Safter TANIK
Muhalefetin sözcüsü konumunda olan Suriye Ulusal Konseyi; “devrimin hedefinin Beşşar Esad yönetimine son vermek, dini-mezhebi-etnik hakları öne çıkaran demokratik bir sistem kurmak” olduğunu söylüyor.
Suriye’de; dini-mezhebi-etnik temele dayalı siyasi bir yapının inşası, aynı zamanda küreselcilerin de hedefi.
Rusya ve İran; Suriye’deki istikrarsızlığın asıl hedefinin kendileri olduğunu düşünüyor, burayı ileri bir savunma hattı olarak kabul ediyor. Ancak; en büyük tehdit Türkiye’ye yönelik, bunun ne kadar ciddiye alındığı konusunda ise endişelerim var.
“20.9.2013 tarihli Globalizm, Arap Baharı ve Kaos Politikası -2-“ başlıklı yazımda öyle diyordum. O dönemde; ne IŞİD, ne de sesi fazlaca duyulan PYD vardı. Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanı Barzani ise; Türkiye üzerinden izinsiz petrol satışı, bağımsız Kürdistan için referanduma gitme gibi nedenlerle Irak Başbakanı Maliki ile kavgalı bir hale gelmişti. Bu nerdeyse bir Arap-Kürt savaşına dönüşecekti.
Türkiye’nin Küresel Oyuna Dâhil Olması
Türkiye; 2011’de ABD’nin gazına gelerek Suriye’de müdahil oldu, “Demokratik Açılım” politikasıyla PKK sorununu çözmeye çalıştı, Barzani’nin başkanı olduğu Kuzey Irak Kürt Yönetimi’nin hamiliğine soyundu. Haliyle köklü anayasa değişikliği dile getirildi, başkanlık sistemi ile federal ve konfederal devlet yapısını öne sürenlere bile rastlandı. Buna kimi; “Misak-i Milli Hedefi”, kimi de “Osmanlı Projesi” dedi.
Türkiye’nin Suriye Müzakerelerinde Masa Dışına İtilmesi
2013 sonunda, Türkiye’nin desteklediği muhalif güçler; Lübnan Hizbullahı ve İran’ın fiili askeri desteğini alan Suriye Ordusu karşısında bir ilerleme gösteremedi, dağılma ile yüz yüze kaldı. Haliyle Türkiye de Suriye ile ilgili müzakerelerde masa dışına itildi.
“IŞİD” Diye Esrarengiz Bir Örgütün Doğuşu
Suriyeli muhalif güçlerin başarısız olması; Suriye ve Irak’ta dengeleri bir anda altüst edecek, Barzani ile PYD’nin önünü açacak, adı dehşet-kanla anılacak, önünde durulamaz propagandasıyla efsaneleştirilen, kimin ya da kimlerin ürünü olduğu ispat edilemeyen, kendisine “IŞİD” adını veren esrarengiz bir örgütü doğurdu.
İran-Suudi Arabistan Güç Yarışı
2014 Haziran’ında; Cihatçı Selefi-Vahabi İslam anlayışına sahip IŞİD, Musul’u silah atmadan teslim alarak mali ve askeri açıdan bölgedeki en etkin örgüt haline geldi. Kısa sürede askeri başarılar elde ederek Şam ve Bağdat’ı tehdit etmesi; İran’ın Şam ve Bağdat-yönetimine olan desteğinin artmasına, İran ile Suudi Arabistan arasındaki kavganın da Şii nüfusun bulunduğu Bahreyn ve Yemen’e sıçramasına neden oldu.
ABD’nin Sınırlı da Olsa Askeri Güce Başvurması
IŞİD’in Erbil’i ele geçirme harekâtı, ABD’nin hava bombardımanı ile durduruldu. Yezidi Kürtlerin yaşadığı Sincar bölgesini ele geçirmesi ve başvurduğu şiddet, ABD-Avrupa medyasının başköşesinde yer aldı. Telafer ve Türkmeneli’nin diğer yerleşim yerlerindeki katliamını ise duyan olmadı.
ABD; Erbil’e yönelen IŞİD güçleri ile IŞİD’in Sincar’daki birliklerini havadan bombaladı, Barzani ve PYD-YPG’ye silah-mühimmat-özel birlik desteği verdi, Maliki’nin istifası için de Irak’a baskı yaptı. Tabi ki ABD’nin bu hamlesine, bölgede hesabı olan İngiltere-Fransa-Almanya gibi ülkeler de katkı sağladı.
ABD’nin Barzani’nin Önünü Açması
Irak Başbakanı Maliki; görevinden istifa etti, yerine ise Manchester Üniversitesi’nde doktora yapan, Saddam Hüseyin döneminde uzun süre Londra’da sürgün hayatı yaşayan, Saddam sonrasında da önemli görevler üstlenen Abadi geldi. Bu da; Barzani’nin, Irak Merkezi Hükümeti ile olan gerginliğine geçici olarak son verdi.
