BEN DE ÜLKÜCÜYÜM AMA…
Ben de Ülkücüyüm; Ama…
Bu kelamın evvelini de, ahirini de çok iyi biliyoruz. Teşkilatımızın tesis olduğu vakitten bu yana süregelen bir klişe olan arsızlık deyimidir. Arsızların türettiği ve arsızların yaşadığı bir deyimdir. Vecize diyemiyorum çünkü üzerine mal edecek bir kişi yoktur. Sadece iki ayaklılar topluluğu vardır. Eyyamcı kişiliksizlerin nişanesidir bu söz. Bu sözün ardında “İhale peşinde koşturmak, rozet çıkarıp takmak, rant peşinde susuz kalmış köpek misali dil çıkarmak, teşkilata zerre faydası olmayıp ; Teşkilat üzerinden prim yapmaya çalışmak, ocağa adım atmayıp ‘Ocaklıyım’ demek. Bu tür söylemlerin sahipleri bir zamanlar kendilerinin Ülkücü olduğunu dile getirir. İhanetin okyanusunda çırpınan bu satılmışlar bıyıklarını sarkık bırakır hafta da bir kere. Ardından o bıyıklar yeniden kısaltılır. Çünkü bukalemun misali ve dansöz aratmayacak bir dönmeye sahip oldukları için o Hilal bıyığı taşıyacak beden ve ruha sahip değillerdir.
Sosyal medyada kimliksiz oldukları halde ‘Ülkücü Kimliği’ taşımaya kalkan bu ne idüğü belli olmayan zavallılar ; kuduz köpek misali saldırır dururlar “Davamız uğruna kendine feda edenlere”. Beğenmezler hiç bir zaman Ocak ve Parti faaliyetini. Hele söze başladıklarında “Biz böyleydik, biz şöyleydik, şimdi o ruh mu kaldı” gibi kelamlar ederler. Oysa kendilerini bir kaç çek veya kadro için satmışlardır. Yahudi dükkanındaki besmele misali oradan oraya asılır dururlar.
Ocağın kapısını bilmeyenler “Ocak Dergisi” bize neden gelmiyor diye kendilerini yırtarlar. Oysa o gururlu ve dik duruşlu evlatlar dergi götürdükleri vakit ‘Kuyruğu sıkışmış kelp misali’ geri çevirirler yiğitlerimizi. 1944’den başlarlar, 1980’de duraklarlar, şimdiki asır da ise nefes alırlar. Ezberledikleri birkaç slogan ile havaya konuşurlar. İman etmedikleri davanın ve fedakar, cefakar Ülkücüleri her daim eleştirirler. Oysa onlar ne partide, ne ocakta, ne sendika da, ne vakıf ta yer almamışlardır. Bende Ülkücüyüm ama sendikaya üye olamam derler. Sebebi sual edildiğinde ‘Atama veya kademe’ arsızlığını öne sürerler. Aman olur mu hiç! Onlardan iyi Ülkücü mü var. Biz kanımızı sebil etmiş iken Ulu Dava uğruna, onlar sebil olan kanları şarap misali içmeye doymayan kahpeler ile kol kola gezerler. İnsanlığını kaybeden bu ‘Şuursuzlar’ topluluğu davanın hiç bir yerinde olmamışlardır. Kucaktan kucağa haz çığlıkları atan bu ‘Hainler’ protokol önünde takım elbise giyerek fino misali selam durur o eleştirdikleri yiğitlerin liderine ve Genel Başkanına.
Ben de Ülkücüyüm ama vakıfa gelemem. Biz varken siz yoktunuz diyerek başlayan bu sözlerin hep akıbeti ‘İhanet’ ile neticelenmiştir. Ya hu ben de Ülkücüyüm ama işte ocağa gelmiyorum. Sebebi sual edildiğinde ‘Ocak neferlerini’ bahane etmektedirler.
