Bülent Vedat Aydemir
Devlet, Türk milleti için yüce bir kavramdır. Özellikle üç bin yıllık bir devlet geleneği olan milletimizin bekası için “olmazsa olmaz”ımızdır.
Devletimizi yönetenlerde liyakat aranır. Devlet adamlığı tabiri bu liyakat’ten dolayı kullanılır. Yani devlet, devleti bilen, insanını bilen liyakat sahibi insanlar tarafından yönetilmelidir.
Yönetimde adalet ve emanetlerin layık olan insanlara verilmesi, toplumsal barış için çok önemlidir.
İmam Matürîdî , “ Allah size emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder “ mealindeki Nisâ sûre’sinin 58. Ayetini “Yönetimde, görev dağılımında ve karşılıklı güveni gerektiren muamelelerde, adaletin dengeyi sağlayan bir mekanizma olarak yeryüzüne hâkim kılınması, Allah’ın insanlara bir lütfudur.” Şeklinde yorumlar.
Adalet ve liyakat Allah’ın bizlere sunduğu bir lütufdur.
Devlet asla bir hesaplaşma yeri değildir.
Devleti yönetenler mesailerini kişileri ulvileştirmeye harcamamalıdır; devleti oluşturan kurumları “ artık sıra bizde” diyerek vasıfsız insanlarla doldurmamalı, yapboz tahtasına çevirmemelidir.
……….
Devletimiz bir cumhuriyet’tir. Cumhuriyetle yönetilen devlette saltanat olmaz. Dolayısıyla saltanat sevdası olanlarla yönetilemez.
H.Nihal Atsız “Milli şuurun uyanık olduğu yerlerde yabancı unsurların borusu ötmez. Milli şuurun yüksek olduğu yerlerde, millet, yabancıyı kendinden saymaz. Yabancı milletler ve kimseler milli kadroya sokulmaz. “ diyerek devleti yönetenlerde millî şuur aranması gerektiğini belirtir.
Bütün bu olmazlar olursa devlet, devlet olma vasıflarını kaybeder, onarılması zorlaşır.
Devleti yönetenlerin hataları müeyyidesiz bırakılırsa, devlet laçkalaşmaya başlar
——–
Devletimizde tahribat gittikçe artıyor.
Tahribatın sebeplerini dışarıda değil de içeride aramamız gerekiyor.
Efendim;” dış güçler yapıyor da, vekâlet savaşı yürütülüyor da, coğrafyamız teröre müsait de” diyerek ve bunun gibi gerekçelere dayanarak “masumiyet zırhına” bürünmemek gerekir.
Beceriksizliklerin gerekçelerini başkalarının kabahatlerinde veya eylemlerinde aramanın, kendi kendimizi rahatlatmaktan ve hareketsizliğe gerekçe aramaktan başka bir faydası yoktur.
Bütün Kabahat sizde değil de başkalarında ise oturup başkalarının kabahatsiz hale gelmesini mi bekleyeceğiz?
İnsanın kendini düzeltmesi, hiç şüphesiz, başkalarını düzeltmesinden daha kolaydır.
……….
İktidar olmanın gereği muktedir olmaktır.
Muktedir olabilmek, yarınları, bugünden okuyabilme kabiliyetidir.
Küreselleşmenin azgınlaştığı çağımızda, küresel güçlerin bölgemizdeki hesap ve planlarını okuyabilme kabiliyetidir; ona göre tavır alış yeteneğidir.
Ülkeyi yönetenlerin zihinleri bulanık olmamalıdır. Bulanık zihinler maddi ve manevi buhranların kaynağıdır.
Ülkemizde siyaset uzun zamandan belirli ideolojik grupların çıkarlarının korunmasına ve arttırılmasına göre yapılmaktadır.
Bu çıkar kavgası bencilliği arttırmakta, zaman geçtikçe de dinî, millî, maddi ve manevi her türlü değerlerimiz çeşitli gerekçelerle hiçe sayılmakta, içleri boşaltılmaktadır.
Zihin bulanıklığının ana sebebi ise bu çıkar kavgalarıdır.