YUNAN İTTİFAKI
VOLKAN YAŞAR BERBER
23 ocak 1913 tarihinde sadrazamlığa getirilen Mahmut Şevket Paşa, Balkan savaşının lehte netice vermeyeceğini sezerek kişisel gayretlerde bulunmuştur. Yıldız sarayında Maliye nazırı ile beraber ön istişaresini yaptıktan sonra diğer nazırlarla beraber topluca yemek yerler. Nazırlar odasında toplanılarak ilk defa bilahare kendileri Yunan ittifakı metnini açık şekilde mahrem kalması şatıyla hükümete beyan ederler ki, Almanya’nın İstanbul Büyükelçiliği kanalıyla Atina’da Yunan Başvekiline bildirilmesi kararlaştırıldı ki şöyledir.
1- Bu harpte Yunanistan tarafından işgal edilen Ege adaları, kayıtsız şartsız Türkiye’ye iade edilecektir. Yalnız Anadolu kıyılarından uzakta bulunan küçük adaları Yunanistan’a bırakabilir ve eskiden olduğu gibi Sisam adasının dahili muhtariyetini tanırız. Şüphesiz İtalya da, işgal altında bulundurduğu ve Lozan muahedesi mucibince Balkan Devletleri ile sulh yaptıktan sonra bize iade edeceği Rodos, On iki ada ve Meis’i bize verecektir. Biz Trablusgarb ve Bingazi yi bu şartla İtalya’ya bırakmıştık. İtalyan işgalindeki bu Türk adaları üzerinde Yunanistan’ın hiçbir iddiası bahis mevzuu değildir ve olamaz.
2- Çıkacağı anlaşılan İkinci Balkan Harbin’den sonra akedilecek sulhtan sonra, gerek Türkiye, gerek Yunanistan, birbirlerinin muvafakatını almaksızın, hiçbir Balkan devleti ile ittifak edemeyeceklerdir. Bu hal, tedafüi ve taarruzi ittifaklar için muteber olacaktır.
3- Bu şartlarla Türk-Yunan ittifakı yapılacaktır. Bir Bulgar-Yunan harbi çıktığı zaman Türkiye, en az 120.000 kişiyle Bulgaristan’a taarruz edecek ve Trakya’yı Bulgarlar dan alacaktır. Trakya’yı almak için, Yunanistan’dan hiçbir askeri yardım talep etmeyecektir. Bu suretle Bulgaristan, ordusunun en mühim kısmını Türklere karşı kullanmak mecburiyetin de kalacaktır. Türkiye, Balkan Harbinde Yunanistan’ın Türklerden aldığı Girit, Epir ve Güney Makedonya üzerinde hiçbir iddia da bulunmayacağı gibi, İkinci Balkan Harbin de Bulgaristan’dan hangi toprakları fethederse, bu fütuhatı tanıyacak ve hiçbir siyasi müşkülat çıkarmayacaktır.
4- Yunanistan, 14 haziran günü saat 7’ye kadar yukardaki şartlarımızı kabul ettiğini bildirmediği takdirde, Türkiye, hareketinde serbest kalacak ve istediği Balkan devletiyle ittifak edebilecektir. 14 hazirana kadar Atina ile Babiali arasındaki müzakereler, erkanı harp kaymakamı Vehip Bey’e verilmiş olan şifreyle yapılacaktır. Telgraflar, her iki hükümetin posta nazırlarına hitaben gönderilecektir.
Yukarıdaki karar, Fransızca olarak yazıldı. Bizzat Sadrazam Mahmut Şevket Paşa, Almanya Sefarethanesine gidip büyükelçi Baron von Venizelos’a verilmesini rica etmişlerdir. Ayrıca von Wangenheim, Babiali’nin yazısına, Almanya namına şu kaydı koymayı da kabul etti, ”Yunanistan, Türkiye ile bildirilen esaslar dahilinde ittifak etmeyecek olursa, Babiali, Bulgaristanla ittifak edecek ve şüphesiz Yunanistan, o takdirde de adları kaybedeceği gibi, Bulgaristan karşısında da Türkiye’nin ittifakından mahrum olacak, üstelik Türk silahlarına karşı koymak mecburiyetinde olacaktır.”
Bu arada İngiltere, tamamen bağımsız bir Arnavutluk’un, İtalya ya yem olmasından endişe duyduğundan Arnavutluk tahtını II. Abdülhamit’in oğullların dan Burhanettin Efendi ye teklif edilmişse de , Türkiye tahtı üzerindeki müstakbel hakkından vazgeçmek istemeyen şehzade, reddetmiştir. Aynı şehzadeye 1918’den sonra Irak Krallığı’da teklif edilmiş, fakat İngilizler, bu teklifi yapan Iraklıları, kanlı bir şekilde ber taraf etmişlerdir. Ve lakin; Balkan harbi çıktığı zaman, Türkiye’nin dört küçük Balkan devletini silip süpüreceğinden şüphe etmeyen Büyük devletler, bilhassa Fransa, harbin sonu ne olursa olsun her iki tarafın da hudutlarını aynen muhafaza edeceklerini, hiçbir devlet için fütuhat hakkı tanımayacaklarını bildirmişlerdi. Fakat ümit edilmeyen şekilde ve kesin surette Türkiye yenilince, Büyük Devletler, 180 derecelik bir dönüş yaptılar ve Balkanlar’ın bütün fütuhatını tanıdılar. Maksadın, Türkiye nin Balkanlar dan bir karış toprak almasına mani olmak olduğu anlaşıldı. Maalesef bu Yunan metni havada kaldığı gibi metni hazırlayan Sadrazam Mahmut Şevket Paşa 11 haziran 1913 tarihinde, arabasında silahlı bir suikaste uğrayarak yaşamına son verilmiştir.