LİMNİ, SKIRA VE SAKIZ ADALAR ÜÇGENİ, ORTA EGE’NİN KALBİNİ OLUŞTURUR
Babür Hüseyin ÖZBEK
Haritayı önünüze açın, orta Ege’nin ortasındaki Skira Adası’nın konumuna alıcı gözüyle bir bakın. Bu ada İzmir – Çeşme’ye 80 deniz mili (148 km.), Atina Elefterios Venizolos Havaalanı’na 66 d. Mili (121 km.), Foça Anfibi Deniz Piyade Tugayı’na 98 d. Mili, Çanakkale Boğaz girişine ise 102 deniz mili kuş uçuşu mesafede.
Tarihin akışını değiştirmek mümkün değil. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa 20 sene, 70 sene sonra, denizde büyük bir hır – gür, acımasız bir çatışma çıkacak. Yeri belli, Ege, ve hatta orta Ege demek mümkün. Bu kriz 23 Kasım 2020’de Girit’in güney batısında Türk bandıralı bir gemiye mesnetsiz yapılan İrini Harekatı’na hiç benzemeyecek.
Yunanistan silahlanıyor, tersleniyor, Türk anakarasına bir kurşun atımı mesafeye gelip boy gösteriyor.
2020 Aralık ayı son günleri, tahrik üstüne tahrik var. Genel Kurmay Başkanı Konstantin Floros, Rodos ve Kızılhisar’dan (Meis) sonra Bodrum – Kardak’ın karşısındaki Kilimli’de (Kalalimnos), Milli Savunma Bakan Yardımcısı Alkiviadis Sefanis ise Didim’in karşısındaki Bulamaç (Farmakonisi) Adası’nda 2021 yılını karşıladılar. Anadolu sahillerindeki adaları küçük büyük demeden dolaşıp tahrikkâr konuşmalar yaptılar. Olası bir çatışmada ne yapacağını dahi bilemeyecek durumdaki askeri personeline moral şırınga ettiler.
ORTA EGE’DE GÜNEYE SEYREDİYORUZ
Yıllardır devam eden bu gergin ortam daha ne kadar böyle sürer, orası meçhul. Nerede bir Türk fırkateynine, denizaltısına, bir uçağına, bir balıkçı teknesine müdahale olur, meçhul. Batırılır mı, düşürülür mü?
O gün durum dünya kamuoyuna nasıl yansır, lehimize mi aleyhimize mi olur ve bunları dünya kamuoyuna ne kadar başarı ile anlatırız, göreceğiz.
Hakkında konuştuğumuz sularda durum nasıl? Gemi yüklü, sarsmıyor. Rüzgar sancak kıç omuzluktan – karayelden tatlı tatlı esiyor. Bir saat önce Limni Adası’nı sancaktan ve şimdi de Bozbaba (Ayios Efstratios) Adası’nı sancak kıç omuzlukta bırakarak orta Ege’ye, Eğriboz Adası’nın güney doğusuna, Andros (Adası) Kanalı’na doğru rotayı tashih edip ilerliyoruz. Daha sonra da Girit’in batısı ve Cebelitarık Boğazı’na rotayı çevireceğiz. Devamında ver elini Kuzey Atlantik. Yol uzun mu uzun.
YUNAN EKONOMİSİ ÜRETMİYOR
Avrupa’nın şımarık çocuğu batı komşumuz borç sarmalı içinde. Üretim yok. İki gelir kalemi var: turizm ve denizcilik. Onlar da pandemi – Covid 19’dan dolayı yarı felç durumda. Çölde susuzluktan çökmeye hazır çaresiz kalmış bir deve gibi. Sıkıntı hat safhada.
Şu anda Yunanistan, bilinen ama dillendirilmeyen bir Alman ekonomik sömürgesi.
Durum böyle değilmiş gibi 2021 yılı savunma bütçesi 2020’ye göre 5 kat arttırıldı, 5.39 milyar avroya çıktı. Fransa’dan yeni uçaklar alıyor, fırkateyn siparişleri veriyor.
Yakın bir dönemde hükümetin krizlerle sarsılacağını, ülkenin üzerine kara bulutlar çökerken Atina’daki ünlü Sintağma ve Propilea meydanlarındaki yürüyüşlerin, grevlerin, ateşli gösterilerin yayılarak bütün ülkeyi (Selanik ve Patras’ı da) saracağını, Yunanistan’ın eski karanlık günlerine döneceğini düşünüyorum.
