
AN TAH ŞUM
-Anadolu’dan İzmir’e yürüyen ordulara-
Ben çiğdemim Çorum’un dağlarında
Hitit kızlarına taç olmuşum ben
Bayram günü kazana dolmuşum ben
Güzel Hattuşa’nın ilkbaharında
Atmışım sevinçle içimden gamı
Her mayıs sevgiyle yoğrulmuşum ben
An Tah Şum, Hititçe Çiğdem bayramı
Bu lisanı konuşurdum o günler
Kaç yıl sonra bir farklı türkü duydum
Bir başka dil bir başka öykü duydum
Açıldım şu dağın sol kenarında
Selamladım bülbül ile serçeyi
Binlerce yıl sonra yol kenarında
Öptüm sevdim canlı cansız her şeyi
Bir anda batıya gidenler gördüm
Bıyığı çıkmamış ergenler gördüm
Gidenler yönünde doğrulmuşum ben
Şalvarlı, mavzerli çizmeli gençler
Fişekleri çapraz dizmeli gençler
Adım adım gayrı sıralanmışlar
Ölmeye gidiyor bu deli gençler
Kurbanlıklar gibi kınalanmışlar
Ben de yürüyorum zanneder gören
Gidiyorlar ki ben çiğnenmeyeyim
Bir başka lisanı öğrenmeyeyim
Bunca zaman artık yorulmuşum ben
Bin senedir dildaşıyım onların
Asıl bana düşer bir mavzer almak
Sofralarda haldaşıyım onların
Bu savaşta yoldaşıyım onların
Benim de olacak artık anlım ak
Duyuyorum bir Sarı Paşa varmış
Sarı Paşa nâmı, Kemâlmiş adı
Düşmana katıymış, dostuna yârmış
Milletinin muradıymış muradı
Karar verdim ben de ün salacağım
Feryadımdır anaların feryadı
Ben de onun askeri olacağım
Gerekse de al kanlara boyanmak
Artık yeter istiyorum Türk kalmak
A.Yılmaz Soyyer