Ahmet URFALI
Gönüller Sultanı Yunus Emre şiirlerinde gönül, gönül kardeşliği kavramları üzerine sürekli vurgu yapmıştır:
‘’Ben gelmedim da’vi için
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir,
Gönüller yapmağa geldim’’ Bu dörtlük Yunus Emre mesajının belki de özetidir. Gönül sözüne karşılık olarak Farsça’da dil, Arapça’da kalp kelimeleri kullanılsa da bunlar gönlün tam karşılığı değildir. Diğer dillerde de durum farklı değildir. İşte bu yüzden gönül kelimesi sadece Türkçe’de bulunmaktadır. Gönül; insanın manevi varlığına, manevi gücüne, sevginin, nefretin, inancın, iyi-kötü, bütün duyguların varlığına ve ifadesine verilen addır.
Türkçe’nin söz haznesine en fazla deyim ve atasözü veren gönül, Divan, Halk ve Tasavvuf edebiyatımızın en temel kavramlarının başında yer alır. Tespitlerimize göre Türkçe’de iki yüz civarında gönülle ilgili deyim ve atasözü bulunmaktadır. Bu deyimlerden bazılarını hatırsak muhteşem bir söz zenginliğiyle karşılaşırız: Gönlü olmak, gönülden çıkarmamak, gönülle oynamak, gönlünü etmek, gönlünü yapmak, gönlünü hoş etmek, gönlü akmak, gönlü bulanmak, gönlü çekmek, gönlü çelinmek, gönlü çökmek, gönlü düşmek, gönlü istemek, gönlü kalmak, gönlü kanmak, gönlü kaymak, gönlü kırılmak, gönlü razı olmamak, gönlü takılmak, gönlü varmamak, gönlünde kalmak, gönlünden geçirmek ,gönlünden kopmak, gönlüne doğmak, gönlüne dokunmak, gönlüne girmek, gönlüne göre, gönlünü çalmak, kalbini çalmak, gönlünü çelmek, gönlünü düşürmek, gönlünü eğlemek, gönlünü kaptırmak, gönlünü karartmak, gönlünü pazara çıkarmak, gönlünü serin tutmak, gönlünü söndürmek, gönlünü yaralamak, gönlünün dümeni bozuk, gönül açmak, gönül akıtmak, gönül avlamak…
Bir milletin değerlerini sözlüklerine bakarak da anlayabiliriz. Bu bakımdan gönül kelimesi üzerinde durulması gereken bir kavramdır. Ruhun derinlerinde yeşeren bin bir baharın adıdır gönül. İnsan, Allah’a gönül yoluyla ulaşır. Zira gönül, Allah inancının bulunduğu yerdir. Bu yüzden gönül arıdır, durudur, hiçbir olumsuzluğu içinde barındırmaz. Kin, fitne, hasetlik gibi kötü duygular kalbe girince gönül, oradan ayrılır, kendine hiçbir kötülüğün bulaşamayacağı güzellikler ülkesine göç eder.
Sözü buradan hareketle Prof. Dr. Hilmi Özden’in hayâl ve tasavvuruyla gerçeğe dönüşen ‘’Gönül Kardeşliği ve Yunus Emre’’ eserine getirmek istiyorum. Çalışkanlığı, azimkârlığı ile tanıdığımız, vatan ve millet aşkının zirvesinde otağ kuran aziz dost bildiğimiz Hilmi Özden’in düşüncesiyle vücut bulan bu muhteşem eser, Yunus Emre’in seçilmiş on şiirinin Türk şive ve lehçelerinde söylenişiyle oluşturulmuştur.
Prof. Dr. Hilmi Özden; Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim dalında çalışmakta olup, Felsefe Bölümü’nü de başarıyla bitirmiş, Türk Dili ve Edebiyatı’nda doktora çalışması yapmaktadır. Osmangazi Üniversitesi Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü olarak da görev yapan Hilmi Özden hocamızı Türk Dünyası’na böyle bir eser kazandırdığı için kutluyorum.
Yunus Emre Divanı’ndan seçilen on şiir Türkçe’nin; Azerbaycan , Doğu Anadolu Osmanlı , Türkmen , Karaçay Malkar, Kazak, Kırgız, Tatar, Özbek, Uygur, Kafkasya, Balkan, Hazara şive ve lehçelerinde ele alınmıştır.
Türkçe’nin bu geniş coğrafyada konuşulması Yahya Kemal’in ; ‘’Türkçe’nin çekilmediği yerler Türk vatanıdır.’’ sözüyle desteklenerek okuyucuya bir mesaj verilmiştir. Kitapta, her şive ve lehçenin şiirlerden önce özelliklerinin verilmesi okuyucu açısından çok yararlı olmuştur.
Yunus Emre; bütün ayrılıkları birliğe, kırgınlıkları barışa, savaşları huzura dönüştürecek bir gönül insanıdır. İnsanlık var oldukça ihtiyaç duyulacak erenlerden olan Yunus Emre’ye günümüzde çok ihtiyaç bulunmaktadır. Onu Afrika’dan Avrasya’ya, Amerika’dan Avusturalya’ya kadar tanıtmak hepimizin görevidir. Bütün insanlığın, yaradılış hakikatlerini anlamak, huzur ve barış dolu bir dünya kurmak, evrenin özünde evvelin ve ahirin salih bir yolcusu olabilmek için Yunus Emre’yi anlamaya zorunluluğu vardır. İnsanlar ve milletler arasında gönül köprüleri kurmak ancak bu yolla mümkündür. İnsanlık; Yunus Emre’yi tanıdıkça, gönül kardeşliği pekişecek, sevgi, hoşgörü, güzel ahlak gibi yüksek değerler bütün kalplerde yeşerecektir. Yunus Emre, verdiği mesajla çağları aşarak gönülleri fethedecek, her dem taze, her dem yeni kalarak insanlara huzur verecektir.
Hilmi Özden hocamızın Türk kültürü açısından çok önemli gördüğüm bu eseri, sadece Türk Dünyası’nda gönül köprüleri kurmakla kalmayacaktır. Diğer dünya dillerinde de örnek alınarak yapılacak benzer çalışmalar Türk’ün gönül zenginliğini tanıtmaya vesile olacaktır.