Alman, Amerikan ve Fransız ekonomik ve siyasi desteği bir yere kadar. Ama bunun krizlere rağmen bu şekilde süreklilik sağlaması ve halkın alıştığı yaşamın dışında, normal sürdürmesi mümkün değil.
Biz biliyor ve görüyoruz ki hem halkta, hem asker ve idarecilerde, söylense de söylenmese de bir Türk aleyhtarlığı bir Türk korkusu var. Onu bir türlü yenip kafalarından atamıyorlar. Atina sokaklarında yürürken bunu hissediyorsunuz.
SKIRA ADASI’NA TÜRK BAYRAĞINI DİKTİĞİMİZDE ORTA EGE BİZİM OLACAKTIR
Böyle bir durumda eğer bir savaş çıkarsa Yunanistan ne kadar silahlanırsa silahlansın Ege’deki adaların tümünü bize karşı savunamaz. Ve hatta iddialı konuşalım koruyamaz, çöker.
Türkiye hazırlıklı olmalı, çıkacak ilk hırda ve sonrasında orta Ege’de yapacağı ataklarla ve elde edeceği üstünlükle duruma hakim olmalı. Bunun şartları bizim lehimize. Foça Anfibi Çıkarma Tugayı bu zorlu göreve hazır. Sakız, Midilli, Limni ve Skira adalarına mutlaka Türk bayrağı çekilmeli.
Zor olan bütün orta Ege’ye hakim, Atina Elefterios Venizelos Havaalanı’nı da kontrol eden Skira Adası ne pahasına olursa olsun alınmalı ve orada tutunmalı, asla geri çekilmemelidir. Bu adaya Türk bayrağı çekmek orta Ege’ye hakim olmak demektir.
Limni, Skira ve Sakız’dan oluşan adalar üçgenin zaptı ile şuandaki Yunan dayılanması, terslenmesi ve direnç noktaları kırılacak, Ege, evet Ege, Türk hakimiyetine geçecektir.
Bunun için çıkacak büyük bir silahlı dünya krizinde Türkiye’nin ilk ve büyük hedefi batısındaki bu adalar olmalıdır.
24-25-26 Temmuz 1974, yani yarım asır önce Kıbrıs’ta yaşananlar tekerrür edecek gibi görünüyor.
NAVTEX’LER VE KAHRAMAN HAMİDİYE KRUVAZÖRÜ
2020’nin son üç ayında 48 Navtex (denizcilere ilan) yayınlandı. Bunlar karşı tarafın denizde ve hava sahasında hareket kabiliyetlerini daraltmaya yönelik duyurulardı. Rodos’taki Türk Başkonsolosluğu’na baskı uygulandı, hatta bir personel tutuklandı. Suçu: Ege’deki Yunan Deniz Kuvvetleri’nin gizli bilgilerini toplayıp Ankara’ya bildirmekmiş. O korku var ya o korku!
Bilirim; yıllar önce Beyoğlu’ndaki Yunan Konsolosluğu’nda, dünyanın her yerinde üzerine giriş çıkış kaşesi vurulmuş pasaportuma, Yunanistan’a giriş vizesi için zorluk çıkarılmış ve de bekletilmişti.
Zayıf, ince yüzlü, top sakallı yetkili: “Atina’ya indikten en geç 48 saat sonra Yunanistan’ı terk edin” demişti. Daha sonra da havaalanında sıkıntı çıkarılmıştı. Ben de Atina’ya indikten 4.5 sonra Patras’ta denizden Yunanistan’ı terk etmiştim.
Balkan Harbi’nde (1912 -13) Çanakkale Boğazı’nı denizden kapatıp Ege’de Türkiye’nin boğazını sıktığı o günler. H. Rauf Orbay komutasındaki kahraman Hamidiye Kruvazörü ile Yunan kuşatmasını yararak çıktığı 13 Ocak 1913’ün karanlık ve sıkıntılı günleri bir daha gelmeyecek. Bu sularda sık ve uzun seyir yapanlar bilirler, hep bir güvenlik sorunu, söylenmese de acaba mı düşüncesi, gemi yöneticilerinin kafalarında vardır. Girit veya Rodos’u geride bırakıp Ege’de rotayı kuzeye, Çanakkale Mehmetçik Feneri’ne çevirdiğinizde veya Çanakkale Boğazı’ndan çıkıp Türk sularını terk ederken orta Ege’nin o sularının size ait olduğunu görmek, hissetmek bir Türk denizcisi için ne büyük gurur, ne büyük güç olur.