Ali BADEMCİ
alibademci@gmail.com
Amacımız Genel Başkanı tenkid etmek veya yerden yere vurmak değilidir, biz onu herkesten iyi tanırız! Geçmiş yıllarda inatlık derecesindeki düşüncelerinde haklılık görülebiliyordu, çünkü herkes bulunduğu konumu korumak ister! Bu insan fıtratıdır. Elbette Genel Başkanlık sevdalıları vardı, fakat şimdi böyle bir şey söz konusu değildir! Ne kadar sulandırılırsa sulandırılırsın ülkücüler “Beka” söylemlerine de karşı değildir! Gurubun yarısı Ocak başkanlığı yapmış vekillerden oluşuyor, seçilen Belediye Başkanlarının ekseriyeti de böyle! Ümitsiz olmanın anlamı yoktur! Yeni ve adına uygun, herşeyden evvel fikren aksiyoner MHP, Genel Başkan’ın iki dudadağı arasında birkaç güzel karar ve sözde düğümlenmektedir. Milletin öldürdüğünü diriltmek yerine yeni MHP görmek ileriki yaşlarda olan hepimizin hakkıdır!
AKLANMAK
Biliyor musunuz içimizden hiçbir şey yazmak gelmiyor! Seçim sonu rehâveti mi derseniz, alâkası yok! Gerçekten durum vahim! Hem de her bakımdan! AKP galibiyet diyor ama mağlûbiyeti hazmedebilmiş değil! Görünen odur ki İstanbul seçimleri yenilenecek! Sahi 60 gün sonra ne olur? Elbette daha kıran kırana bir döğüş! İmamoğlu gerçekten sürpiz yaptı ve hiç de kendisinden beklenmeyen bir performans sergiledi! AKP’nin en ağır topunu salladı! Elbette Ankara az çok belliydi fakat İstanbul’un bu şeklini tahmin edecek babayiğit de yoktu!
Sahi bizimki ne yapıyor? İstanbul seçimlerinin yenilenmesi fikrini en evvel Genel Başkanımız serdetti! Halbuki herkes biliyor ki İstanbul’da MHP oyları Binali Yıldırım’a akmadı. Bâri o insanlara saygı gösterilseydi! Sayın Genel Başkanımızın şu “Aklanmak” sözü de cidden insanı hasta ediyor! Aytaç Durak için söylemişti, lâkin aynı zamanda Koalisyon şaibesinden aklanmayan Koray’ı bunun dışında tuttu! Adana’da gırtlağına kadar pisliğe batmış Büyükşehir ve Kozan adayları haklarında mahkumiyet kararı bulunmasına rağmen yeniden aday yaptı, dolayısiyla Adana battı, MHP kaybetti!
Aman saygısızlık olmasın, Genel Başkanımız 70’i devirdi, anlaşılan yakını hiç görmüyor veya biz bilmiyoruz ki renk körlüğü var! Yani insan şu “Aklama-Pâklama” işine serdettiği “Mansur” örneğinde olduğu gibi bu işe uzaktan başlayacağına neden gözünün önünü görmeyip Adana’da bizi cümle âleme rezil etti! Biz hiç kimse veya hiçbir kurumla işbirliği yapmadan üç yıl bu aklanması mümkün olmayan adamı yazdık, mücadele ettik! Ne kadar haklıymışız ki ülkücüler rey vermedi! Sevinemedik ve kimseyi de alkışlamadık! Çünkü uğrunda çile çektiğimiz kurumsal kimliğimiz sandığa gömüldü!
Seçimlerden sonra biraz da yazma isteksizliği buradan geliyor! Doğru da yanlış da olsa bugüne kadar hareketin iradesinden ayrılmadık! Gençliğimizde “o emir-komuta zinciri” denen kelepçeyi de bileklerimizden hiç çıkarmadık! Lâkin gına getirdik gına! Elbette ülkücülük kanunsuzluk, yasa tanımazlık, hırsızlık değil, tam aksine dürüstlüktür! Daha baştan beri Genel Başkanımız’ın arkasından bu sebeble ayrılmadık! Bize kimse “Muhalif” de demedi, diyemez de! Adam gibi partiliyiz, adam gibi de ülkücüyüz!
Kötümser olmayalım, üzüntümüz odur ki partimize oy vermeme zorunda kaldık! Fakat unutmayınız Ülkücülük yükseliştedir ve etkin güçler tarafından ayar yapılamıyor! Anketör ve siyaset yorumcuları ülkücülüğün önlenemez yükselişini kurumsal MHP’nin yükselişi olarak yorumluyor! Ortada böyle bir şey yoktur, ancak olması da imkân dışı değildir. Genel Başkan biraz tavırlarını değiştirir ve kişiliğine uygun olarak parti yönetimi ve kararlarında dürüstlüğü seçer, üç kağıtçıları ayıklarsa olmayacak diye bir şey yoktur.
Düşünebiliyor musunuz koca Çukurova’da ülkücüler partilerine oy vermedi diye Adana ve Mersin Büyükşehir Belediyeleri kaybedildi. Ankara ve İstanbul’da da partisine oy veren veya parti kararına uyan da yok! Aksini düşünürsek mevcut sonuçları ve tabloyu izah edemeyiz! Ülkücüler Türkiye siyasetinde anahtar konumuna gelmiştir ve küçük bir topluluk değildir! Durmadan çoğalıyor, bilgi çağını kullanıyor! Bir hayli donanımlı insan yetişiyor! Ne yazık ki kurumsal MHP bu duruma uyum sağlayamıyor, daha baştan beri bir Bahçeli siyaseti olarak kısır döngü içinde yalpalanılıyor! Genel Başkan’ın otoritesi parti içinde olanca gücü ile kendini gösterirken parti dışında dinleyen Allah’ın kulu yok! Partinin durumu budur, kaybedenler ödüllendiriliyor, donanımlı ve dürüst insanlar cezalandırılıyor!
Amacımız Genel Başkanı tenkid etmek veya yerden yere vurmak değilidir, biz onu herkesten iyi tanırız! Geçmiş yıllarda inatlık derecesindeki düşüncelerinde haklılık görülebiliyordu, çünkü herkes bulunduğu konumu korumak ister! Bu insan fıtratıdır. Elbette Genel Başkanlık sevdalıları vardı, fakat şimdi böyle bir şey söz konusu değildir! Ne kadar sulandırılırsa sulandırılırsın ülkücüler “Beka” söylemlerine de karşı değildir! Gurubun yarısı Ocak başkanlığı yapmış vekillerden oluşuyor, seçilen Belediye Başkanlarının ekseriyeti de böyle! Ümitsiz olmanın anlamı yoktur! Yeni ve adına uygun, herşeyden evvel fikren aksiyoner MHP, Genel Başkan’ın iki dudadağı arasında birkaç güzel karar ve sözde düğümlenmektedir. Milletin öldürdüğünü diriltmek yerine yeni MHP görmek ileriki yaşlarda olan hepimizin hakkıdır!
Allah’a Emanet olun.