Hanefi BOSTAN
2015 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun emekli maaşlarını yanlış hesapladığına dair birçok haber basında yer almıştı. O gün bu haberlere ihtiyatla yaklaşmıştık. Çünkü bütün emeklileri ve çalışanları doğrudan ilgilendiren bir kurumun yanlış yapma lüksü bulunmamaktadır. 2016 yılına girdiğimiz bu ilk aylarda kurumla ilgili şikâyetler sendikamıza ulaşmaya başladı. 36 yıl 5 ay hizmeti bulunan bir doçent arkadaşımız 27 Aralık 2015 tarihinden itibaren yaş haddinden emekliye sevk edildi. Kendisine Sosyal Güvenlik Kurumu Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünden gönderilen yazıda2.926,45 TL aylık maaş bağlandığı bildirildi. 15 Aralık 2015 tarihi itibarıyla 4.501,9 TL maaşı bulunan bir doçentin emekliliğe ayrıldığında emekli maaşının bu kadar düşük olmaması gerekir. Nitekim profesörler ve birinci dereceye yükselmiş doçentler diğer akademisyenlerden farklı olarak görev yaparken aldıkları makam tazminatını emekli olduklarında da almaya devam etmektedirler.
Doçent arkadaşımızın şikâyeti üzerine, emekli maaş ve ikramiye hesaplama robotundan alabileceği maaşın daha fazla olması gerektiğini kendisine bildirdim. Emekli olduğu üniversiteye başvurarak kendisiyle ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğüne gönderilen evraklarda bir eksiklik olup olmadığını ve alabileceği emeklilik maaşının ne kadar olabileceğini hesaplatmasını istedim. Sosyal Güvenlik Kurumu Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğüne üniversitenin gönderdiği evraklarda bir eksiklik olmadığını, ancak kendisine bağlanan aylık emekli maaşının olması gerekenden 1040,75 TL daha düşük olduğunu üniversitenin de teyit ettiğini ve üniversite aracılığıyla gerekli düzeltmelerin yapılmasını talep ettiğini bildirdi.
Söz konusu mağduriyetlerin bir an önce sona erdirilmesi ve benzeri hataların devam etmemesi için ilgili kurumların gerekli tedbirleri alması gerekmektedir. Ömrü çalışmayla geçmiş değerli emeklilerimizi emekli hayatlarında huzursuz etmenin, onları mağduriyetle baş başa bırakmanın vebali ağırdır.
Bugün memurlar ve öğretmenler emeklilikleri geldiği halde yaş haddine kadar emekli olmayı düşünmemektedirler. Bunun en önemli nedeni emekli olduklarında maaşlarının yarı yarıya düşmesinden kaynaklanmaktadır. Emekliliği teşvik etmeden, had safhaya ulaşan işsizliği azaltmamız mümkün değildir.Gençlerimize iş bulmanın yolu emekliliği teşvikten geçtiği hatırdan çıkarılmamalıdır.
Memur ve akademisyenlerimizi emekli olmaya teşvik etmenin en önemli yolu da emekli maaşlarında ve emeklilik ikramiyesi tutarında büyük bir faydası olan ek gösterge rakamlarının artırılması ve herkese makam tazminatı vermekten geçmektedir.
Bu güne kadar daire başkanları, polis ve uzman erbaşların ek göstergeleri yükseltildi. Ancak memur, şef, şube müdürü, fakülte, yüksek okul ve enstitü sekreterleri ile genel sekreter yardımcıları, öğretmen,araştırma görevlisi, okutman, öğretim görevlisi ve yardımcı doçentlerin ek göstergeleri yerinde saymaktadır. Bunun yanı sıra büyük haksızlığa maruz kalan yardımcı hizmetler sınıfında bulunan memurların ek göstergeleri bulunmamaktadır.
Bir an önce yardımcı hizmetler sınıfında bulunan memurlara ek gösterge verilmelidir. Yine memurundan öğretmene, araştırma görevlisinden yardımcı doçente herkesin ek göstergeleri makul bir seviyeye çıkarılmalı ve herkese makam tazminatı ödenmelidir. Bütün bunların yanı sıra memur, öğretmen ve akademisyenler emekli olurken, emekli maaşları ve emekli tazminatları doğru hesaplanmalıdır.