Suriye Kürt hareketi PYD Rusya’nın himayesinde Carablus’u aşıp Akdeniz’e koridor açacakmış! Bu Türkiye hududuna kadar 300’ü aşkın Türkmen köyünün tehcir edilmesi ile sonuçlanacağı gibi Türkiye sınırlarından 100 km. içeriye girmek demektir. Esasen Amanoslar’da yıllardan beri PKK hareketinin sebebi de bu idi. Böyle bir macera ise büyük bir savaştır! Bu riski kim üstlenebilir! Beş on tane Rus uçağı ile böyle bir hayal gerçekleşir mi? Türkiye gözü uzaklarda olmayan, daima taze ve zinde bir ordu tarafından korunmaktadır. Tek parti iktidarı vardır ve kesinlikle çatlak ses çıkmaz. Devlet olarak işin sıkı tutulduğu ve bîhakkın sahiplenildiği de ortadadır. Carablus “Kırmızı Çizgimdir” demiştir. Elbette kendini gösterecek ve gerekli çalışmaları da yapacaktır. Türk Milleti her zaman devletinin yanındadır.
Ali BADEMCİ
Suriye artık uluslararası hesaplaşma arenası olmuştur. İlk olarak Türkiye müdâhil olması gerekirken maalesef şu “Açılım” rezâletinden ötürü, biraz da ABD’nin zoru ile yanlış politikalar ortaya konunca birçok haklarımzı kaybettik. Yanlış politika Suriye olaylarını mezhep penceresinden değerlendirmemizdi. Halbûki tarih boyunca Emevî coğrafyasının koyu Sünnîliğine karşı Suriye Alevileri Türk idareler tarafından muazzam himâye görmüştü. Osmanlı’dan sonra siyaseten Aleviler Arap Milliyetçiliğine yönlendirilmişse de, bu numara tutmamıştır; çünkü Araplar Suriye Alevilerini Arap kabul etmediği gibi Arap Şiîler de Alevî olarak görmemişlertdir. Bunlara hâlâ sonradan Araplaşmış anlamında Arab-ı Musta’ribe denmektedir.Bu konuda hiçbir ihtisası olmayan büyük abi Recai Kutan çıktı da Nusayri deyimini icad etti ve İslâmcılar’a sünniliğe karşıt mezhep olarak gösterdi. Böyle olunca da mezhep iklimi müsait olan Türkiye’de husûsen İslâmcılar arasında bu deyim yayıldı. Halbuki Fransızlar’in Lazkiye’de kurduğu Allawi Devleti’nin ideoloğu Muhammet et-Tav’il yazdığı kitaba Nusayriler değil Arap Alevîleri Tarihi demişti. Tav’il bu kitabında Nusayri adını de şiddetle eleştirmiştir. Çünkü II.Abdülhamid zamanında bugün 2,5 milyon kadar olan Suriye Alevileri Sünnî esasa göre yaşamak istedikleri hususunu makama iletmişler ve bu doğrultuda Ferman almışlardı. Arşivlerimizde bu belge mevcut olduğu gibi durum Hatay-Adana ve Mersin’de canlı olarak tesbit edilebilir. İşte Suriye yürüyüşünde ilk raundu böyle kaybettiğimiz gibi ABD’yi de çürük görüşlerimizle aldattık.
İran’da yeni bir yeni Şiîlik modeli olarak Velâyet-i Fakih hiç de siyasi Şiîlik değildir. Bizim din düşmanı ahmak aydınlarımız Humeyni’den sonra devrim ihracını ileri sürdüler ama kehanet uygulamada kabul görmedi. Eğer İran’ın rejimi Şiîlik ise bu Millî Şia’dır ve bizim İslâmcı baykuşların meyli dışında hiçbir ülke tarafından ithal edilmemiştir. Dolayısiyla İran Şiiliği ile Suriye Aleviliği arasında benzerlik bulunmamaktadır. Arenada İran fotoğrafları kesinlikle siyaseten bulunmaktadır. İran’ın Filistin ve Lübnan’daki konumu ile Suriye çok ayrı ayrı meselelerdir. Çünkü Suriye Alevileri’nin Mollacı olma eğilimi yoktur ve çok modern insanlardır;dinci veya mezhepçi değil laik düşüncelidirler. Diktatörlük, bu çok ayrı bir meseledir; hangi Arap devletinde demokrasi var ki? Bütün Müslümanlar köktendinci olsa Suriye Alevileri olmaz! İşte esas bakış açımız bu olmalıydı! O sebeble Suriye Alevileri’nin İslâm dünyasında Türkiye’ye en yakın yapıda olduklarını kabul etmeliyiz!
Amerika ve Rusya’ya gelince, bunlar büyük olma mücadelesi veriyor! Elbette ABD Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek istiyor; İsrail de bunu şiddetle arzu ediyor! Ama Suriye ve Irak’ın neredeyse nüfusunun yarısı kırılmıştır da bir arpa boyu mesafe yok! Dolayısiyle düşüncelerini hangi insan potansiyeli ile realize edecekler! İsrail Berizan aşîretini Yahudi ilân etti ama bunun da tatbik kabiliyeti yok! İsrail dünyada en fazla nüfus kaybeden ülke durumundadır. İnsan , nereden bulacak gökten mi indirecekler? Rusya meydana çıktı ama istihbaratçı Putin Afganistan’da olduğu gibi daha ne kadar dayanacak? Şimdi PYD’yi de kucağına oturttu ki o adamların taleplerini ancak Allah karşılayabilir! Onlar hangi güçle savaşı sürdürecekler! Bir taraftan Araplar, diğer taraftan Türkiye, öbür tarafta da Kuzey Irak! İnsan oğlunun bu serüvene girmesi için tam olarak ahmak olması gerekiyor! Bölgede Türkiye’nin izni ve hattâ himayesi olmadan hiçbir Kürt hareketinin başarılı olması mümkün değildir. Mutlaka akılsızlık biraz rahatsız eder ama akılsızlığın kaybetmesi ve kırılmasiyle sonuçlanır. Şu anda Suriye Kürtleri’nin durumu budur. En fazla Türkiye’de rahatlıkları olduğu için rahatsızlıkları da bize oluyor! Görüldüğü gibi siyaset de yüzündeki perdeyi indirmiştir.
Suriye Kürt hareketi PYD Rusya’nın himayesinde Carablus’u aşıp Akdeniz’e koridor açacakmış! Bu Türkiye hududuna kadar 300’ü aşkın Türkmen köyünün tehcir edilmesi ile sonuçlanacağı gibi Türkiye sınırlarından 100 km. içeriye girmek demektir. Esasen Amanoslar’da yıllardan beri PKK hareketinin sebebi de bu idi. Böyle bir macera ise büyük bir savaştır! Bu riski kim üstlenebilir! Beş on tane Rus uçağı ile böyle bir hayal gerçekleşir mi? Türkiye gözü uzaklarda olmayan, daima taze ve zinde bir ordu tarafından korunmaktadır. Tek parti iktidarı vardır ve kasinlikle çatlak ses çıkmaz. Devlet olarak işin sıkı tutulduğu ve bîhakkın sahiplenildiği de ortadadır. Carablus “Kırmızı Çizgimdir” demiştir. Elbette kendini gösterecek ve gerekli çalışmaları da yapacaktır. Türk Milleti her zaman devletinin yanındadır.
Muhabbetle.