Prof. Dr. Namık Açıkgöz
Cumhuriyet döneminde en çok şiir okuyan ve hatta bu yüzden başı belaya giren tek siyasetçi Sayın Tayyip Erdoğan’dır herhalde. Kendisi şair olduğu halde, Ecevit bile Tayyip Bey kadar şiir okumazdı meydanlarda.
Her gittiği şehrin ayırt edici özelliklerinin içinde bir şiir varsa, onu okuyarak, yerel halkla bütünleşmeyi sağlayan Tayyip Bey, zaman zaman da günün anlam ve önemine binaen şiirler okur. En fazla şiirini okuduğu şair, Mehmet Akif Ersoy, Sezai Karakoç ve Arif Nihat Asya’dır. Vaktiyle, Türkçülerin bile pek bilmediği bir Ziya Gökalp şiirini okuyunca, 28 Şubatçılar, hapishanenin yolunu göstermişti Tayyip Bey’e. (Bu mapusluk üzerine 28 Şubat şakşakçıları “Muhtar bile olamaz” demişlerdi ama “kaderin üstünde bir kader vardır” diyen inanç ve zihniyet, Tayyip Bey’i Cumhurbaşkanı yaptı.)
Tayyip Bey’in şiirlerini okuduğu şairler silsilesine, 26 Ağustos günü Malazgirt’te düzenlenen törenlerde yaptığı konuşmada Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu da katıldı. Tayyip Bey, bu konuşmasında Niyazi Yıldırım’ın “epik şiirin zirvesi” olan şiirlerinden birisinden, Malazgirt Marşı’nın son bendini okudu:
Yiğitler kan döker, bayrak solmaya!…
Anadolu başlar vatan olmaya!…
Kızılelma’ya hey!… Kızılelma’ya!…
En güzel marşını vurmada mehter
Ya Allah, bismillah, Allahu ekber!…
Tabii hemen gençlik yıllarıma gittim… İçim biraz buruk, biraz da acı bir gülümseme ile gittim 1970’lere…
Şiir 1971’de, Malazgirt Zaferi’nin 900. Yılı münasebetiyle açılan bir yarışmada birinci olan şiirdi. Bu şiiri lisedeyken ezberlemiştik… Hatta ezberlememiş, su gibi içmiştik. Bizim kuşaktan olup da “ülkü denen nazlı gelin”e vurulanların hepsinin ezberindedir bu şiir.
1970’lerin ortasına doğru, bu marşı İlham Gencer besteledi ve bizim kuşaklara öğretti. Salonlarda, sınıflarda, odalarda değil, meydan meydan, sokak sıkak, cadde cadde öğretti. Biz Ege Bölgesi gençleri olarak besteyi bir 9 Eylül İzmir’in ve Türkiye’nin kurtuluşu törenlerindeki yürüyüşte öğrendik. Basmane meydanında binlerce genç, bomba gibi patlayan o gür sese eşlik ede ede öğrendi o marşın bestesini… Ezberleyiş, o ezberleyiş!… (1971’de Bahri Yüzlüer de bestelemiş ama o beste yaygınlaşmadı. İlham Gencer’in bestesi hem ritm hem de müzikalite açısından gerçekten bir kalite idi.)
O yıllarda, birkaç marşla beraber en çok söylenen marş Malazgirt Marşı idi. Şiir olarak epik şiirin zirvesi, beste olarak da mükemmel bir beste olunca, hafızalarda çok kolay yer etmişti.
NİYAZİ YILDIRIM GENÇOSMANOĞLU’DAN ATSIZ’A
Tayyip Bey, Malazgirt konuşmasında, bizim kuşakların “hit şiiri” olan bir şiirden alıntı yaptı ama bu alıntı tek başına değildi. Tayyip Bey, o konuşmasında, Hüseyin Nihal Atsız Beğ’den de bir mısra okudu. Gene bizim kuşağın heyecanla söylediği Kürşad Marşı vardır. O marşın ikinci dörtlüğünde, “Türk’e kefen biçenin ölümü korkunç olur” mısraı vardır. Tayyip Bey, Malazgirt konuşmasında, bu ülkeye göz dikenleri kasd ederek, “Bize kefen biçenin ölümü korkunç olur” şeklinde kullandı bu mısraı.
Hamiş: Tayyip Bey’e o Niyazi Yıldırım’ın şiirinden o bendi kim verdiyse, bu işleri hiç bilmediği anlaşılıyor., “En güzel marşını vurmada mehter” mısraındaki, “vurmada” kelimesi, arama motoruna yazıldığında ilk çıkan internet metninde “vurmadan” şeklinde yazılmış. Buradan alıp Tayyip Bey’in metnine koyan kişi, metni hiç düzeltmeden koymuş. Ayrıca, Tayyip Bey’in okumasında “solmaya” kelimesi, yanlış tonlandı. Olması gereken “Bayrak solmasın diye, yiğitler kan döker” anlamını verecek şekilde olmalıydı ama okumada “solmaya başlamak”taki gibi okundu. Bir de “Kızılelma’ya hey!… Kızılelma’ya!” mısraındaki “ya” eki, “yâ” nidası gibi okundu.