Hasan KÜLÜNK
1922’de Yunanlılar İzmir’den denize döküldükten onbeş yıl sonra Hatay kurtarılabilmiştir. Hatay’ın kurtuluşundan ise tam 34 yıl sonra Kıbrıs harekâtını yapabildik.
Son yüzyılda Hatay ve Kıbrıs’tan sonra 43 yıllık arayı takiben ilk defa kendi kararımızla yurt dışı harekât yapıyoruz.
Suriye’ye güç kullanarak, Umman’a anlaşmalara istinaden yapılan askeri müdahale her türlü günlük politikanın üstünde ve ötesinde desteğe layık milli davranışlardır.
Hiç bir aklı selim Türk münevveri bu harekâtlara karşı çıkma lüksüne sahip olmamalıdır. Bu harekâtlar her ne kadar siyasi iktidarın irade ve onayı ile yapılıyor olsada Türk devletinin tarihi çizgisinin gerektirdiği/dayattığı zaruri hamlelerdir.
Zamanlama, şartların ve imkânların oluşması/olgunlaşmasına bağlı olsada bu harekâtlar devletin uzun vadeli politikalarının gereği olarak düşünülmeli, algılanmalı ve sunulmalıdır.
Ne iktidar ne ona destek veren muhalefet ne de devletin diğer aktif organları bu harekâtlardan kendiyle sınırlı bir fatihlik çıkarma basitliğine düşmemeli, tüm kurum ve kuruluşlarımızın ortak irade ve katkısıyla yürütülen bu akıllı, yerinde, cesur ve o oranda riskli harekât milletin yüreğine teslim edilmelidir.