ALTAY KARTALI
Zeliha ALKAN
“Çinliler nişan almış bekliyorlardı. Osman Batur Allahu Ekber dedi ve ardından kurşun sesleri geldi. Sanki namaz kılıyordu. Önce dizüstü düştü. Sonra alnı secdeye vardı. Bir rütbe daha kazanmıştı; şehitlik.”
Doğu Türkistanlı yazar Abdürrahim Hacı Melek makalesinde Osman Batur’un şehit edilişini böyle anlatıyordu. Osman Batur şehit olmuştu ama Osman Batur ruhu hala Doğu Türkistan’da yaşamaktaydı. Çin’in Doğu Türkistan halkından korkmasının en önemli sebebi buydu.
Peki kimdir Osman Batur?
Asıl adı Osman İslamoğlu’dur. Savaşlarda üstünlük kazanan yiğit anlamına gelen Batur adı halkı tarafından kendisine sonradan verilmiştir. 1899 yılında Altay’ın Köktogay bölgesinde orta halli çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası İslam Bey, annesi ise Ayça (Kayşa) Hanım’dır. Çocukluk yılları Altay’da geçmiştir. On yaşında iyi bir binici ve iyi bir avcı olmuştur. On iki yaşına gelince kendisine örnek aldığı, Çin direnişinin o dönem ki lideri Böke Batur tarafından eğitilmeye başlanmıştır. Özellikle savaş teknikleri konusunda iyi bir eğitim almıştır. Böke Batur’un Çinliler tarafından şehit edilmesinden Osman Batur çok etkilenmiştir, bu olay onun tekrar doğduğu topraklara dönüp çiftçilik yapmasına neden olmuştur. Türk direnişi Böke Batur’un şehit edilmesi üzerine başsız kalınca Çin’in Türkler
üzerindeki baskısı da iyice artmıştır. 1940’lı yıllara gelindiğinde bu baskı artık dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Çinliler Türklerin tekrar örgütlenmesini engellemek için Türk alim ve liderleri katletmeye başlamıştır. Türklerin ellerindeki silahlar toplanmaya başlanmıştı. Silahların toplanmaya başlanması Osman Batur için sabrını taşıran son damla olmuştu.
Bunun üzerine; “Bugün silahımızı alanlar yarın canımızı alırlar, ben silahımı Çinlilere vermem, istiyorlarsa gelip alsınlar.” diyerek direniş mücadelesini başlatmıştı. Bu mücadele sadece Çinlilerin zulmüne direniş mücadelesi değil tüm Altay topraklarını ve Doğu Türkistan’ı kurtarma mücadelesiydi. Bu amacı doğrultusunda yanına otuz bin asker topladı.
1941 yılında başlayan hem Rusya hem de Çin’e karşı verdiği bu zorlu mücadele iki senenin sonunda başarıya ulaşmıştı. Kızıl Çin’in kâbusu olan Osman Batur; Altay topraklarını Çinlilerden temizlemiş ve 1943’te Altay Kazakları’ nın hanı ilan edilmiştir. 1945 yılına gelindiğinde neredeyse bütün Doğu Türkistan Türklerin hakimiyetindeydi. Oldukça kısa bir
sürede böyle büyük başarılar kazanan Osman Batur Çinlileri korkutmuştu. Adeta ikinci bir Kürşat olarak görüyorlardı Osman Batur’u. Çinlilerde ortaya çıkan bu büyük korku Osman Batur’un karşısına çıkardıkları ordu ve silahlardan bile anlaşılıyordu. Onlar da farkındaydı Osman Batur’a denk bir ordu ile onu alt edemeyeceklerini bu yüzden ondan tam on kat daha büyük bir ordu ve tüm teknik imkanlarla saldırdılar. 1949 yılına gelindiğinde yaşanan çetin mücadele sonucunda Osman Batur’un askerleri sadece 3-4 bin kişi kalmıştı. Sayı üstünlüğünü fırsat bilen Çinliler son saldırıları sırasında Türk kadınları ve kız çocukları haince esir etmişti. Esir alınanların içerisinde Osman Batur’un bir kızı da vardı. Osman Batur’un ailesinin diğer fertleri Çinli askerler tarafında vahşice işkence edilerek öldürülmüştü.
1951 yılının şubat ayındaki baskının ardından Osman Batur esirleri kurtarmak için 200 kişilik birliğe tek başına saldırdı. Birçok Çinli askeri öldürdü ancak sonunda kendisi de esir düştü. Halkına göz dağı vermek için gözleri önünde işkence ettiler, at üzerinde elleri kolları bağlı şekilde sokaktan sokağa gezdirdiler. Bu halinde bile halkını yüreklendirmekten vazgeçmedi Osman Batur. Bulduğu her fırsatta “Ben ölebilirim ama dünya durdukça benim milletim mücadeleye devam edecektir.” diye haykırdı.
Urumçi’de düzenlenen mahkeme ile Osman Batur’un önce kulaklarının ve ellerinin kesilmesine sonra da kurşuna dizilmesine karar verildi. 29 Nisan 1951 tarihinde Urumçi’de şehit edildi.
Altay Kartalı Osman Batur ömrü boyunca Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için mücadele etmiş, davası uğruna ailesini kaybetmiş, büyük acılar çekmiş, işkenceler görmüş ve sonunda yine davası uğruna şehit olmuştu. Bugün de aynı zalimliklerine devam eden Çin bir gün mutlaka yine Kürşadlarla, Osman Baturlarla karşılaşacaktır. Türk milletinde Osman Baturlarda, Kürşadlarda tükenmez.
Aziz ruhları şad olsun, Türk milleti var olsun.