
KAHRAMAN:
İKİ KAHRAMAN KARDEŞ
Ahmet B. KARABACAK
(2)
Dr. Mahmut Çapar
Bir önceki yazımızda sözünü ettiğim, komünist Kürtçülerin vurduğu rahmetli Mehmet Çapar ile zaman zaman sohbet eder, memleketin içinde bulunduğu durumun nasıl düzeltilebileceğini birbirimize anlatmağa çalışırdık. O günler, komünist uzantılı Kürtçülerin terör estirmeğe çalıştığı günlerdi. Elbette amaçları Türkiye’yi bölmek, Ortadoğu’da emperyalistlerin oyuncağı uydu bir devlet kurmaktı. Türkiye’deki en büyük engel elbette, her zaman olduğu gibi milliyetçilerdi. Milliyetçiler, her ülkede bilindiği gibi o ülkenin omurgasıdırlar. Omurga kırılırsa, ayakta kalmak mümkün değildir. Düşman bunu biliyor ve milletimizin omurgası olan milliyetçileri sindirmek için elinden geleni yapıyordu. Her gün, siyasetçilerin basiretsizliği, vatan hainlerinin çokluğu ve yaygarası sebebi ile, yurdun çeşitli yerlerinden ülkücü gençlerin ve onlara destek veren vatanseverlerin şehit haberleri geliyordu. Kahreden bu haberlerden en çok etkilenenler Doğu ve Güneydoğulu milliyetçilerdi.
Mehmet Çapar, Rışvanlar aşiretindendi. Düşmanın oyununu biliyor, bilmeyenleri de uyandırmağa çalışıyordu.
Bir gün elinde bir kitapla geldi. Bu kitap, askeri doktor olan ve önce Genel Kurmay Başkanlığı tarafından askeri lise ve Harp okulu kitaplıkları için yararlı görülmüş ve “ Türk Silâhlı Kuvvetleri”ne; ikinci baskısı Millî Eğitim Bakanlığının okul öğretmen ve öğrencilerine tavsiye edilmiş iki baskısı yapılan “DOĞU AŞİRETLERİ VE EMPERYALİZM” adlıkitaptı. Şahsa özeldi, halka inmemiş bir kitaptı. Ben daha önce rahmetli dostum, sosyolog Prof. Mehmet Eröz’ün “DOĞU ANADOLU’NUN TÜRKLÜĞÜ” ve Kürtçüler tarafından şehit edilen, o bölgenin önemli lideri ve ilim adamı M. Şerif Fırat’ın “DOĞU AŞİRETLERİ VE VARTO TARİHİ” kitaplarını basmıştım.(*) Çok hassas olduğum bir konu olduğu için Mahmut Çapar’ın bu kitabını basmak istedim. Mahmut bey Çorlu’da görevliymiş. Orada füze tabur komutanı olan, yarım asrı geçen zamanda dostluğumuz artarak devam eden, Allah hayırlı ömrünü uzun etsin, Albay Orhan Koyuncu vardı. Ona, Mahmut beyle temas etmesini rica ettim, ağabeyine de Mehmet söyledi ve Dr. Mahmut Çapar’ın kitabının benim yayınevinde de basılmasına karar verdik ve bastık…

Dünyanın her yerinde vardır; bazı kişiler kendi ihtisasları dışında da, bazı konulara eğilirler ve oralarda da başarılı olurlar. Mahmut Çapar daha önce yazdım, bir Askeri Doktor’dur. Ama çok iyi bir araştırmacı ve idealisttir. Yaşı ilerlemesine rağmen halâ sosyolojik ve folklorik araştırmalar yapar; yazar, konferanslarda konuşur. Kitabında, günümüzde de sıkıntılar yaşadığımız Doğu ve Güneydoğu’daki aşiretlerin tek tek araştırmasını yapmış, bunların tamamının Orta Asya’dan gelen aşiretler, oymaklar olduğunu, bunların Anadolu, Irak ve Suriye’de akrabalarının bulunduğu, çoğunun Türkçe konuştuğunu, folklorlarının ve oymak isimlerinin benzerliklerini kitabında anlatmış. Basıldığı zaman büyük ilgi çeken bu kitabı, inşallah başka yayınevleri tarafından yeniden basılır ve menşeini arayan Türk gençlerine rehber olur.
Mahmut Çapar, elbette bir Türk milliyetçisidir. Vatanın bütünlüğü için, genç yaşından beri bıkmadan, aşık olduğu milletimize bir ışık olabilmek için çalışmıştır. Onun bu azmine her zaman gıpta ile bakıyorum. O Gaziantep’te, ben İstanbul’dayım. Zaman zaman hiç olmazsa telefonla birbirimizi arayıp hasret gideriyoruz…
Bu yazıyı bitirmeden, aramızda geçen bir olayı anlatmak istiyorum: Bir genel seçimde, İstanbul’dan aday olmak isteyen ve olan rahmetli bir partiliye ben ve bazı arkadaşlarımız karşı çıkmıştık. Bu kendi aramızda bir meseleydi. Tercihimiz, donanımlı profesör olan bir ağabeyimizdi. Bizim isteğimiz olmadı ve İstanbul’dan ancak bir milletvekili çıkarabildik. Bir gün Orhan Koyuncu ile konuşurken; Mahmut sana kızmış,” onun yüzünden daha fazla milletvekili çıkarmamız önlenmiş” diyor dedi. Siyasetin içinde olmayanlar, söylentilerden çabuk etkilenirler. Bunu hepimiz biliriz. Orhan beyin bu konuşmasından sonra, bir sürpriz yapayım, hem de arkadaşlarımla görüşeyim diye Çorlu’ya gittim. Mahmut beye sebepleri anlattım. Sonra; “Mahmut, bey dedim, koskoca İstanbul. Bizim aramızda konuştuğumuz meseleyi kim duyacak? Benim o kadar gücüm nereden gelecek?” Ben onu anlıyordum; ömrü bölücülerle uğraşmakla geçmiş biriydi. Öyle bir kanaat edinmiş. Elbette sevgili dostumla sohbetimizi tatlıya bağladık…
Dr. Mahmut Çapar, her gencin örnek alacağı bir ahlâk ve ilim adamıdır. O bizim çağımızda yaşayan, yaptığı yorucu çalışmalarla övünmeyen bir kahramandır. Allah’tan ona hayırlı uzun ömrünü uzatmasını dilemek boynumuzun borcudur…
……………………………………………………………………………
(*) Benim, o bölge konusunda çok hassas olduğumu bilen rahmetli Türkeş, bir gün sohbet ederken M. Şerif Fırat’ın bu kitabından bahsetti. 1960 darbesinden sonra, yetkili olduğu sırada bu kitabı devlet adına bastırıp dağıttırmış. Bana, varislerini bulabilirsen o kitabı yeniden bas, dedi. Anadolu’da, şimdi hatırlayamadığım bir şehirde savcılık yapan, Şerif Fırat’ın yeğenini buldum. Elinde epey bir kitap varmış, bana gönderdi. Sonra galiba yeniden basıldı. Yayınevleri bu önemli araştırma kitabını yeniden basmalıdır.
