Safter TANIK
Prag Baharı
Prag Baharı; Alexander Dubçek’in, Çekoslovakya’da; 5 Ocak 1968’de iktidara gelmesiyle başlayan, 21 Ağustos 1968’de; SSCB ve Varşova Paktı ülkelerinin (Romanya hariç), ülkeyi işgali ile son bulan bir siyasi süreçtir.
Çekoslovakya; 1960’tan itibaren, iflah olmaz bir ekonomik krize girdi.
5 Ocak 1968
Çekoslovak Komünist Partisi Merkez Komitesi; Parti genel sekreteri Antonin Novotny’ye güvensizlik oyu verdi, yerine ise Alexander Dubçek’i getirdi.
Alexander Dubçek; çok geçmeden, “insan yüzlü sosyalizm” başlığı altında bir bildiri yayınladı. Bu bildiri ile de bir dizi reformun yapılacağını ilan etti.
Reform paketinde; sansürün kaldırılması, vatandaşın hükümeti eleştirme hakkı gibi konular da vardı. Bundan cesaret alan gazeteler; yüksek makamlardaki kişilerin, yolsuzluklarını ifşa etmeye başladı. Bunların arasında, Novotny ve oğlu da vardı.
22 Mart 1968
Novotny; cumhurbaşkanlığından çekildi, yerine ise Dubçek’i destekleyen Ludvik Svoboda geçti.
8 Nisan 1968
Oldrich Çernik; başkanlığında, yeni bir hükümet kuruldu.
Çekoslovak Komünist Partisi Merkez Komitesi; Novotny hükümetinin başarısızlığını dile getiren ayrıntılı bir rapor hazırladı. Parti kararlarına katılmada da üyeleri serbest bıraktı.
Hükümet, sendikalara; “işçiler adına pazarlık etme”, köylüye; “bağımsız kooperatifler oluşturma” gibi hakları içeren bir reform programı hazırladı, SSCB’ni tedirgin etmemek için de Varşova Paktı’na bağlı kalacağını ilan etti.
Temmuz 1968
SSCB Lideri Leonid Brejnev; Dubçek’e bir mektup yazarak, “Federal Almanya’nın; Sudetenland Bölgesi’ni işgal etmeyi planladığı hakkında, ciddi bir kanıtın elinde bulunduğunu” söyledi. Bunun için de; Dubçek’ten, “Kızıl Ordu’yu ülkesine davet etmesini” istiyordu. Dubçek ise bunu “asılsız bir söylenti” beyanı ile geçiştirmeye çalıştı.
20 Ağustos 1968, Saat; 23.00
SSCB, Demokratik Almanya, Polonya, Macaristan ve Bulgaristan’a bağlı askeri birlikler Çekoslovakya’ya girdi. Çekoslovak Komünist Partisi Merkez Komitesi ise; Ordu ve halktan, “aktif bir direnişten kaçınmalarını” istedi.
21 Ağustos 1968
Dubçek, Smrkovsky, Kriegel ve Spacek; Merkez Komite binasından alınarak bilinmeyen bir yere götürüldü. Prag’ın her yerinde ise “Askerler defolun. Hemen!” pankartı asılıydı.
22 Ağustos 1968
Prag’ın Venceslas Meydanı’nda toplanan binlerce kişi, işgali protesto etti.
23 Ağustos 1968
Üniversite öğrencileri; boykota, işçiler; genel greve gitti.
Direnişçilerin kontrolünde olan Çekoslovak Radyosu; gece boyunca, tutuklamalar olacağını bildirdi. Bunun üzerine cadde ve sokak levhaları söküldü, kapı numaraları silindi, göstericiler ile işgalci askerler arasında silahlı çatışmalar başladı.
24 Ağustos 1968
Çekoslovakya Gazeteciler Sendikası; halka, ” pasif direniş çağrısı” yaptı. Bununla birlikte göstericiler ile işgalci askerler arasındaki silahlı çatışmalar devam etti.
27 Ağustos 1968
Alexander Dubçek ve Ludvik Svoboda; Moskova’da yaptığı bir açıklama ile “Çekoslovakya’nın reform programından vazgeçtiğini” ilan etti.
Olaylar sonucunda; 72 Çekoslovak hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı, 300.000 kişi Batı’ya göç etti, binlerce kişi işten atıldı. İşten atılan ve Parti’den tasfiye edilen aydınlar ise uzun süre ağır, sıradan işlerde çalışmak zorunda kaldı.
Çekoslovak Komünist Partisi Merkez Komitesi sekreterliğine, Gustav Husak getirildi. Dubçek; 1 yıl sonra, Parti’den atıldı ve Slovakya’daki bir kereste deposunda 18 yıl memur olarak çalıştı.
