ÇOCUK DOSTU KENTLER İNŞA EDİN…
H. Nurcan Yazıcı
Ülke gündeminde en fazla yer alan konu çocuk.
Ne yazık ki çocuklarımız sevgileriyle, başarıları ve renkleriyle değil, taciz ve tecavüz haberleriyle yer alıyor…
Çocuk haberlerinin içeriği vicdanlarımızı kanatıyor. Öfkemizi kabartıyor, bizi suçluluk duygusuna, kedere ve umutsuzluğa sürüklüyor… Çünkü çocuklarımız savunmasız, kötülüklerin nerden ve nasıl geleceğini bilmiyor.
Toplum ve YETKİLİLER ise her acı olaydan sonra sadece öfkesini ifade etmekle yetiniyor.
Ne yazık ki, büyüklerin sorumlulukları; neler yapılması gerektiği ve istismarı kolaylaştıran koşullar tartışılmıyor… Toplumsal bir sorun olan çocuk taciz olaylarının nasıl çözüleceği üzerine konuşulmuyor.
Kısacası suçla yüzleşen bir toplum değiliz…
Ne yetkililer ne de toplum, Türkiye nüfusunun üçte birini oluşturan çocukların ihtiyaçlarını ve korunmasını öncelikli sorumlulukları olarak görmüyor.
Kadına şiddet konusunu konuştuğumuz kadar çocuklarımıza olan şiddeti konuşmuyoruz…
STK’lar “kadın dostu” belediyeleri takip ettiği kadar “çocuk dostu” belediyelerin takipçisi olmuyor…
Aile kurumu çocuk sorumluluğunu taşıyan bireylerin birlikteliğinden oluşmuyor…
Aile ortamları, sevinç ve üzüntülerin paylaşıldığı, sorunların tartışıldığı bir ortam olmaktan çıktı. Anne ve babalar, çocuklarının maddi ihtiyaçlarını dert edindikleri kadar, manevi ihtiyaçlarını ve güvenliğini dert edinmiyorlar..
Çocuklarımız büyük bir baskı altında…
Bir çok anne baba kent sokaklarına güvenmediği için çocuklarını, televizyon ve bilgisayara hapsederek onları koruduklarını zannediyorlar.
Yerel yönetimlerin çocuk güvenliği, çocuk mutluluğu gibi bir derdi ve projesi yok.
Özellikle topluma en yakın hizmet birimi olan belediyelerin, çocukların ihtiyaçlarıyla ilgili (oyun parkları, sosyal alanlar gibi) projeleri ciddiyetten uzak.
Devlet hassasiyetini çocuklar üzerine kurgulamıyor… Hukuk, çocuklarımıza yapılanları, suçluları, bir şekilde affeden olabiliyor…
Tekrar tekrar kötü haberler duymak istemiyorsak; devlet, aileler, yerel yönetimler ve belediyeler artık bu işi ciddiye almalı… Çocuklarımızın okul dışında da, kendilerini geliştirecekleri ve arkadaşlarıyla paylaşımda bulunacakları, koşup oynayacakları, güvenlikli sokaklara, sosyal alanlara ve ortamlara ihtiyacı var.
Önceliğimiz ve gündemimiz temiz toplum ve çocuklarımızın mutluluğu olmalı.
Çocuklarımızın korunmasını, sağlığını, beslenmesini ve eğitimini bütüncül şekilde ele almalıyız. Yoksa, çocuklarımızı geliştiremez, mutlu edemez, yarınlara hazırlayamayız.
“…Kim emanete hıyanet ederse, kıyamet günü, hâinlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir” (Âl-i İmrân 3/161).
Sonuç olarak; Yerel yönetimler, bu kentler size emanet… Emanetinizin içinde ki en büyük sorumluluğunuz ise çocuklarımız… Gerekeni yapın.