AVM’LER ÜZERİNDEN
İÇTİMAİ İNTİHAR
Hasan Külünk
Çağımızda işgalcilik ve müstemlekecilik savaşla silahla saldırmak yerine sessiz sedasız beyinleri kontrol altına alıp hayat tarzını değiştirerek gerçekleştirilmekte olup ikna yoluyla rızaya dayanmaktadır.
Sırf AVMler üzerinden üretilen kimlik aşınması ve içtimai tahribat bile insanın uykularını kaçırmaya yeter de artar bile. Yeni kutsal mekanlar AVMler oldu desem çok abartmış olmam sanırım.
Çanakkale’yi silahlarıyla geçemeyen düşman, AVMlerle rezidanslarla, uydu kentler ve mabetsiz şehirlerle, dünya vatandaşı yetiştiren okullarıyla medeniyetimizi çökertirken biz nelerle meşgulüz diye düşünmeden bir dakikam bile geçmiyor.
Tarihin her döneminde, dünyanın her yerinde, her cemiyette o toplumun geleneksel değerleri ve kimliğini oluşturan harsı orta sınıf eliyle sürdürülür, yaşatılır, korunup geliştirilir ve sonraki nesillere aktarılır. Orta sınıf cemiyetin taşıyıcı omurgasıdır.
Bu gerçeği çok iyi bilen küresel güç yayılma stratejisini hedef ülkelerin orta sınıfını zayıflatma, yok etme ekseninde geliştirmekte, bunu yaparken de tabii ki gerçek yüzünü gizlemekte cemiyeti modernizm, teknoloji, çağdaşlaşmak, güncel estetizm, moda vb cazip başlıklarla ikna ederek tahribatını inşaa etmektedir.
Küresel gücün kullandığı önemli organ olarak AVM ler batı ülkelerinde çok farklı ve katı kurallarla yönetilmekte ve işlevleri çok sınırlı tutulmaktadır. Şehir içinde çalışmalarına asla izin verilmez, akşam saat 7’de derhal kapanır, hafta tatili ve resmî tatil günleri kesinlikle kapalı olurlar. Halk sadece belirli ihtiyaçlarını belirli zamanlarda sınırlı bir hızla buralardan sağlarlar. Bunun dışında alış veriş gün içinde orta sınıf esnaf üzerinden şehrin her yerinde devam eder.
Bizde ise AVMler şehrin her yerine yayılır gece yarılarına kadar hafta sonu ve tatil günleri dahil çalışır, sinemalar lokantalar kahvehaneler oyun salonları ile hayatın her alanına hitap eder, gürültü patırtı arasında tröstleşmiş markaların hegemonyasını inşaa ederek israfta boğulan tam bir tüketim toplumu hazırlamış olur.
AVMler adeta bir mabet gibi cazibe merkezine dönüşmüş bir yandan orta sınıfı yok ederken bir yandan da geleneksel değerlerimizi unutturup içtimai hayatımızın dışına itmekte, cemiyetimizi küresel şirket ve markaların gönüllü hizmetçisi/müşterisi/tüketicisi haline dönüştürmektedir.
Bu büyük tehlikeyi okuyan yerli irade AVMler hakkında gerekli yasal düzenlemeyi yapmış olmasına rağmen metnin yasalaşması sürecinde kuşa çevrilmiş maksadından çok daha farklı bir alana savrulmuş buna rağmen her ne hikmet ise yasanın uygulanması sürekli ertelenerek bu günlere gelinmiş bulunulmaktadır.
Bir çok konuda olduğu gibi iş yine başa düşmekte, yel değirmenlerine savaş açmak bize kalmaktadır. Aklı başında her Türk Münevver’i AVM lere savaş açmak ve çevresini boykota teşvik etmek durumundadır. Karınca misali hiç değilse böyle yaşar böyle ölürüz.