RUSYA KURTARICI ARABULUCU VE VAZGEÇİLMEZ TÜRK BİRLİĞİ
Fuat YILMAZER
Azerbaycan Ermenistan arasındaki çatışmalarda yeni bir safhaya geçildi. Bilindiği gibi Ermenistan Azerbaycan’ın %20 sine tekabül eden toprağını işgal etmişti. Ermenistan Tovuz bölgesine yine saldırıya geçti. Bu sefer beklediğini bulamadı. Azerbaycan eski Azerbaycan değildi, güçlenmiş, askeri eğitilmiş, gerçek ordu haline gelmiş, ekonomik anlamda da eski gücünün üstünde bir Azerbaycan vardı. Saldırı püskürtüldüğü gibi Azerbaycan ordusu 30 yıldır işgal altında ki topraklarını da kurtarmaya başladı.
Ermenistan’ın Tovuz bölgesine yaptığı saldırıya Ermeni üstünlüğü ile bitecek zannıyla ses çıkarmayan Rusya ve Batı Azerbaycan’ın esaret altındaki topraklarını kurtarmaya başladığında ateş kes yapılması ve görüşülmesi çağrısı yapmaya başladılar.
Ermenistan’la aralarında anlaşma olan Rusya ilk anlarda silahlı mücadelenin hemen bitmesi için irade ortaya koymadı, suskundu. Sebeplerinden biri Ermenistan’ın yeni yönetiminin Batı yanlısı tutumuydu. Putin’in sessiz kalması Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın burnunun sürtülmesi düşüncesiydi. Paşinyan ekonomik politikasında başarılı olamamış iç kamuoyunda büyük itibar kaybetmişti. Bu olayda da başarısız olması, haddini bilmesi ve batı yanlısı Paşinyan hükümetinin ömrünü tamamlaması için yapılan bir hamle idi. Putin bununla da kalmadı birçok defa kendine telefon açarak yardım talebinde bulunacak Paşinyan’ın telefonuna çıkmadı son olarak da işlerini yoğunluğunu söyleyerek telefonu yüzüne kapattı. Bu da Putin in çevresi tarafından dünya kamuoyuna açıklandı.
Ama müdahale etmek noktasına geldiğini anlayınca 12. Günde Azerbaycan ve Ermenistan liderleriyle görüşerek, Dışişleri Bakanlarını Moskova’da ateş kesi görüşmek üzere topladı, toplantı sonucu geçici ateşkes kabul edildi.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov tarafından açıklanan kararda, ateşkesin kabul edilmesi, ayrıca müzakere masasına dönülmesi, bunun Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk grubu eş başkanlığının yani Rusya, ABD ve Fransa’nın arabuluculuğunda yapılması kararı çıktı.
Rusya bununla da kalmadı “bu formatın değiştirilmeyeceği” maddesini de eklettirdi. Yani buna göre Türkiye’yi bu müzakereden uzat tutacak hamlesiydi.
Her olayda Rusya gibi büyük devletlerinde bir amacı ve varmak istediği sonucu vardır. Kısa yakın geçmişe kısa bir göz atarsak bunu yakalamak mümkündür.
Rusya bir süre önce Azerbaycan Meclis Başkanının Moskova’yı ziyaretinde “Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarının 7 bölümünün(reyon) 5 bölümünün Azerbaycan’a verilmesi, 2 bölümünün ise Rusya Barış gücü tarafından kontrol edilesi “ teklifini yapmıştı. Yani Rusya’nın yaptığı teklife göre Ağdam, Fuzuli, Cebrail, Zengialan, Kubatlı Azerbaycan’a geri verilecek ama stratejik önemi olan, Karabağ’a geçiş yolu olan Laçin ve Kelbecer Rus kontrolünde kalacaktı. Bu haber yalanlanmamıştı. Yani Dağlık Karabağ’la irtibat kesilecek yol kontrolü Rusların dolayısıyla Ermenilerin elinde olacaktı. Bu çok tehlikeli bir önerdir.
Sonuç: önemli oranda psikolojik güç, destek yakalayan Azerbaycan 13 günde önemli bölgeleri ele geçiremedi. Rusya’nın devreye girmesiyle bazı düşüncelerin uygulanması zorlaştı. Ateş kes erken kabul edildi.
Bundan sonra olması gereken Laçin ve Kelbecer’in Rusya kontrolüne verilmesi fikri şiddetle reddedilmelidir.
Sona ulaşana kadar esir topraklarını kurtarma savaşına devam edilmeli, Azerbaycan’ın esaret altında toprağı ve insanı kalmamalıdır.
Bu olayların sonucu yapılacak görüşmelerde Türkiye’nin masada olması şartı vazgeçilmez olmalıdır.
Türk dünyasını birleştirip, bütünleştirecek adımlar bu vesile ile atılmalı ve kısa sürede sonuçlandırılmalıdır.
Kısaca Türk Dünyası birliği mutlaka ama mutlaka kısa sürede kurulmalıdır.
Haydi hayırlısı.