Barzani; IŞİD’in Erbil’e olan harekâtının ABD hava bombardımanıyla durması sonucu rahat bir nefes aldı, ABD ve koalisyon güçlerinin silah-mühimmat-özel birlik desteğiyle karşı bir harekâtı başlattı, kontrol ettiği alanı da hızla genişletti.
PYD-YPG’nin ABD Kara Gücü Haline Gelmesi
PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD’nin silahlı kanadı YPG; Yezidi Kürtleri koruma bahanesiyle Sincar’a sarktı, bölge; her ne kadar Barzani’nin kontrolüne girse de Sincar’a yerleşti. Bunun yanı sıra Türkiye’nin sınırı Peşmergeye açması sonucu; Peşmerge güçlerinin desteği ve ABD hava bombardımanı ile de, IŞİD’i geri çekilmeye zorlayarak Kobani’de hâkimiyet sağladı.
Türkiye’nin Başika Kampı
Suriye ve Irak sınırı kevgire dönen, güneydoğu bölgesi adeta PKK’nın at oynattığı bir alan haline gelen Türkiye’nin; tek kazanımı, bugün inkâr etseler de Barzani ve Abadi’nin kurulmasına izin verdiği Başika Eğitim Kampı oldu. Ancak; bu, varlığı 1992’ye kadar uzanan, Kuzey Irak’taki üslerinden sadece biriydi.
Irak’ın Şii Kartını Kullanması
Irak Ordusu; ABD’nin silah ve mühimmat desteğine rağmen, IŞİD karşısında aciz kaldı. Bu durum karşısında; Irak Şii Dini Lideri Sistani, Şiileri cihada davet etti. Daveti ve İran’ın desteği ile de Haşdi Şabi (Halk Hareketi) adlı Şii silahlı bir örgüt kuruldu.
Bünyesinde Şii en az 15 ayrı silahlı grup ile 43 aşireti barındıran, ayrıca çok sayıda Şii Türkmen’e de yer veren, 100.000-150.000 militana sahip olduğu düşünülen Haşdi Şabi; uyguladığı şiddet ile dikkati çekti, Irak Ordusu’nun önünü açan ve Musul’a dayanmasına yardımcı olan bir güç oldu.
Esad’ın Rusya Kartını İleri Sürmesi
IŞİD; Suriye’de, öncelikle muhalif güçlerin üzerine gitmiş ise de; bu, Suriye Ordusu’na bir avantaj sağlamadı. Zira muhalif güçler karşısında üstünlük sağlamadan, IŞİD gibi tehlikeli bir güçle karşı karşıya kalmıştı. Bu da; Esad’ın, Rusya kartını ileri sürmesine yol açtı.
Ukranya Krizi ile sıkışan, sıcak denizlere inmeyi hayal eden, nihai hedefin de ülkesinin olduğunu düşünen Putin; Esad’ın davetini, bir fırsat olarak gördü.
ABD gibi IŞİD bahanesini ileri süren Rusya; hava bombardımanıyla muhalif güçlerin Lazkiye’ye olan yürüyüşünü durdurdu, hava-silah-mühimmat desteğiyle de Suriye Ordusu’nun Humus ve Hama’da kontrolü sağlayarak Halep’i kuşatma altına almasını sağladı.
PKK’nın Kalkışma Mesajı
PKK; Demokratik Açılım Süreci’ni lehine çevirerek doğu ve güneydoğu ile metropollerde silah-mühimmat stokladı, birçok militan-sempatizan kazandı, “7-12 Ekim 2014’te” Kobani bahanesiyle doğu-güneydoğu- metropol alanda bir kalkışma provası yaptı.
PKK’nın siyasi kanadı olan HDP’nin 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde % 13,1 oy alması, Türkiye’nin güneydoğudaki sınırlarının kevgire dönmesi, Suriye-Irak’taki gelişmeler ise PKK’yı cesaretlendiren olaylar oldu. Bunu değerlendiren PKK ve O’nun siyasi kanadı HDP; yaptıkları açıklamalar ile bir kalkışmanın başlayacağı sinyalini verdi.
PKK Operasyonlarının Yeniden Başlaması
PKK ve O’nun siyasi kanadı HDP’nin kalkışma mesajı vermesi; devletin asla kabul edemeyeceği, güç kaybeden iktidarın ise arayıp bulamadığı bir fırsattı. Haliyle PKK’ya karşı güneydoğunun kentlerinde başlayan, kırsal kesime uzanan bir güvenlik harekâtı başlatıldı. PKK’nın hendek savaşları ile güneydoğudaki kentleri harabeye çevirmesine rağmen bir başarı elde edildi, kırsal kesimdeki yuvalarına gidildi.
DEVAM EDECEK