Olayın Arka Planı
SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Leonid Brejnev; Stalinist geleneksel çizgiden gelen, bundan taviz vermeyi düşünmeyen bir liderdi. Bunun yanı sıra; Batı’da olduğu gibi, “Dubçek Hareketinin” diğer Varşova Paktı Ülkeleri’ne sıçramasından endişe duyuyordu. Haliyle Çekoslovakya’ya sert bir müdahalede bulunarak da diğer Varşova Paktı Ülkeleri’nin yönetici ve halkına bir gözdağı vermeyi düşündü.
CİA ve MI6 ise, KGB’nin Batı’da yaptığı gibi; “olayları provoke etme, gaz verme” dışında, müdahil bir pozisyonda olmadı.
Diğer Avrupa Ülkelerinde, 68 Olayları
İngiltere
İngiltere’de öğrenci olayları; 1967’de, Londra Ekonomi Okulu öğrencilerinin, İşçi Partisi’nin Rodezya ve Güney Afrika politikasını protesto etmesi ile başladı. Öğrenciler; yeni iktidar olan İşçi Partisi’nden, “İngiltere’nin, Rodezya ve Güney Afrika rejimleri ile olan bağını kesmesini” istiyordu.
Londra Ekonomi Okulu’nda başlayan öğrenci gösterileri; Radikal Öğrenci Birliği’nin öne çıkması ve üçüncü dünya ülkelerinden gelen öğrencilerden alınan harçların arttırılması sonucu, 1968’de birçok üniversiteye sıçradı. Ancak, etkisi; az, süresi; kısa oldu. Öğrenci kesiminin kontrollü kurumsal yapısı ise bunun nedeni idi. Bununla birlikte; Kuzey İrlanda’da, Gönüllü İrlanda Cumhuriyet Ordusu (PIRA) adlı anarşist bir sol örgütü doğururken, IRA’da (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) bir bölünmeye yol açtı.
İtalya
İtalya’da, 68 olayları; Fransa’daki kadar, etkili olmasa da yaygın ve şiddetli oldu. Bunun öncüsü ise İtalyan Komünist Partisi dışında kalan ve kendini “Bağımsız Sosyalist” olarak tanımlayan radikal sol gruplardı.
Radikal sol grupların, öğrenci ve işçi kesiminde örgütlenerek başlattığı olaylar; 1969’da, ivme kazandı; 1971’in ikinci yarısında, üniversite ve fabrika işgalleri ile zirve yaptı; “Kızıl Tugaylar” adını alan enternasyonal-anarşist-komünist düşünceye sahip bir örgütü doğurdu.
İspanya
İspanya’da, 68 olayları; Madrid Üniversitesi’ndeki “Vietnam Savaşı Karşıtı” gösteriler ile başladı, “Demokratik Üniversite” talebiyle ivme kazandı ve “Rejim Karşıtı” gösterilere dönüştü. Bu da Maoist 1 Ekim Anti Faşist Direniş Grupları (GRAPO) ile Bask Vatanı ve Özgürlüğü (ETA) gibi etnik tabana dayalı bir örgütü doğurdu, Franko rejiminin sonunu getirirken, demokratik açılım sürecini başlattı.
Türkiye’de 68 Olayları
Üniversite ve Fabrika İşgallerinin Başlaması
30 Ocak 1968’de, Deniz Gezmiş; milli demokratik devrimcilerden oluşan, “Devrimci Hukuklular Örgütü’nü” kurdu.
8 Nisan 1968’de; Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) ve Fikir Kulüpleri Federasyonu mensubu öğrenciler, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) rektörlük binasını işgal etti.
14 Mayıs 1968’de; Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) ve Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) ile Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı (TMGT), “NATO’ya Hayır” haftasını başlattı, çıkan olaylarda ise 106 öğrenci gözaltına alındı.
1 Haziran 1968’de; DÖB ve FKF’ye bağlı öğrenciler, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni işgal etti.
12 Haziran 1968’de; DÖB’ne bağlı öğrenciler, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni işgal etti. Buna destek veren FKF, TMTF, TMGT gibi örgütler; “Demokratik Üniversite” başlığı altında, üniversitede reform istedi. İşgal ve boykotlar, diğer üniversite ve yüksekokullara da sıçradı.
4 Temmuz 1968’de; DİSK’e bağlı Lastik İş Sendikası, Kazlıçeşme’deki Derby Lastik Fabrikası’nı işgal etti. İşgal eylemi, 5 gün sürdü. Bu da; daha sonra, yaygınlık kazanan fabrika işgallerinin ilki oldu.
