Hasan Külünk
Yaz dostum;
Biz Kıbrıs’tan 44 yıldır çıkmadık.
Biz Afrin’den çıkmayacağız.
Biz Mümbiç’ten çıkmayacağız.
Biz El Bab’tan çıkmayacağız.
Biz Kandil’den çıkmayacağız.
Biz Başika’dan çıkmayacağız.
Biz Kosova’dan, Bosna’dan çıkmayacağız.
Anadolu’da yüz yıldır uslu uslu oturuyorduk, bizi çok zorladılar, oysa biz biraz daha bekleyecektik ama anlamadılar.
Kötü komşu insanı mal sahibi eder, biz Cihan’a hitaben “yurtta sulh cihanda sulh” deyip sınırlarımız içinde sessizce yarınların rüyasında eğlenirken gelip içimizi karıştırdılar. Ziya Gökalp’ın “Türk’ü düşmansız bırakma ya rab” duası kabul olmuşçasına tepemize üşüştüler ve bizi derin uykumuzdan uyandırdılar.
Şimdi sonuçlarını kabul etmek, katlanmak zorundalar kimsenin dırlanmaya zırlanmaya hakkı yoktur. Cin şişeden çıktı bir kere bundan sonra muhataplarımızın seçeceği en akıllı yol Türk’ün adaletine ve asaletine teslim olmaktır.
Zafer piyadenin süngüsünün ucundadır. Türk piyadesi bir coğrafyaya girdi mi orası Türk yurdu olur. Bir coğrafyanın Türk yurdu olması demek o coğrafyanın Türk adaletinin himaye ve güvencesine girmesi demektir. Biz hiç bir zaman, hiç bir yere emperyal projelerle gitmedik.
Tarih boyunca bir gün dahi Türk bayrağının, Türk adaletinin girdiği her yer Türk toprağıdır Türk yurdudur, o topraklar kaybedilse bile bizler oralarda yaşayanlar için üzülmeğe, endişelenmeye devam ederiz ve ele geçen ilk fırsatta oraları kurtarma hırsımızı muhafaza eder, besleriz.
Kaybettiğimiz her toprak parçası için o gün geri kurtarma kararını verir, bunun için ant içeriz. Zaman ve zemini kollamaya başlar şartları ve dengeleri takip eder, gücümüzü ve imkânlarımızı geliştirir, fırsatı bulduğumuz anda ise taşı gediğine oturtur bayrağımızı göndere çekeriz.
Büyük Türk milletini diğer merkez devletlerden ayıran en önemli özellik, onlar hakim olmak için ülkeleri işgal ederler biz hâdim olmak için ülkeleri kurtarırız. O yüzden onlar gittikleri yerlerde silâhlarına sarılıp dolaşır, biz ahalinin gönlüne ve sevgisine yaslanıp dolaşırız.
Bir asır devam eden dinlenme, beslenme, hazırlanma süresi bir şekilde bitmiş kaçınılmaz kurtarma harekâtımız başlamıştır. Bunun zamanı, zemini, çerçevesinin tartışılma aşaması gerilerde kalmış şimdilerde top yekün zafere kilitlenmek, bunun için seksen milyon top yekün, tek yürek olma gününe gelmiş bulunuyoruz.
İktidarıyla muhalefetiyle aklı selim sahibi her Türk vatandaşı tam bir mesuliyet asaletiyle düşmanla direk veya dolaylı bağlantılı olan, gafletten ihanete uzanan zincire takılmış herkesi uyandırıp gerçekle buluşma şansı tanımalıdır.
Olabildiğince geniş bir alanda milli politikalarımızı farklılıklarımızla beraber birbirimize sarılarak hep birlikte yürütebilmeliyiz. Düşman mahfillerle siyasi emellerini tevhit edenleri olabildiğince asgari hasarla etkisiz hale getirmeği becermek ayrıca omuzumuzdaki asil yüklerden biri olarak düşünülmelidir.
Gençliğimizde büyüklerimiz bize güzel bir slogan öğretmişti.
S A B I R, S A V A Ş, Z A F E R.