Hey Densizler! Kimsesizler! Şuursuzlar! Ne idüğü belli olmayan arsızlar! Sizlerin beğenmediği o Ocaklı yiğitler; Yırtık çoraplarını gizler iken sizler villada viski yudumlamak ile meşgulsünüz. Bayrak asmak için itfaiye merdivenlerinde sallanırken, sizler kahpeliğin çaputu olup başka direklerdeydiniz ve halen ordasınız. Ocak kirasını çıkarmak için gece gündüz çırpınırken sizler ihale peşinde kapı kapı yalama oluyorsunuz. Ülkücüler kurşunlanırken; kurşun satan ve veren eller ile tokalaşır oldunuz. Ülkücüler; liderimiz Devlet Bahçeli Beyimizin ardındayız, Partimiz MHP, otağımız Ülkü Ocağı, sendika ve vakfımıza sahip çıkmak her Ülkücünün boynunun borcudur. Bu eylem ve aksiyonun sahibi Ülkücü hareketin mensupları; Siz ihanet şebekeleri ise o partiden bu partiye gezen. Ama fotoğraf ve reklamlarda en önde olanlarsınız. Sizler Ülkücü falan değilsiniz. Türk İslam Ülküsüne iman etmeyen sizler Ülkü kelimesini ağzınıza almayın. Ülkücülere karşı salyalarını akıtan siz çakallar sürüsü ‘ Namus, aidiyet, ruh ve Kültür‘ kavramını idrak etmeyenlersiniz.
Ben de Ülkücüyüm ama…
Çocuklarımın geleceği için gelemem partiye. Ben de Ülkücüyüm ama kıdem ve kademem artsın diye gelemem ocağa. Ben de Ülkücüyüm ama bu partiye ve Lidere asla oy verip sahip çıkamam. Ben de Ülkücüyüm ama kesinlikle yalamadan duramam. Ben de Ülkücüyüm ama benim canım kıymetlidir, ben aksiyona katılamam. Ben de Ülkücüyüm ama benim fotoğrafımı çekmeyin. Ben de Ülkücüyüm ama dergi alamam. Ben de Ülkücüyüm ama aidat veremem. Ben de Ülkücüyüm ama asla fedakar olamam. Ben de Ülkücüyüm ama asla cefakar olamam. Ben de Ülkücüyüm ama asla değişim olmadan partiye oy vermem. Ben de Ülkücüyüm ama o parti ile bir arada duramam. Ben de Ülkücüyüm ama benden bir şey istemeyin. Ben de Ülkücüyüm hatta sizlerden daha iyi Ülkücüyüm ama şu an İYİ PARTİ’de bulunmaktayım. Ben de Ülkücüyüm ama şu an bu parti bana uygun değil.
Ben de diyorum ki “Neyin Ülkücülerisiniz ulan” vurulurken ülkücüler, can verirken Ülkücüler, sürgün edilir iken Ülkücüler, soruşturmalara boğulur iken Ülkücüler, mahkeme salonlarını doldurur iken Ülkücüler, Ocakta ve partide hizmet eder iken Ülkücüler, SİZ NERDEYDİNİZ!
Cehennem olup gittiğiniz ipsiz sapsız yerlerin ‘Fedaileri’ oldunuz. Ülkenin geleceği ve “Milli Devlet Güçlü İktidar “ ilkemizin muazzamlığı için her şeyiyle, bedenini taşın altına bırakan Lider Devlet Bahçeli ve Ülkücü Hareketin her neferinin tırnağı dahi olamazsınız. Uzak durun! Ötede oynayın! Az ötede yalayın kahpeliğin tuzunu! Salatalıkları soymuş bekleyen dönmelerin yanlarına koşun! Ocaktan ve partiden uzak durun. Sendikaya yakın olmayın. Sendika üyesi olmayıp ama sendika başkanlarına nefes aldırmayan yüzsüzler, sendikaya üye olmayıp ama tayin vakti “Ben de Ülkücüyüm “ diyenler. Ülkücüler aç kalır, susuz kalır, ama kimseye minnet etmez. Ülkücüler hayal eder ama asla menfaat beklemez. Ülkücünün tek derdi ülküsüdür. Ülkücünün kavgası ‘Kapital ve Emperyal düzenin şerefsizlerinedir’ ülkücünün kalemi keskin, kelamı keskin, bileği serttir. Boyun eğmez Ülkücü. Ülkücü asla beş kuruşa tamah etmez. Ülkücü asla davasını ve partisini terk etmez. Ülkücü asla “Ama” demez. Ülkücü asla Allah Vatan ve Millet yolundan şaşmaz. Ülkücü bilir bu memleketin temel taşı Ülkücü Harekettir. Bu sebeple her şeyden, herkesten vazgeçmiş ve kendisini ruhen ve bedenen Türk İslam Ülküsüne adamıştır. Ülkücülük adanmışlıktır. Ülkücülük Teslimiyettir Hakkın davasına.
Ülküden, Ülkücülükten, Ülkücülerden geçinenler uzak durun! Az ötede olan lağım çukurunda oynayın!
ERTUĞRUL SUBAŞI