, nice fırtınaları göğüsler; nice karları, fırtınaları taşırlar. Onlar bu yükleri taşıdıkları için aşılmaz nice dağları ve çağları aşıp gelmişlerdir. O haşin sellerin hiç birisi arkalarında bıraktıkları batak ve kara tortulardan başka, bir gün unutulması mukadder başka hiçbir şey bırakamazlar. Asla aktıkları yataklarına bir kere daha dönmeleri olası değildir. Ya yüce dağlar? Onlara bir bakın! Onlar nice karları, fırtınaları ve selleri silkeleyip yok etmiştir. Ülküler de yüce dağlar gibidir, nelerle karşılaşırsa karşılaşsınlar; onları yolundan döndüremezler.”
“Mevlâna’nın deyimi ile, “Ben tahtını tabutla terk eden hükümdar değilim.” “Ben de inanıyorum ki: Ülkü ve ilke sahibi insanlar, tabutlarla beraber toprağa verilen bütün zenginlikleri, bütün kudret ve kuvvetini, ruhunu kaybettiğinde tabuta yükleyip giden bir ceset olamaz. Ben, bu uzun koşuyu seçtim.”
Doktor Ahmet Nabi Kızmaz, en tecrübesiz zamanında geçirdiği iki yılı ÇİÇEKLER KARDA DA AÇAR adlı kitapta romanlaştırmış. Güneydoğu’nun haşin Zap nehrini, hastaları tedavi etmek için nasıl soyunarak geçtiklerini, aşiret çatışmaları arasında kalıp, vurulanları, ölenleri, kan kaybeden askeri dağda, bir başka askerin kanıyla nasıl hayatta tuttuklarını, yağmurda, çamurda gittikleri bir köyde, jandarmanın kendilerine nasıl terörist muamelesi yaptığını, salgın olan bir köye yayan olarak tepelerden gece yarısı nasıl ulaştıklarını, daha pek çok olayı sanki sinema şeridi gibi bu kitapta toplamış. Kitap 536 sayfa. Bir makale içinde toparlamak mümkün değil. Dikkatimi çeken bir başka husus ora insanının içinde yaşadığımız terörizme bakış açısı oldu: Güneydoğu’lu yaşlı Hüseyin Ağa’nın nasihat ederek konuşmalarını, Türkiye’yi bölmek isteyenlerin ibretle okumaları, ondan ders almaları gerekir.
Doktor Ahmet Nabi Kızmaz, bu gerçekten kıymetli eseriyle, aynı mesleğindeki gibi büyük bir hizmet yapmış. Kitabıyla bir kültür adamı da olduğunu gösteren, halâ, yorulmadan şifa dağıtan muhterem kardeşime ve vefakâr eşine hayırlı uzun ömürler diliyorum…
…………………………………………
Sevgili Kızmaz’dan, kitaptan edinmek isteyenlere telefon numarasını vermek için izin istedim. Beni kırmadı. İşte O numara: Ahmet Nabi Kızmaz. 0 542 573 05 80