Bülent Vedat AYDEMİR
İki sene kadar önceydi. İstanbul’da, MHP ilçe başkanlarından birisiyle (40-45 yaşlarında) sohbet ediyordum. İlçesiyle ilgili parti çalışmalarını uzun uzadıya anlattı. Sohbet esnasında Ülkücü harekete büyük hizmetleri geçmiş isimlerle ilgili olumsuz ifadeler kullanmaya başlayınca, bunun düşüncemize ters düşebileceğini izah etmeye çalıştım. Sohbetin sonlarına doğru bana “ bak ağabey, bizim sizden tek isteğimiz var. Camiye gidin, bizlere bol bol dua edin “ demişti. Bir hafta kadar sonra tekrar karşılaştığımızda beni tanımamazlıktan gelmişti.
Sözün bittiği yerdi.
***
Bir sene kadar önceydi. Hatay’ın büyük ilçelerinden birinin MHP ilçe başkanıyla sohbet ederken, kendilerine,
-“Başkanım; bundan sonraki kongrenizde, daha önceki dönemlerde çeşitli görevlerde bulunmuş değerli ağabeylerimize “Şeref konuğu” anlamında bir davetiye gönderin. Bunların arasında yaşları ilerlemiş ağabeylerimizde var. Onlara birer hizmet plaketi verin. Onları onurlandırın.” Teklifinde bulunmuştum.
Bana cevabı; “Ağabey heyecanlanırlar, Allah korusun kalp krizi falan geçirirler. Birde bununla mı uğraşacağız” dedi.
Sözün bittiği yerdi.
***
Hatay/Belen’de KEYİF AİLE ÇAY BAHÇESİ vardır. Genelde burada toplanırız. Çeşitli konularda sohbetler yaparız. Bazı sohbetlerimize genç arkadaşlarımızda katılırlar.
Bir gün, geçmişte yaşanan bazı olayları konuşuyorduk. Anılarımızı tazeliyor, doğrularımızı yanlışlarımızı değerlendiriyorduk. Çok fazla tanımadığım bir arkadaş, sohbetimize ukala bir üslupla müdahale ederek, hatırladığım kadarıyla, ” Ne yapalım yani. O devirleri yaşamadıysak suç bizim mi? Hala geçmişle yaşıyorsunuz!” ve buna benzer laflar sarf etti. 60 yaşını geçmiş bizler adeta donakaldık.
Sözün bittiği yerdi.
***
Geçtiğimiz günlerde, benimde üyesi olduğum MHP Hatay-Belen ilçe kongresi yapıldı. İstanbul’da olduğum için kongreye katılamamıştım. Bilgi edinmek için bazı arkadaşlarımla görüşmeler yaptım. Bu ara yeni seçilen bir arkadaşı kutlamak için aradım. Liste hakkında konuşurken bana “ ağabey, bazı arkadaşlar unlarını eledikleri halde eleklerini duvara asmıyorlar. Biz onların eleklerini duvara astık” dedi.
Yine sözün bittiği yerdeydim.