
Ülkücü Kadro: Hocam merhaba hoş geldiniz.
A. Yılmaz Soyyer: Hoş bulduk teşekkür ederim.
ÜK: Hocam biz sizi facebooktan takip ediyoruz, geçen gün yeni bir romanınızın POST yayınlarından çıkacağını ilan ettiniz, basım yakın mı?
AYS: On beş güne kadar çıkacağını ümit ediyorum.
ÜK: Bu kitap da Bektaşilik üzerine zannederim.
AYS: Sayılır, Kızılbaşlar hakkında bu roman, Bir Kızılbaş veterinerin kaybolmakta olan geleneklerini, inançlarını yaşatmak, kendi tolumunu derleyip toparlamak, bilgilendirmek için verdiği bir mücadelenin romanı bu.
ÜK: ‘Çerağlar Uyanırken’den farklı o zaman.
AYS: Çok farklı hemde, her şeyden önce olayların geçiş tarihleri arasında yaklaşık iki yüz sene var. Çerağlar Uyanırken 1826’lı yılları, Bektaşi tekkelerinin kapatılış hikâyesini anlatıyordu, bu günümüz Kızılbaş toplumunun ayakta kalma mücadelesini anlatmakta.
ÜK: Biraz romandan söz eder misiniz?
Bu roman veteriner Ahmet’in hikayesi; küçük yaşta öksüz ve yetim kalmış, dedesi ve babaannesi tarafından büyütülmüş bir gencin romanı. Temel karakter olarak her ne kadar Ahmet görünüyorsa da Bektaşi Süleyman hoca ve bir Tuva kamı (şaman) Ayçürek de hikayenin hiç de yan rollerinde değiller. Eski sosyalist, sonradan Atatürkçü ve Türkçü bir antropoloji doktoru Süleyman hoca, önceki davsı uğruna hapis yatmış, sonra bir bektaşi mürşidine bağlanıp, Şah Hatayî’nin, Kızılbaş Türkmenlerin peşine düşüp alan araştırmaları yapmakta olan biri. Ayçürek onunla bir sempozyumda tanışmış bir Tuva Kam’ı, Tuva Türklerinden genç bir folklorcu. Aynı zamanda tatlı bir aşk hikâyesi…
ÜK: Hocam sosyalistler pek Türkçü olmazlar…
AYK: Efendim bu konuyu romana bırakacağım ama şu kadarını söyleyeyim: Sultan Galiyev’i unutmayalaım, hem sosyalist hem Türkçü.
ÜK: Ama ülkücü değil zannedersem.
AYS: Değil canım, zaten çevre tamamen sol tabanlı ve CHP’li, Ahmet’in dedesi de CHP üyesi ve sıkı Atatürkçü.
ÜK: Romanda zaman zaman Bektaşilik-Kızılbaşlık farklılığı varmış gibi görünüyor.
AYS: Yok aslında böyle bir ayırım, varsa da çok yüzeyseldir. Derinliklere inildiğinde bütün bir tasavvufun aslında aynı kaynaktan yani Hz Ali ve Ehl-i Beyt pınarından yayıldığı görülecektir.
ÜK: Çerağlar Uyanırken Aleviler tarafından çok sevilmiş bir roman, bu da öyle olur mu dersiniz?
AYK: Doğrusunu isterseniz ben bu romanı Aleviler için değil, onları öğrenmesi gereken Sünniler için yazdım. Amacım Kızılbaş inancını bilmeyen kitlelere tanıtmak. Tabii bu Kızılbaşlar okumasınlar anlamına gelmez.
ÜK: Hocam tabii biz basılmamış halini okuduk, kapak da henüz hazırlanmamış…
AYS: POST Yayın yetkilileri harıl harıl çalışmaktalar. Bu genç ve dinamik ekibin piyasaya şimşek gibi gireceğini ümit ediyorum. Son derece eğitimli bir edebiyatçılar topluluğu var yayınevi çevresinde.
ÜK: Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz. “SEMAH AŞKA DOĞRUDUR”un bahtı açık olsun.