Ahmet URFALI
Eskişehir, TÜRKSOY tarafından yapılan önerinin kabul edilmesi üzerine 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti seçilmiştir. Bu konu ile yetkili kılınan görevliler de İsmail Gaspıralı’nın Türk birliği için söylediği “Dilde, Fikirde, İş’te Birlik” sözünü ana tema olarak belirtmişlerdir.
İsmail Bey, Türk dünyasındaki dil birliğinin sağlanamamasının mahzurlarını açıklıkla getirir: “İnsanları tefrik eden üç şey vardır. Biri mesafe uzaklığı, biri din başkalığı ve biri dilsizliktir. Bundan 25 sene evvel, ahvâl-i milliyemizi mülahaza ederek zayıf başımla dertlerimize derman izlemekte gördüm ki, dinimiz hep bir ise de mesafe ile dilsizlik bizleri tefrik ediyor. Medeniyet eserlerinden olan vapurlar, demiryolları ve telgraflar, sene be sene mesafelere galebe geldikleri dahi görülüp ayrılığımızın sebebi ancak “dilsizlik”, yani edebî dilimizin olmadığı baş sebep olduğu, gün gibi ortaya çıktı.”
Gaspıralı, Türk milletini meydana getiren boy ve oymakların ayrı birer milletmiş gibi gösterilmesinin ona yapılabilecek en büyük kötülük olacağını vurgular. Ona göre ikinci felaketi ise dil birliğinin bozulmasıdır ki bu milletin can damarının kesilmesi anlamına gelir. O, tıpkı Ali Şir Nevai, Aşıkpaşa, Yunus Emre gibi Türkçe’nin işlenmesi halinde milli birliği sağlayacağını ifade eder: “Milletimizin eseri olan lisanımız, edebî olarak işlenmemiş ise de, eğitime ve kaidelere uyabilecek bir dildir. Gayet nâzik Tatar türkülerinden, Nogay cönklerinden, Kırgız ve Türkmen cırlarından anlaşılır ki, eğer dilimiz usta bulup, kelime alınıp işlenirse, şimdikine göre çok daha fazla parlak ve kullanışlı olur.”
Gaspıralı bu uğurda yaptığı mücadeleyi de şöyle özetler: “Yirmi beş seneden beri dediğim, yazdığım, çalıştığım budur. Çare açmak, yol açmak, başka bir şey değildir. Çünkü, kavi, necip, ömürlü, sabırlı ve cesaretli olan Türk milletinin, perakende düşüp, Sedd-i Çin’den Akdeniz’e kadar yayıldığı hâlde, nüfuzsuz, sessiz kaldığı lisansızlığından, yani lisân-ı umumîye sahip olmadığından ileri gelmiştir. Bu inanışla mezara gireceğim.”
Şimdi tekrar başa dönelim. 2013 yılının yarısına gelmememize rağmen kültür başkenti olmanın ana teması kabul edilen “Dilde, Fikirde, İş’te Birlik” sözünü ne kadar gerçekleştirebildik? Elbette iyi niyetle yapılan iyi düşünülmüş ve doğru gerçekleştirilmiş birkaç etkinlik olmuştur. Ama yapılanlar yeterli görülebilir mi? Hep yakındığımız bir olamamak illetini aşmak için hangi girişimlerde bulunduk? Ne yazık ki bu sorulara olumlu cevap verme durumunda değiliz.
Türk dünyasının özeti olan Eskişehir, bu tarihi fırsatı kaçırmak üzeredir. Yetkili görevliler mutlaka şu birlik konusunu sağlamalıdır. Kendi içinde birlik olamayanlar, şu koskaca Türk dünyasını nasıl dilde, fikirde ve iş’te birlik yapacaklar?
Eskişehir’in kültür başkenti olması hususunda somut eserler ortaya konulamadı, Eskişehir halkının beklentilerine cevap verilemedi. Ancak birkaç olumlu etkinlikle bu hoş olmayan imaj belki düzeltilebilir. Bu yazının konusu olan ‘’dilde birlik’’ teması ele alınarak Yunus Emre’nin de ruhu şad edilebilir. Pozitif ayrımcılık yapılarak işyerlerine Türkçe ad veren kurum ve kuruluşlar taltif edilerek Türkçe kullanma duyarlılığı gösterilebilir.
Yazımızı Gaspıralı’nın bizlere verdiği bir öğüt sözü ile bitirelim:’’ Milletine hizmet etmek istiyorsan bildiğin işten başla.’’