ERMENİLER VE ERMENİCİLER
Fuat YILMAZER
“Sözde Ermeni Soykırımı” yalanı hakkında her yıl ABD Başkanının hangi kelimeyi kullanacağı merak edilir. Bu yılda Biden, geçmiş başkanlardan Reagan gibi “soykırım” kelimesini kullandı.
Yıllardır devam eden bu yalan oyunu tekrar sahnede. Türkiye’nin dışarıda yalnızlaştığı ve yalnızlaştırıldığı bir dönemde olması daha da dikkat çekiyor.
Biz yine yanlış yapıyoruz. ABD ve AB ülkeleri doğru veya yanlış hiç dikkat etmeden Türkiye’nin aleyhinde olan her türlü işi bahane ediyorlar. Eğer isteklerine tam uyarsan o senenin suçlamasında kelime biraz yumuşatılmış oluyor, kızdırmışsan kelimeler sert seçiliyor. Yani Demokles’in kılıcı gibi başımızda tutuyorlar.
Kısacası bu mesele Ermenilerin hakkını arama meselesi değil. Türk’ü, Türkiye’yi güç duruma düşürme ve Türkiye’yi bölme oyununun bir parçası.
Sözde Ermeni Meselesinin kökeni 1877-1878 Osmanlı Rus harbinden sonraki gelişmelere dayanır. Bu tarihten sonra Ermenilerin ayaklanmaları ve masum insanları katletme canilikleri başlamıştır. 1948 yılından bu tarafa da kendi katliamlarını yok sayıp 1915 olaylarını soykırım kabul ettirme çabasındadır.
Ermeniler, Ermeniciler ve Ermenilerden yararlananlar yukarıda da anlattığım gibi bu tarihi kullanarak haksızlıklarına devam etmektedir.
Tarihte Ermenilerin iki küçük krallık haricinde devletleri olmamıştır. Bizans’ın, Selçuklu’nun, Emevilerin, Abbasiler ve Osmanlıların emrinde yaşamışlar. En rahat yaşadıkları dönem Osmanlı tebaası olarak yaşadıkları dönemdir. Osmanlıda devletin en tepe noktalarına kadar çıkmışlar, zenginlikte de Türklerden daha rahat ve huzurlu hayat sürmüşlerdir.
Osmanlı güç kaybetmeye başladığı zamanda da ilk başkaldıran tebaamız Ermenilerdir. Osmanlının güçlü oldukları dönem bunların uysallık dönemidir. Zayıflayınca da dünün “Millet-i Sadıka” denilen Ermeniler ’in canilik yüzü ortaya çıkmıştır. Doğu’daki vilayetlerimizde Türk ve Kürt katliamlar yaparak ölüm kustular. Osmanlı Devleti de hem bu katliamları durdurmuş, hem de artık katliam yaptıkları topraklarda kalmalarının kendi canlarına da mal olacağı için onları tehcir ettirmiştir.
Ermeniler sadece Türkiye’ye değil Azerbaycan Türklerine de aynı vahşeti sergilediler. Hocalı katliamı bunlardan biridir.
Ortada söylendiği gibi bir sorun yoktur. Çıkar peşinde koşan devletlerin çözebileceği sorun da değildir.
Bu olayın sanığı da, tanığı da, müştekisi de tarihin içindedir.
ABD Biden’ın son konuşması ile Türkiye’ye karşı başlattığı mücadeleyi resmileştirdi. Artık müttefiklik, stratejik ortaklık askıya alınmıştır.
Sen Kızılderililere soykırım yaptın, hala da Arap ülkelerinde soykırım yapıyorsun demekte önemli bir sonuç getirmez.
Bugünkü dünyada kim güçlü ise haklı o gibi ahlaka ve adalete sığmayan bir durum ortaya çıktı. Karşılık olarak ABD’ye karşı yapılma imkânı olan ne var ise tespit edilmeli.
Türkiye Cumhuriyetinin iktidar muhalefet, aydın kesimi, velhasıl tüm Türkiye dış sorunda birlikte hareket etmelidir.
Kısaca yarınlarımız için kişi ve parti çıkarları bir kenara bırakılarak tek vücut olunmalıdır. Savunma Sanayii açısından güçlenerek yola devam edilmelidir.
Ülkücü Türk Milliyetçilerinin “Türk’ün Türk’ten Başka Dostu Olmadığı” inancı Devlet, resmi ve sivil herkes tarafından içselleştirilmelidir.