DEVLET BEY
Hasan Külünk
Menderes idam edildi Demokrat parti bitti.
Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı oldu partisi tünele girdi ve çıkışta dağıldı.
Turgut Özal vefat etti Anavatan partisi yok oldu.
Bülent Ecevit vefat etti partisi tabelâ partisi oldu.
Koca Prof. Necmettin Erbakan vefat etti partisi tabelaya inmek bir tarafa bir yığın ters istikamette darmadağın oldu.
Amaaaaa……
Türkeş vefat etti, Bozkurt’lar toplandı tartıştı, çatıştı, dövüştü, anlaştı Türkeş’in doktrini ve bayrağı tam iktidar olamadı ama hep ileri, daha ileri, daha yükseğe taşındı. Bugün, Türkeş’in sancak nöbetini sürdüren Devlet Bey mevcut imkanları en iyi şekilde değerlendirerek elinden geleni yapmakta, özellikle güvenlik stratejilerinin ve dış politikanın oluşmasında ve takibinde yönlendirici, güven veren, yol açıcı, çözüm ve sonuç odaklı davranmakta Türkeş’i aratmayan bir kararlılıkla dimdik nöbeti sürdürmektedir.
Gönüller tabii ki çok daha fazlasını arzu etmektedir ama maalesef siyaset mümkün olanı yapma sanatıdır ve Devlet Bey de bunu yapmaya çalışmaktadır. Ona her türlü nezaket, zerafet ve estetik disiplinlerden nasipsiz bir üslupla saldıranlar bu tercihleriyle doğru ve haklı eleştirilerinin dahi itibarsız hezeyana dönüştüğünü anlamak ve edep dairesine dönmek zorundadırlar.
Eleştirin, yeni ve doğru politikalar üretip paylaşın ama küfür etmeyin, hakaret etmeyin, aşağılama çukuruna düşmeyin. Zira ölüm var. Cenazelerimiz belediye imamının insafına kalıyor, birbirimizin cenazesine katılamayacak kadar ağır ifadeler telafisi imkânsız uzaklaşmalara sebep oluyor. Bu denli bir ayrışmanın vebalini kimse taşıyamaz. Herkes şapkasını önüne koyup kendi nefsini hesaba çeksin, öncelikle dilimizi düzelterek işe başlayalım…