Hasan Korkmaz
Cumhurbaşkanı Danışmanı Çevik, Haberturk TV’de Kübra Par’a davetli olduğu programda seçimden sonra yeni çözüm süreci olabileceği öngörüsünde de bulundu. Barzani ile “duygusal” ilişkiler içinde bulunduğu malum olan İlnur Çevik ” Seçimlerden sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın kürtler konusunda o bölge insanını rahatlatacak bir takım girişimlerde bulunacağına inanıyorlar ” dedi.
Irak’ta 250 milyon dolarlık yatırım yapan İlnur Çevik, 80 milyon dolarlık alacağının ödenmediğini belirterek iflas ettiğini açıklamıştı. Bu dönemde günlük çıkardığı The New Anatolian gazetesini de kapatan Çevik, “Talabani’nin en has adamlarından birisiyim, Barzani ile de ilişkimizi kıskanan yerel yöneticiler oldu” diye konuşmuştu.
Süleyman Demirel’e cumhurbaşkanlığı döneminde Ortadoğu konularında danışmanlık yapan ve şimdi medyadan çekilen Aydın Doğan’a satmadan önce Turkish Daily News gazetesinin sahibi olan Çevik, Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasından sonra cumhurbaşkanı danışmanı olarak atandı. Bu atama kimseyi şaşırtmadı çünkü Çevik daha önce Erbakan, Çiller, Özal, Demirel ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nn da danışmanlığını yapmıştı.
6 Şubat 2014’te Twitter üzerinden Tayyip Erdoğan ve Fethullah Gülen için “Can dostlar” diyen Çevik, şöyle devam etti: “Erdoğan ve Gülen anlasın: Can dostlar ölümüne düşman oldu. Düşmanlar zil takıp oynadı. Olan ülkemize oldu.”
Her zaman gücün ve sermayenin yanında olan Çevik’in ikinci çözüm süreci işaretinin altında neler olduğunu da zaman gösterecek, belki de duygusal ilişkileri ortaya çıkacak.
***
Bize göre de birinci çözüm! sürecinden alınan derslerle ikinci bir süreç başlatılarak ülkemizin temelleri arasında saklanan saatli bölücülük bombası imha edilmelidir. OHAL şartları içinde gerekli kararnameler çıkarılarak daha önce bölücülüğe taviz olarak sonuç veren uygulamalar ve sonuçları ortadan kaldırılmalıdır.
16 Aralık 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın İmralı adasına giderek bölücübaşı bebek katili Öcalan’la görüşmesiyle başlayan ve Hendek operasyonları ile sona eren dönemde milli birliğimize karşı kullanılmış tavizvari uygulamalar teker teker ortadan kaldırılmalıdır.
Örnek verilmek istenirse,
Kürtçe tabelalar ve yol işaretleri sökülüp atılmalıdır.
Kamu kurum ve kuruluşların isimlerinden kaldırılmış olan T.C. ibareleri yeniden eklenmelidir.
Başta “Ne mutlu Türküm diyene” olmak üzere milli birliğimize işaret eden yazı ve taklar yeniden yerlerine yerleştirilmelidir.
Ceza ve tutukevlerinde bulunan başta PKK’nın siyasi uzantısı HDP mensupları olmak üzere bütün bölücülerin yargılanmaları sürekli duruşmalar ile çok kısa sürede sonuçlandırılmalı ve kararlar alınmalıdır. HDP adayı Demirtaş’ın yargılanması tamamlanmalı ve eğer suçlu olduğu karara bağlanırsa adaylığı düşürülmelidir.
FETÖ’nün olduğu gibi bölücü kürtçülerin üzerine de yargı yolu ile gidilmeli, bunlara destek verenler teröre yardım ve yatakçılık suçundan yargılanmalıdır.
KCK davalarında yargılananlara tahliye kararı veren yargı mensuplarının terör örgütleri ile bağlantıları araştırılmalı, bu kararları vermeleri için teşvik eden üst makamlar var ise ortaya çıkarılmalıdır.
Adında “Kürdistan” kelimesi geçen dernekler ve vakıflar kapatılmalı, bunların kuruluşlarına onay veren makamlar da yargı takibi altına alınmalıdır.
Güneydoğu’da verilen ihaleler mercek altına alınmalı, PKK’ya ihale bedeli üzerinden yardım yapan müteahhitlerin mal varlığı müsadere edilmelidir.
30 Eylül 2013’te hükümetin açıkladığı sözde Demokratikleşme Paketi gereği yürürlüğe giren uygulamalar kaldırılmalı, kanunlar iptal edilmeli ve “Andımız” yeniden ilk öğretim kurumlarında okunmaya başlanmalıdır.
PKK mezarlıkları dağıtılmalıdır. Terörist cenazelerinin örgüt propagandasına dönmemesi için gerekli tertip alınmalıdır.
9 Haziran 2014’te Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’nın bahçesindeki Türk bayrağının bir PKK’lı tarafından indirilmesi gibi olaylar yeniden soruşturulmalı, engel olmayan askeri unsurlar da görevi ihmalden yargılanmalıdır.
6-7-8 Ekim 2014’te KCK ve HDP’nin halkı Kobani için alan tutmaya, direnmeye çağırmasıyla sokağa çıkanlar, saldırılardan ve ardından yaşanan çatışmalarda 52 kişinin hayatını kaybettiği olayları tahrik edenler yargılanmalıdır.
PKK ve Hizbullah gibi örgütlerin açıklamalarının medyada yer alması yasaklanmalı, yayınlayanlar terör propagandası yapmaktan yargılanmalıdır.
Emniyet, TSK, MİT gibi kuruluşların faaliyetlerini terör örgütleri lehine eleştirilmesinin önüne geçilmeli, medya yolu ile yapıldığı takdirde medya kuruluşlarının faaliyetlerine son verilmeli, varlıkları müsadere edilmelidir.
Hendek olaylarının ortaya çıkmasında maddi olarak destek olanlar tesbit edilmeli, mal varlıklarına el konulmalıdır.
Şehit ve gazi ailelerine maddi avantajlar sağlanmalı, devlet imkanlarından sürekli, karşılıksız ve sınırsız yararlanmaları sağlanmalıdır.
İskan kanunu çıkarılmalı terör örgütüne yardım ve yataklık yapılmasının önüne geçilmelidir.
Türk asıllı göçmenlerin oturum şartları gözden geçirilerek bölgede milli emlak arsaları dağıtılarak iskanları sağlanmalıdır.
Evet hiç geç kalmadan ikinci çözüm sürecinin bu şartlar dahilinde başlatılması hayati öneme sahiptir.
Bekliyoruz.