- Filo Protesto Eylemleri
15 Temmuz 1968’de; DÖB ile FKF ve TMGT, Amerikan 6. Filosu’nun İstanbul’a gelişini protesto eden gösteriler düzenledi. Gösteriler; Beyoğlu, Taksim ve İTÜ çevresinde yoğunlaştı. Beyoğlu eğlence çevresinde; “Amerikan askerlerinin başlarındaki kepleri kapmak, üstlerine kırmızı boya atmak, jiletlemek, kıstırıp hırpalamak” gibi olaylar oldu.
17 Temmuz 1968’de; polis, sabaha karşı İTÜ Gümüşsuyu Öğrenci Yurdu’nu bastı. Çıkan çatışmada, 53 öğrenci ile 4 polis yaralandı. Polise göre; “ kaçarken yurdun penceresinden düşen”, devrimci öğrencilere göre ise; “atılan” FKF’nin sosyalist devrimci grubuna mensup, TİP üyesi, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Vedat Demircioğlu; komaya girdi, 8 gün sonra da hayatını kaybetti.
18 Temmuz 1968’de, DÖB-FKF ve TMGT; Taksim Cumhuriyet Anıtı’ndan başlayan, Gümüşsuyu üzerinden Dolmabahçe’ye varan bir protesto yürüyüşü düzenledi. Rıhtımı dolduran göstericiler ise karaya çıkmakta olan 3 Amerikan askerini denize attı.
Konya Olayları
25 Temmuz 1968’de, Vedat Demircioğlu’nun cenazesi Konya’ya getirildi. Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF); bunun için, “Emperyalizmi Kınama Mitingi” adı altında bir miting düzenlemek istedi. Esnaf Odaları ve Komünizmle Mücadele Derneği’nin karşı çıkması ile de olaylar patlak verdi, TÖS ve TİP binaları ile bazı yayınevleri tahrip edildi.
Türkiye İşçi Partisi’nde II. Bölünme
Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar; “SSCB’nin, Çekoslovakya işgalini” sert bir dille eleştirdi, işgali savunan Behice Boran ve arkadaşlarına karşı çıktı, “güler yüzlü sosyalizmi” savunduğunu söyledi. Bu da; Parti’de, Aybar-Boran ayrışmasını doğurdu.
Aybar, 1969’da; genel başkanlıktan ayrıldı, 1971’de de Parti’den istifa etti.
Commer Olayı
25 Kasım 1968’de; ABD’nin Türkiye Büyükelçisi olarak atadığı Robert Commer, Türkiye’ye geldi. Daha önce; Güney Vietnam’da, CİA tarafından desteklenen “Barışı Koruma Programı’nın” müdürü olan Robert Commer, Yeşilköy’de protesto ile karşılandı.
6 Ocak 1969’da; Robert Commer, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ni (ODTÜ) ziyaret etti. Ancak; ziyareti, öğrenciler tarafından hoş karşılanmadı.
Davet edildiği öğle yemeği sırasında; rektörlük binası önünde park halinde bulunan Cadillac marka otomobili, DÖB’ne mensup bir grup tarafından ters çevrilerek yakıldı. Buna sinirlenen Büyükelçi; sitemkâr bir konuşma ile ODTÜ’den ayrıldı, kısa bir süre sonra da görevini bırakarak Türkiye’yi terk etti.
“Milli Devrim Ordusu” Soruşturması
12 Aralık 1968’de; TSK içinde oluşturulduğu ileri sürülen “Milli Devrim Ordusu” ile ilgisi olduğu iddiasıyla “Sezai Okan, Şükran Özkaya, Mucip Ataklı, Ekrem Acuner ve Suphi Karaman” olmak üzere 5 tabii senatörün dokunulmazlığı kaldırıldı.
İlk Ülkücü-Devrimci Kavgası
31 Aralık 1968’de; DÖB ve FKF’nin başlattığı boykot ve işgallerin doğurduğu psikolojik gerginlik ve tahakküm, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde; Ülkü Ocakları Birliği (ÜOB) ile Fikir Kulüpleri Federasyonu’na (FKF) mensup öğrenciler arasındaki bir kavgaya dönüştü.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Kurulması
8-9 Şubat 1969’da; Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP), büyük kongresini yaptı. Adana’da düzenlenen büyük kongrede; yaşanan ideolojik tartışmalar sonucu “Türk-İslam Ülküsü” benimsendi, “Milliyetçi Hareket Partisi” adı ve üç hilal amblemi kabul edildi, genel başkan olarak da tekrar Alparslan Türkeş seçildi.
