Ali BADEMCİ
CHP bu başarıları taşıyamaz, bir türlü partileşmeyi tamamlayamayan İyi Parti biraz daha zayıflar, Devlet Başkanı bir kaç Ülkü Ocağı daha ziyaret eder, Bahçeli’nin empozelerini görmemezlikten gelip de diğer partilerde siyaset yapan ülkücü şahısları aforoz etmezse hem kendileri hem de devlet kazançlı çıkar! Bizden bu kadar!
SEÇİM DERSLERİ
Çok konuşulan ve konuşulduğu kadar da tartışılan 2019 Mahalli Seçimleri de bitti! Her parti veya ittifak gurubu kendilerine göre sonuçlar çıkarıyor ve başarılı olduklarını söylüyor da, maaşallah başarısız olduğunu kabul eden ve açıkça dersler çıkaran çıkaran siyasetçi maalesef yok! Cidden garib bir şey! Halbûki seçimler mutlak olarak siyasetçilere bir takım mesajlar verir veya ikazlar içerir! Siyasetçilerimizin dünyasında yenilgi yoksa bu çok da garib değil, çünkü millet olarak toplumsal fıtratımızda hep zaferler hâfızalanmıştır! Ferd olarak da böyle değil miyiz? Her mağlubiyeti kafamızda birden bire galibiyete çevirir böylece kendi kendimizi bal gibi kandırırız! İşte bu ülkede siyaset de böyledir, siyasetçilerimiz de! Yukarıdan aşağıya şöyle bir bakalım, acaba umumî manzara nedir görelim:
Devlet Başkanı Tayyip Erdoğan bir siyasetçi olarak altın çağını yaşıyor, aşağı yukarı her düşüncesini yasalaştırdı ve devletin kuralları hâline getirdi, doğrusu hiçbir siyasetçiye böyle bir dikensiz gül bahçesini Allah nasip etmez! Tayyip Bey her istediği şeyi yasalara dayanarak ve devlet imkânı kullanarak realize edebiliyor! Aslında “Yarıbaşkanlık”le başına iş aştı, %35 ile tek başına iktidar olmak varken sanki kendi kalitesini arttırdı ve yarıyı bir geçen sisteme geçildi ki adına da “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denildi! Hiçbir yerde denenmemiş ve görümemiş, bilim süzgecinden geçmemiş bir idare şekli! Adı demokrasi de, “Cumhuriyet” mi “Krallık” mı çok belli değil! Bilimsellik süzgeciden geçmemiş diyoruz ama, aslında bu işi enine boyuna inceleyecek ciddî bilim adamımız veya akademisyemiz de bulunmuyor! Açık oturumlarda maaşallah koca koca rektörler makama yağcılıktan başka lâf etmiyor! Aslında böyle eleştirisiz bir devlet, idare edenleri rehavete sevk etmez mi? Cumhuriyet’in kuruluşunda biz bu filmi görmüştük!
Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki %50+1 sistemi için partisine ortak olarak Kürtler seçilmişti ama evdeki hesap çarşıya uymadı, çünkü Kürt karısı “Yedi Kocalı Hürmüz” gibiydi; onların klâsik Marksistlerden, sonra adı FETO olan güya İslâmcılar’dan ABD ve AB’ye kadar birçok düdükçüleri vardı! Mâlum çıkışları, ve Antisiyonist söylemleri sebebiyle Tayyip Bey “Batı”nın çok kabulleneği bir iş değildir, tabiî herşeyden evvel söylem olarak! O sebeble Kürt kartı iş görmeyince, artık bir zamanlar zem’ettiği Milliyetçiler’e sarıldı! İşte şu “Cumhur” böyle ortaya çıktı! Bahçeli’nin MHP’si iktidar ve medya imkaânları ile güçlendi, evvelce “Kafatascı” olarak nitelenen Devlet Bahçeli artık Bekâ kahramanı idi! Esasında Bahçeli’nin korunup iç muhalefetin ezilmesi bir bölünmeydi, devlet imkânları ile bu ameliyat çabuklaştırıldı! İşte öylece de “Millet” adı verilen ittifak oluştu! Artık tabanımız hazır seçimlerin analizini yapabiliriz:
Haziran seçimlerinde MHP tam bir dağılma manzarası arzediyordu, işleri bitmemiş olsa da Akşener Hareketi en popüler zamanı yaşıyordu! Bu safhada AKP-MHP işbirliği 15 Temmuz’u belki bahane ederek ortaya çıktı ve Kasım seçimlerinde MHP dirildi! Operasyonlar dolayısıyla AKP Kürtler’i çoktan gözden çıkarmıştı, gerçekte son Genel Seçimler’in başarı favorisi AKP ve Tayyip Erdoğan’dır. Bahçeli’nin “Bekâ” işbirliği partiden donanımlı ülkücüleri biraz daha uzaklaştırdı. Bunun haklı ve haksız sebebleri ayrı meseledir, bu konuda birçok arkdaşımızla aynı fikirde olmadığımızı biliyorsunuz!
Mahalli seçimler AKP için başarı değildir, evvelce MHP’nin elinde bulunan ve bu seçimlerde de onlara “Jest” yapılan Adana ve Mersin, sırf Bahçeli’nin kuru inadı yüzünden kaybedildi, özellikle Adana örneğinde alınan sonuç tam bir hezimettir. Bu iki Belediye ile Manisa’yı karşılaştırın, doğruyu bulursunuz, üstelik Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı sol kökenlidir! MHP’nin Hatay seçimlerinde seçmenlerine söz geçiremeyip AKP’ye yönlendirememesi de düşündürücüdür, çünkü CHP Adayı Dr. Lüti Savaş ülkücü kökenli ve Yayladağı’lı bir Türkmen’dir. MHP Yayladağı’nı AKP’ye vermekle sanki bölge Türkmenlerinden intikam almıştır ki, bereket seçilen şahıs CHP kökenlidir!
Ya Ankara rezaleti, şahıslarının gitmesi gerektiğini sorgulayamayacak derecede oyuncak olanlar “Mansur yavaş yavaş git” demedi mi? Senin buna hakkın var mı, muhafaza edemeyip kaçırdıysan önce öz eleştiri yapmalısın! Ve gitmesi gereken adam başkent seçimlerini aldı, ülkücülüğüne kimse bir şey diyemez! Ya İstanbul, tanımayan ve bilmeyenlere söyleyelim İmamoğlu da ülkücü kökenliidir; ayrıca İyi Parti’den seçilenlere kim “Ülkücü değilsin” diyebilir. Elbette MHP de kârlı çıktı! MHP’nin kaybettiği iki Büyükşehir ile Ankara ve İstanbul’da AKP siyasetini etkilemenin sorgulamasını elbette Tayyip Bey yapacak ve ülkücülerin MHP’de azınlık olduğunu göreceklerdir! Sayın Bahçeli çok düşünen birisi değildir, lâkin artık inadı bırakıp partiyi yeniden tanzim ederse eder etmezse ülkücülüğün çok gerisinde kalmıştır! Aslında ülkücü genişlemenin ülkücüler bile farkında değildir, çünkü mum ışığını bile elektrik sanıyorlar!
CHP bu başarıları taşıyamaz, bir türlü partileşmeyi tamamlayamayan İyi Parti biraz daha zayıflar, Devlet Başkanı bir kaç Ülkü Ocağı daha ziyaret eder, Bahçeli’nin empozelerini görmemezlikten gelip de diğer partilerde siyaset yapan ülkücü şahısları aforoz etmezse hem kendileri hem de devlet kazançlı çıkar! Bizden bu kadar!
Hoşçakalın.