Babür Hüseyin ÖZBEK
1950’ler sonrası uzun bir süre Amerikan hayranlığı almış başını gitmişti. Onların denizcilerine ait havalı filimler, revüler, yaşam ve beslenme tarzları yalnız bizi değil Avrupa ülkelerini ve hatta dünyayı sarmştı. Ekonomi ve kültür baskısı bütün halk katmanlarında taraftar buldu, Yankee propogandası onları insafsızca etkiledi, sömürdü.
O tantananın arkasındaki Amerikan emperyalizmi gecikmedi, kısa süre sonra berbat pençelerini gösterdi. Ve her geçen yıl genişledi, bazen NATO, bazen SEATO gibi kurumların da başına geçerek sildi süpürdü.
Bugün değil Avrupa’da Balkanlarda bile ileri karakollar kuruyor. Bölge ülkeleri de bu pakta girişi hızlandırma peşinde. Türkiye – 1952, Yunanistan – 1952, Bulgaristan- 2004, Romanya – 2004, Arnavutluk – 2009, Karabağ – 2017, Kuzey Makedonya – 2020…ve şimdilerde de Ukrayna NATO üyesi olma yolunda.
MUSTAFA A. KIRIMOĞLU GEREKEN DESTEĞİ BULAMADI
Bu ilerlemenin karşısında ise Rusya set kurmaya NATO’nun bölgede doğuya genişlemesini durdurmaya çalışıyor. V. Putin Rus menfaatlerini kollama ve savunmada başarılı bir lider.
******
Geçtiğimiz yarım asır içinde Türk Dünyası verdiği iki imtihanın ilkinde rahmetli R. Denktaş’ın (15.11.1983 / 24.04.2005) 21.5 yıl süren KKTC Cumhurbaşkanlığı’nı iyi desteklemiş, daha sonra ise gene güçlü ama yalnız lider Mustafa A. Kırımoğlu‘nun arkasında durmamış / duramamıştı. Üzücü olan Karadeniz’in kuzeyinden güneye doğru bir mücevher gibi uzanan kadim Türk diyarı Kırım Yarımadası’nı cebren terke zorlandı. Yeni Çar V. Putin 2014’ten önce verdiği sözleri tutmayan kaypak, gizli veya açık Türk / Müslüman aleyhtarı bu zat Kırım’a çöktü, suni bir referandumla kadim Türk yurdunu gasp etti.
Şimdi ise Kırım Tatar Türkleri’ne parlamentoda % 20 temsil ve bir başkan yardımcılığı sözlerini değil yerine getirmek, adını bile anmamakta. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman Kırım’da Osmanlı valilerinin Kefe’yi (Feodosya) adanın idare merkezi olarak kullandıkları dönemde sancak beyliği yaptılar, izler bıraktılar. Onun için Kefe Türk tarihinde önemli yer tutan bir değere haizdir.
Bugüne dönersek, eski Amerikan hayranları artık piyasada pek görünmüyorlar. Devir değişti, sesleri kesildi. Sanki moda gibi. Şimdilerde ise açık veya kapalı bir Rus sempatizanlığı bir Sovyetofillik gözle görülür, kulakla duyulur şekilde seslendiriyor. Ve bazı kalemlerde de satırlara dökülüyor. Örnek mi istiyorsunuz: Karadeniz’e bir İngiliz, 2 Amerikan, bir İspanyol, bir Hollanda fırkateyni çıktı. Tatbikat var. Bu Sovyetofiller basıyorlar yaygarayı. Beyler Karadeniz’deki Rus limanları Novorosisk’te, Rostov’da, Soçi’de konuştuğum her Rus yetkili: “Karadeniz bir Rus iç denizidir” diyor. Efendiler bu gemiler gidip Kırım’ı Rus işgalinden mi kurtaracaklar? Siz asırların Türk yurdu Kırım’a giremeyen Kırım Tatarları lehine bir – iki cümle kurun, hadi: “Kahrolsun Rus Emperyalizmi” diye Taksim’de, Kadıköy Meydanı’nda, Ankara Kızılay’da…bir yürüyün, samimiyetinizi gösterin.
Fakat o konuda sizde tık yok!
Kötü bir örnek: Trabzon 1916 – 18 yılları arasında 22 ay 19 gün Rus işgalinde kaldı. Sadece bu bile size bir şey ifade etmiyorsa başka sözüm yok.
T.C. KIRIM TATARLARINI DAHA GÜÇLÜ SAVUNMALI
Balkanlarda Sırbistan Orta Avrupa’ya doğru uzanan bir Rus ileri karakolu durumunda. Ülkede geçmiş asırlara dayanan canlı, militan Slav – Ortadoks bir damar var. Diğerleri Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk ve hatta ilerde Ukrayna NATO üyesi olsalar bile Moskova’nın Belgrad kartı, Balkanlar’da oldukça kuvvetli.
Bugün (11 Temmuz 2021) bu makale yazılırken tarihin büyük katliamlarından biri olan Bosna Müslümanlarının “Ölüm Yolu’nda” katil Ratko Mladic komutasındaki Sırp kuvvetlerince katledilmesinin 26’ncı yılı hazin şekilde anılıyordu. Bulunan 8 372 cesedin Potoçari Anıt Mezarlığı’na gömülmesi ile iş bitmedi, halâ ulaşılmayan 1 000’in üzerinde zulüm ve katliam kurbanı var.
Tarihçi William M. Sloane’nın dediği gibi: “Balkanlar ve Karadeniz bir tarih laboratuarıdır.” Bölgede her şartta Rus ağırlığı ve baskısı kendini hissettirir. Taraftarları önemsiz, göstermeye gayret etseler bile.
Karadeniz’de biz dahil 32 ülkenin katıldığı 21 yıldır devam eden Deniz Esintisi – 2021 (Sea Breeze – 2021) Tatbikatı’na (28 Haziran / 11 Temmuz 2021) bu yıl Moskova diğer yıllardan daha belirgin bir tepki gösterdi. İngiliz fırkateyni ne “Karadeniz’de Kırım açıklarında Rus karasularına girdi diye beklenenin ötesinde bir çıkış yaptı. Diğer ülkelerde: “Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla” kabilinden yapılan bu sert uyarı fazla bir şey ifade etmedi.
Bizim için Amerikan veya Rus emperyalizmi Türk menfaatlerine dokunduğu yerde kesilir, kesilmeli durdurulmalıdır. Onlar dünyaya hükmetme, ben ise onurlu ve hür yaşama mücadelesindeyim.
Kırım Tatarları’nın haklarını ve özerk bir idareye kavuşmasını dünyanın herhangi bir yerinde kim savunursa T.C.’nin her mensubu onunla aynı safta olmalıdır. Doğru olan da budur.
Özetle T.C, Kırım Tatarları’nın ellerinden alınan haklarını, kendine yakışan güçlü bir şekilde savunmalıdır.