H. Nurcan YAZICI
Mevcut iktidarın hastaneler üzerinden dile getirdiği, “…‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ düsturundan hareketle geleceğin Türkiye’si için sağlık adına çok önemli projeler ve yatırımlar hayata geçirdik, sağlık sorununu hallettik ” söylemi “insan sağlığına” yönelik çalışmaların ne eksik olduğunun ve hafife alındığının ifadesidir.
Çünkü sağlık ve hastalık tıbbi olduğu kadar sosyal ve kültürel alanların da konusudur.
Dolayısıyla iktidarın sağlıkla ilgili ortaya koyduğu çalışmalar, toplumu oluşturan bireylerin ruhsal, bedensel ve sosyal açıdan, bir iyilik hali içinde olmalarına hiçbir katkı sağlamamaktadır.
Yıllardır “eğitim şart” diyor ve nasılsa içini bir türlü dolduramıyorsak, bugün, “sağlık” konusunda da olması gerekenleri bir türlü yerine getiremiyor, üstelik sağlık gibi önemli bir konuyu siyasi propaganda malzemesi yapıyoruz.
“Eğitim şart” “Sağlık şart”
Geleceğimiz çocuklarımızın, “beslenme, çevre ve sosyal yaşam” konusundaki sorunlarını halletmeden, onları “düşünebilen, okuyabilen, yorumlayabilen, enerjik, görebilen, duyabilen, paylaşabilen bireyler olarak” eğitebilir miyiz? Kişinin beden ve ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyen dış etkenleri nasıl yok sayabiliriz?
Sağlıklı olmak demek bireyin yalnızca bedenen hasta ya da sakat olmaması hali değildir. Kişi aklen ve ruhen de kendini iyi hissetmelidir.
Sağlıkla ilgili projelerinizden bahsederken sadece, hastane projelerinizi adres gösterirseniz; gerçek gündeminiz İNSAN değil derim.
İşsizlik ve geçim derdinden dolayı bölünen, yaşam kalitesi düşük ailelerin durumunu da, sağlıkla ilgili gündemin konusu yapmalısınız.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin beden ve zihin sağlığını tehdit eden “sınav stresi, çevre, barınma, iletişim ve güven” problemlerini de sağlıkla ilgili gündemin konusu yapmalısınız.
İnsan sağlığını direk etkileyen “trafik, hava ve imar” kirliliğini de sağlıkla ilgili gündemin konusu yapmalısınız.
Her gün yeni bir tecavüz vakasıyla altüst olan aklımızı, ahlaki değerlerin yozlaşmasını da sağlık konusu yapmalısınız.
Çevre ve kültür bir yaşamı sürdürme ve sağlama sistemidir…
Bu sistem doğru işlemediği müddetçe insan sağlığı her türlü tehdit altındadır. Nihayetinde birçok hastalığın temelinde, uygun olmayan koşullarda yaşamak, yoksulluk, GDO’lu yiyecekler ve buna bağlı olarak dengesiz beslenme aranır. Bunun yanında, KÜLTÜRSÜZLÜK, eğitim ve ekonomik yetersizlik yüzünden, kişinin KENDİ OLAMAMASI ve kendine yetememesi de, psikolojik rahatsızlıkların en önemli hazırlayıcısı olmaktadır.
HEDEF insanları hasta eden kötü şartların iyileştirilmesi olmalıyken, siz hala doluluk güvencesi verilerek inşa edilen hastanelerden övünülecek bir proje gibi bahsediyorsunuz…
Dikkat ederseniz sağlık kurumlarındaki eksiklikleri ve aksaklıkları döviz kurunun yükselmesiyle birlikte artan hastane masraflarını, tıbbı malzeme yoksunluğu, ilaç piyasasında yaşanılan sıkıntıları dile getirmiyorum.
Sözüm bütün siyasilere; Yerel seçimlere hazırlık yaparken insanla ilgili hizmetlere ticari ve politik bakmayın. Gündeminizde, insanın “ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel” yaşamını iyileştirme; kısacası “İNSAN ve “TOPLUM SAĞLIĞI” olsun.