Bülent Vedat Aydemir
12 Eylül, ABD uşağı “Türkümsü Türklerin” Türk milliyetçilerine uyguladığı kahpeliklerin, işkence ve zulümlerin başlangıç tarihidir.
Bu tarihten itibaren Türk milliyetçiliği durağan hale getirilmek istenmiştir.
Bu tarih Fetö VB. oluşumların tohumlarının atıldığı tarihtir.
Bu tarih liberallerin koynunda pusuya yatan Siyasal İslamcı ideolojik yapılanmaların güç kazanmaya başladığı tarihtir.
Müsebbiplerini lanetliyorum…
Mekânları CEHENNEM olur inşallah.
…
O günleri yaşayanlar gayet iyi bilirler ki Türk milliyetçileri, dünyayı kasıp kavuran komünizmi yok etmek üzereydiler.
Her şey “Türk için, Türk’e göre Türk tarafından” inancıyla büyük bir mücadelenin içinden gelen Türk milliyetçileri devlette hızla kadrolaşmaya başlamışlardı.
Bu tunç yürekli, çelik bilekli genç nesil, “Ne Amerika, ne Rusya, ne Çin; her şey Türklük için” diyen imanlı bir nesildi.
Bu nesil, kim Türk’e düşman, kim düşman değil çok iyi bilen bir nesildi.
Bu nesil liderleri Başbuğ Türkeş öncülüğünde, büyük bir sanayi hamlesi başlatmaya hazır, fabrika yapan fabrikalar kurmaya azmetmiş kutlu bir davanın yılmaz savunucuları olan bir nesildi.
Bu nesil “Ben” duygusunu geri plana atmış, “Önce Ülkem sonra ben” diyen bir nesildi; bunu da beş binin üzerinde şehit vererek ispat etmiş bir nesildi.
Bu nesil, eğitimi gerçek manada “milli eğitim” haline getirmek için bütün planlarını yapmış bir nesildi.
Bu nesil, İslâm’ı yaşayan, ama asla siyasete alet etmeyen bir nesildi.
Bu nesil; düşüncelerinin merkezine Türklüğü yerleştiren bir nesildi.
Adı Türk olan bir devleti yönetmeye talip, her türlü ırkçılığı reddeden, Türk kültürü ile yoğrulmuş, kültür milliyetçiliğini özümsemiş bir nesildi.
Küresel güçlerin dünyayı parsellemeye başladıklarını 1970’li yıllarda fark eden bu Ülkücü gençlik, bölgemize yerleşmeye çalışan emperyal güçlere karşı yeni bir “Çin Seddi” oluşturmanın ilk adımlarını atmışlardı.
Evet; bu nesil, Bu Türklük Gurur ve Şuurunu özümsemiş, İslâm Ahlak ve Fazileti ile yoğrulmuş; NE AMERİKA-NE RUSYA-NE ÇİN; HERŞEY TÜRKLÜK İÇİN diye haykıran bir nesildi.
Bu nesil, Yunus’un dediği gibi; yaradandan ötürü yaradılanı seven, Başbuğ Türkeş’in sözleriyle “ İnsan seven, insan haysiyetine saygı gösteren” bir nesildi.
Bu nesil gayet iyi biliyordu ki; Yüce Allah Dünya’yı insanlar için yaratmıştı ve insanı da insana emanet etmişti. İnsan Yüce Allah’ın yeryüzündeki kutsal emanetiydi.
…
Bu neslin ülke yönetimine gelmesini istemeyenler büyük bir korkuya kapıldılar.
Acil planlamalar yaptılar.
Çıkar birlikteliği oluşturdular.
Toplumu çaresiz bıraktılar.
Önce toplumu “Tek çare biziz” düşüncesine hazırladılar.
Zamanı geldiğinde darbeyi vurdular.
Türkçü olmayı adeta suç saydılar.
Bu muhteşem Türk gençlerine akıl almaz zulümler yaptılar.
İdam ettiler, hapishanelerde çürüttüler..
Lider kadrolarını akıl almaz suçlamalarla yargıladılar.
…
Sonrası malum…
Müsebbipleri tekrar lanetliyorum..
Mekânları CEHENNEM olur inşallah…