H. Nurcan Yazıcı
Siyaset alanında sık sık duyduğumuz, uyarı mahiyetinde bazı söylemler vardır. Bu söylemler, siyasetin yaşanmışlıklarından ve tecrübelerinden akarak günümüze gelir. Çoğu, doğru siyaset yapmayı ve karakterli siyasetçi modelini anlatır.
“Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; Hem yolunu kaybedersin hem dostunu!..” gibi!..
Karakter; insanın kendisini tanımasıyla, kendi kimliğini fark etmesiyle şekillenir. Bu süreç ailede başlar, okullarda devam eder, çevre ve fiziksel şartlarla yol alır derken, olgunlaşır ve bir gün “ben de varım” der.
Ben varım diyen (karakterli dediğimiz) kişinin de kabul görebilmesi için, kanaatleriyle davranışlarının uyumlu olması, nerede, ne kadar ve nasıl olunması gerektiğini bilmesi gerekir.
Büyüklerimiz der ki: “Bir insanı tanımak istiyorsanız onunla ya yolculuk yapacaksınız, ya da alışveriş.”
Bu yolculuğu sadece “vasıta aracılığıyla” yolculuk, alışverişi de “para alışverişi” olarak yorumlamayın.
Bu, bir ideale ulaşmak için yapılan, aynı amacın etrafındaki bir birlikteliğin ve bu süreçteki paylaşımların yolculuğudur. İnsanlara yeterli zaman verilirse, gerçek karakterlerini bu yolculuklarda ortaya koyarlar.
Örneklerini görmek için etrafımızdaki siyasi yolculuklara, bu yolculukların nasıl ilerlediğine, sonrasında yaşananlara ve de paylaşılanlara, yaşananlarla birlikte de ortaya çıkan insan duruşu ve karakter tanımlamalarına bir bakın.
“Bir partinin gayesi, bir fikir ve davaya aynı hayat ve ihtiyaçlar devam ettikçe her zaman hizmet etmek, bir fikri böylece mütemadiyen tekâmül ettirmektir ve böyle bir fikir sistemine uygun, ona paralel hareketler sistemi ortaya koymaktır. Parti, düşman gemisine isabet edip onu batırdıktan sonra kendisinin de yok olup ortadan kalması tabii görülen bir torpil gibi değildir. Parti, fikirden ibaret kabzası içinde her zaman kullanılır değere sahip asla paslanmayan, kırılmayan bir kılıç gibidir.” der Nurettin Topçu
Bir siyasi hareketin bütün zamanlara hitap etmesi ancak, fikir ve siyasi karakter yapısının sağlamlığı ile mümkündür.
“Ahlak bakımından yanlış olan bir şey, politika açısından da doğru olmaz.” E. Gladstone
Siyaset bütün sosyal alanlarda olduğu gibi, bireyin kendi kendine egemen olmasını, kendi kendiyle uyum içinde bulunmasını, düşünce ve de hareketlerinde tutarlı, bir gayeye ve değerler bütününe sahip olmasını ister.
İstenen budur ancak ilkesiz, hırs ve ben duygularıyla hareket eden siyasiler hala karşımıza çıkmaya devam ediyor.
Bunlar her türlü mevkiinin geçici olduğunu, bu yolculuğun en önemli tarafının dostluk ve insana hizmet olduğunu unutan kimliksiz, “ben aslında yokum her kalıba girerim, yeter ki o mevkide olayım” tutarsızlığı içinde, gittikleri her yere aynı zararı veren kötü karakter tipleridir.
“Bazı insanlar prensipleri için partilerini değiştirir, bazıları partileri için prensiplerini değiştirir.” Winston Churchill
Bu kaba siyaset yolculuğunda gayesinden ve prensiplerinden taviz vermeden hala nazik kalabilenler; bilin ki en güzel “karakter” örneği sizsiniz!..