İSMAİL HAKKI DÜMBÜLLÜ
Hasan Külünk
1967 veya 68 yılı Fatih Yavuzselim’de yazlık Lüks sinemasında İsmail Dümbüllü program yapacak…
Babamdan çekinerek izin istedim, rahmetli az düşündükten sonra izin verdi. Lüks sinemasına girdim tabii zemini meyilli olan sinema sahasının ortalarında bir tahta sandalyeye oturdum, az sonra rahmetli İsmail Dümbüllü sahneye çıktı.
Daha önce ismini duymuştum ama hiç izlememiştim ilk defa canlı izleyecektim, bütün dikkatimle yoğunlaşıp hareketlerini, mimiklerini, sözlerini izliyor katıla katıla gülüyor bir yandan da derin derin düşünüyordum zira seçtiği nüktelerin her biri bir öğüt ihtiva ediyor, bazen kendisiyle bazen hayatla dalga geçerek hayatı anlatıyor dersler veriyordu.
Öyle dalmıştım ki zaman adeta durmuştu, derken birden bire sinemanın karşısındaki Pirinççi Sinan Ağa camiinden Müezzin İsmail Erdoğan’ın ezan sesi duyuldu yatsı ezanı vakti girmişti. O anda rahmetli Dümbüllü konuşmasını kesti ve arka cebinden siyah bir namaz takkesi çıkartıp itinayla başına taktı, sahnenin ortasında öylece kalıp adeta esas duruşta ezanı dinlemeğe başladı. Tıklım tıklım dolu olan sinemada tık yok adeta nefesler tutulmuş bütün millet huşu içinde ezanı dinledik. Ezan bitince rahmetli başını hafifçe kaldırıp salonu iyice süzdükten sonra “şimdi arkadaşlar ışıkları yaksın, gazozcular eskimocular satışlarını yapsın ben de namazı kılıp geleyim” dedi ve sahneden inip gitti. Yaklaşık 15-20 dakika sonra geri geldi ve programına kaldığı yerden devam etti. Ertesi gün babama anlattığımda, “biliyorum camide beraberdik” dedi.
İyi insanlar beyaz atlara binip gittiler, Allah rahmetiyle ve merhametiyle kucaklasın, makamı âlî olsun.