Türk Eğitim Sendikası Genel Başkanı Talip Geylan, hükümet nezdinde yetkili sendika konumundaki Memur Sen. ve Genel Başkanı Ali Yalçın’a çeşitli suçlamalarda bulunarak bazı iddiaları dile getirdi…
Türk Eğitim Sen. Genel Başkanı Geylan’ın açıklamaları şöyle:
Siz kim oluyorsunuz da kanunun üstünde kendinizi görerek, racon kesiyorsunuz?
Malum-Sen Başkanı’nın, “Nasıl muhalefetteki siyasi parti masaya oturamıyorsa, yetkili olmayan konfederasyon ve sendikalar da masayı dışarıdan takip etmeli fakat masada koltuk işgal etmemelidir” sözlerine sert tepki gösteren Geylan, “Türkiye Kamu Sen birilerinin ulufesi ile toplu sözleşme masasına oturmuyor. Türkiye kamu-Sen, 400 bini aşkın üyesinden aldığı güç ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 29. Maddesi’nin vermiş olduğu yetki ile o masaya oturuyor. Siz kim oluyorsunuz da, kanunun üstünde kendinizi görerek, racon kesiyorsunuz? ‘Muhalefetteki siyasi parti nasıl masaya oturamıyorsa’ deniliyor ya, bu durum demokrasi anlayışının da arazlı olduğunu gösterir. Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Ben yüzde 52 aldım oy aldım. Muhalefet Meclis Komisyonu’nda, genel kurulda, araştırma komisyonlarında yer almasın.’ diyebilir mi? Her siyasal parti Meclis’teki temsil oranına göre, hem komisyonda, hem genel kurulda yer alıyor; Meclis’in denetim mekanizması görevini yerine getiriyor. Toplu sözleşmede Türkiye Kamu-Sen’in karar alma ve imza atma yetkisi yok. Peki bu durumdan neden bu kadar rahatsızlık duyuluyor?”
Türkiye Kamu Sen’in o masada istememelerinin nedeni, kapalı kapılar ardında yapılacak kirli pazarlıkların kamuoyuna ifşa edilmesinden korkulmasıdır.
Geylan sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatırlanacağı gibi 2012 yılında toplu sözleşmelerde mutabakat sağlanmadığında Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gidildi. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na Memur-Sen adına katılan akademisyen üye, Hükümetin verdiği teklife aynen imzayı bastı.
2013 yılında toplu sözleşme masasına oturduğumuzda ise, Malum-Sen 123 TL’ye imza attı. 123 TL’nin ortalama memur maaşına yansıması yalnızca yüzde 5.2 olmuştu. O yıl enflasyon yüzde 8.7 oranında gerçekleşti. Ancak 123 TL seyyanen artışa imza atıldığı için, memurlar enflasyon farkı alamadı.
2015 yılında yapılan toplu sözleşmede de sözde sendikanın hesap bilmezliğinin sonucu olarak, yüzde 1.8 enflasyon farkımız hiç edildi.
Son toplu sözleşmede de 2018 yılı için yüzde 7.5, 2019 yılı için ise yüzde 9 oranına imza atıldı. Şu anda bu maaş zamları enflasyon farkı altında eziliyor.
Tüm bu gerçekleri kamuoyuna kim gösterdi? Eğer o masada Türkiye Kamu-Sen yer almasaydı, bu gerçekler bilinmeyecek, propaganda bombardımanı ile kamu çalışanlarının dikkatinden kaçırılacaktı.
Türkiye Kamu Sen’in o masada istememelerinin nedeni, kapalı kapılar ardında yapılacak kirli pazarlıkların kamuoyuna ifşa edilmesinden korkulmasıdır.
Yüzbinlerce üyesi olan sendikaları o masada istemeyecek olanlar iş verenlerdir. İşverenler, çalışanlar için masaya oturan ekibin yarım olmasını ister. Peki bir sendika başkanı sağındaki, solundaki gücün zayıf olmasını neden ister ki?
Buradan Malum-Sen Başkanı’na sesleniyorum: kamu çalışanları adına büyük bir başarı ortaya koydun da, Türkiye Kamu-Sen senin paçandan mı çekti? Tam aksine Türkiye Kamu-Sen, her toplu sözleşmede senin masaya getirdiğin talepten daha yüksek bir oran ortaya koyarak, aslında senin elini güçlendiriyor. Ali Yalçın bunu ilk kez yapmıyor. İlk Genel Başkan olduğu zaman da aynı tavrı göstermişti. Biz de o zaman bunu acemilik olarak değerlendirmiştik. Tekrar bunu gündeme getirmesini artık acemilik olarak görmüyoruz. Ali Yalçın demek ki, kendisini çalışanların sesi olarak değil, işverenlerin saha görevlisi olarak konumlandırmış ve hükümetin elini güçlendirmek için çalışanların masadaki gücünü kırmayla görevlendirilmiş.”
Talip GEYLAN
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı
Haber: Harun KILIÇ/Ankara