Bülent Vedat Aydemir
Fetö kalkışması, Türk devletine ve Türk milletine karşı yapılmış, tarihimizdeki en alçak, en hain, en kalleş ve en acımasız bir kahpeliktir.
Bu hareketi savunmak, “ama”, “ancak”“aslında” gibi ön eklerle destek nitelikli söylemlere başvurmak, Türklüğe ve Türk devletine ihanet etmek demektir.
Vatanına, devletine ve milletine sadık, sorumluluk duygusuyla hareket eden birçok vatandaşımız gibi bende 15 Temmuz’un 1. Yıldönümüne buruk giriyorum.
Ve peşinen, top yekûn Türk milletine ait olan bu kutlu mücadeleden kendilerine siyasi rant sağlamaya çalışanları ve oy devşirmeye kalkışanları da kınıyorum.
***
Bir Türk olarak; Türk Devletinde yaşayan bir vatandaş olarak, bir Müslüman olarak bizlere düşen, bu kahpeliği sorgulamak; kim olursa olsun, bilerek ve bilinçli bir şekilde bu kahpeliğin içinde yer alanları, uyarıları dikkate almayan gafilleri bulup cezalandırmaktır.
Bu kahpeliğin direk içinde yer almasa dahi, sahip oldukları gayri millî zihniyet ve ideolojileri gereği, bu kahpeliğe gizli veya aleni destek sağlayanları bulup cezalandırmaktır.
Her kim ise; hangi makamı işgal ediyorsa, ister siyasi olsun, ister işadamı olsun; İster gazeteci, ister yazar, ister hakim/savcı/avukat, ister asker/polis, ister eğitimci/akademisyen: iştigal sahası her ne ise bilerek bu işin içinde olanların yasaların hükmettiği ile cezalandırılmaları hepimizin isteğidir.
***
Türk milleti olarak;
Öncelikle de hiç kıvırmadan; kandırılma, aldatılma bahanesine sığınmadan bu kahpeliği; gerek maddi çıkar uğruna, gerekse de siyasi makam uğruna, özelliklede üç beş kıytırık oy uğruna göremeyenlerin; gördüğü halde gaflet uykusundan uyanamayanların, yapılan birçok uyarıyı dikkate almayanların, zihniyetleri gereği bu tür oluşumları millî bütünlüğe karşı tehlike olarak görmeyenlerin de hak ettikleri cezayı almalarını bekliyoruz.
İşe almalarda, ihale vermelerde, sınavlarda, birçok masum insanlarımızı, adeta, bir umut kapısı olarak bunlara yönlendirenlerin de cezasız kalmamasını istiyoruz.
İş ve aş kaygısıyla zorunlu olarak bunlara “he” diyenlerin tamamını suçlamadan; “yakalıyoruz işte”, “bakınız köklerini kazıyoruz işte” gibi beyanlarla toptancı bir anlayıştan uzak, gerçek suçluların ve “göz yumucu” ların yakalanmalarını ve cezalandırılmalarını bekliyoruz.
***
Evet…
Kim varsa, elebaşılarından, el etek öpücüsüne kadar; çantacılarına, peçetecilerine, bilmem ne yalayıcılarına kadar kim varsa, hepsinin cezalandırılması toplu talebimizdir.
Tez zamanda tamamını yakalayın ve cezalandırın ki, gelecek 15 Temmuz’lar da diğer bayramlarımız gibi bayramımız olsun!
Bu tür kalkışmalara fırsat vermemek için aynı kaynağın farklı pınarlarından beslenen buna benzer oluşumlara da dikkat etmeliyiz; onları en büyük merceklerle, gerekirse uzayı izlediğimiz teleskoplarla izlemeliyiz.
Yapılması gereken tek şey vardır!
Milli bütünlüğümüze zararlı bütün oluşumların dikkatle izlenmesidir.
***
Son sözüm:
15 Temmuz asla bir 23 Nisan, bir 19 Mayıs, bir 30 Ağustos ve özellikle de bir 29 Ekim olamaz.
Hepsi kendine has özellikleri olan Kutlu günlerimizdir!
Hiç biri diğerinin yerini alamaz!
Vatan Türk vatanıdır…
Devlet Türk devletidir…
Millet Türk milletidir…
Asker Türk askeridir…
Polis Türk polisidir…
Kahpelik bizim olana, Türk’ün olana yapılmıştır…