Komplo Kokan Bir Olay (Kanlı Pazar)
16 Şubat 1969’da; Komünizmle Mücadele Derneği ve MTTB, Taksim’de “Bayrağa Saygı Mitingi” düzenlerken, DÖB-FKF, TMGT gibi örgütler de “6. Filo’nun protestosu ile ilgili olarak” Beyazıt’tan başlayan, Dolmabahçe yolu üzerinden Taksim’e varan bir yürüyüşü gerçekleştirdi.
Haliyle gruplar; Taksim’de, karşı karşıya geldi. Grupların karşı karşıya gelmesi ise taşlı-sopalı-bıçaklı bir çatışmayı doğurdu. Çatışmada; iki kişi hayatını kaybederken, polisin; grupların karşı-karşıya gelmesine müsaade etmesi de akıllarda bir soru olarak kaldı ve uzun süre eleştirildi.
Üniversitelerde İşgal ve Boykot Dalgası
8 Nisan 1969’da; DÖB’ne bağlı öğrenciler, İstanbul Üniversitesi Rektörlük Bina’sını işgal etti. Ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ile Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde, işgal ve boykota gidildi.
1 Haziran 1969’da; DÖB’ne bağlı öğrenciler, İstanbul Üniversitesi bünyesinde yer alan 6 fakültede işgal ve boykota gitti. İşgal ve boykot; Ankara ve Ege Üniversitesi’ne sıçrayarak, yaygınlık kazandı.
ABD-Türkiye Askeri Üsler Anlaşmazlığına Bir Çözüm Getirilmesi
Türkiye; 1952’de, NATO’ya girdi. 1954’te ise toprakları üzerinde ABD’nin üs kurmasına ve asker bulundurmasına izin verdi.
1969’a gelindiğinde, ABD’nin Türkiye’deki üs sayısı; 100’ün üstündeydi, buraya TC bakanları dâhil izinsiz girmek yasaktı.
ABD’nin Türkiye’deki askeri üslerinin hukuki statüsü ve ortaya çıkan sorunlar konusu; aydın ve yetkililer tarafından, zaman zaman dile getirildi. 27 Mayıs Askeri Müdahalesi, “NATO’ya hayır” mitingleri ve “Amerikan 6. Filo’su” protestoları ise; bunu, tekrar öne çıkardı.
TSK ve Demirel hükümetinin diretmesi sonucu, 3 Temmuz 1969’da; Türkiye ile ABD arasında, “Ortak Savunma ve İşbirliği Anlaşması” imzalandı. Bu anlaşma ile eski anlaşmalardan kaynaklanan pek çok sorun giderildi, üslerin kullanım ve statüsünde değişikliğe gidildi, birçok askeri üs Türkiye’ye devredildi, geriye kalanlara ise NATO kapsamında “ortak savunma tesisi” statüsü verildi.
ABD, anlaşmaya neden yanaştı?
ABD’nin 1960’tan itibaren nükleer başlık taşıyan stratejik denizaltı gemilerini kullanmaya başlaması, Türkiye’deki askeri üslere olan ihtiyacını azalttı. Bununla birlikte asıl neden ise; ABD’nin, 1960’ın ikinci yarısından itibaren dünyadaki etkinliğinin azalması ve müttefiklerine ihtiyaç duymasıydı.
Faili Meçhul Olaylar
21 Eylül 1969’da; Lise öğrencisi Mustafa Bilgi, Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) Genel Merkez binasına atılan bir bomba sonucu hayatını kaybetti. O dönemde, silahlı-bombalı eylem yapan bir öğrenci örgütünün olmayışı ise olayı düşündürücü kıldı.
23 Eylül 1969’da; İstanbul’a gelen ODTÜ öğrencisi FKF üyesi Mustafa Taylan Özgür, Beyazıt’taki silahlı bir saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Olayın; Mustafa Bilgi’nin Beyazıt’taki cenaze töreni esnasında olması, silahlı bir saldırı sonucu gerçekleşmesi, Mustafa Taylan Özgür’ün Robert Commer’in arabasını yakan 13 kişi arasında olması ise düşündürücü idi.
Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu’nun (Dev-Genç) Kurulması
9-10 Ekim 1969’da; Fikir Kulüpleri Federasyonu, olağan üstü kurultaya gitti. Kurultayda; tüzük değişikliğine giderken, Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu (Dev-Genç) adını aldı. Bu da; örgütte, milli demokratik devrimcileri hâkim kılarken, Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) üye sosyalist devrimcilerin tasfiyesini getirdi.
DEVAM EDECEK