Hasan Korkmaz
Aslında bu topa girmezdim ama tahrik çok. 1200 küsur delegelik partide kongre toplansın, genel başkanı değiştirelim diyenlerin oranı yüzde 50’yi geçmiş diyorlar.
Herhalde üzerine bu kadar algı operasyonu yapılan ikinci bir parti yoktur. İlk olarak şunu söyleyeyim. Gerçekten bu sayılar doğru olsaydı Hem havuz hem de cemaat medyası ilk defa bir konuda anlaşır kendi taraftarlarına müjdelelerdi.
Parti merkezinin iradesinin etkin olarak yansıdığı kongrelerin ortaya çıkardığı delege yapısının fikir ya da taraf değiştirmesi kolay değil. Zira parti merkezini ele geçirmek isteyen gruplar ilk olarak eski yapıyı tasfiye temek adına kendi ekiplerini teşkilatlara yerleştirileceklerdir. MHP teşkilatlarında çalışmaya devam etmek isteyenlerin konumlarını riske atma ihtimali zayıftır. Evet, listelerde ve politikalarda yapılan yanlışlar bazı teşkilatları ve delegeleri küstürmüştür ancak MHP’nin bir dönüşüme uğrama ihtimali delegelerin tüzük kongresi için imza vermesi önünde en büyük engeldir.
Kimler imza topluyor bir bakalım: Koray Aydın daha önce de ciddi sayıda delege desteği alarak aday olup kaybetmişti. Tek aday olarak çıksaydı belki daha iyi bir performans sergilerdi. Ancak mahkemece aklanmış olsa da parti tabanında çok rahat değil. Karadeniz bölgesinden alacağı delege desteği de zaten sonuca götürecek bir seviyeye ulaşmaz.
Sinan Oğan genç ve kaliteli bir isim. Turancı fikirlerinin özellikle genç tabanda karşılığı var. Diğer adaylara göre bu açıdan avantajlı. Ancak bu avantajlar yeterli mi? Maalesef Oğan’ı genel başkan olsa kendisini başarıya taşıyacak özellikler parti içindeki seçimlerinde fazla bir şey ifade etmiyor. Genç kesimin hem parti yönetiminde hem de delegeler üzerinde fazla bir ağırlığı yok. Tek başına aday olabilseydi her şey çok farklı olabilirdi. Partiye ANAP’lı ve DYP’lileri doldurmayacağız diyerek Akşener’i rakip olarak gördüğünü ifade etmiş oldu.
Meral Akşener ise şaşırtmıyor. Kendisine yönetilen “ülkücü değil politikacı” eleştirilerini haklı çıkaracak adımlar atıyor. Rakip de olsa kongre toplamak üzere beraber yola çıktığı Aydın ve Oğan’a “SMS” çalımı attı. Katıldığı televizyon programında “cemaatçi misiniz” sorusuna net cevap vermeyerek her tarafı idare etmeyi bildi. Parti yönetimine küsmüş, dışarda bırakılmış etkili isimlerin desteğini alarak direkt olarak delegelere tek tek ulaşıyor. Algı yönetimi uygulayarak çok sayıda delege imzasını topladığını hatta diğer adayların imza dahi toplayamadığı imajı vermeye çalıştı. Merkez ve cemaat medyasının desteği hissediliyor, bol bol medyada yer buluyor. Tek kadın adayın dezavantajları da belli; muhalif adayların en yaşlısı, partiyi DYP-ANAP’a dönüştürme ihtimali, çizgisinde kırıklıklar ve üzerinde cemaat gölgesi…
Selim Kaptanoğlu çok uzun zamandır genel merkez muhalifi. Genel başkanlık iddiası yok. Sadece kongre ve seçim sürecine gidecek yolu açmak üzere aday oldu. Üçlü muhalif blok arasında yer almıyor.
Süleyman Servet Sazak, adaylığını henüz açıklamadı. Kongre için başlatılan imza toplama kampanyasının tarafı değil. Partinin önemli isimlerinden Ramiz Ongun’un desteğine sahip. Adaylığını hemen açıklamayarak yıpranmadı. Uzun süredir çalışmalarını sürdürüyor. Eski teşkilatların desteği var. Adaylığını açıkladığında ABD vatandaşlığı dezavantaj olarak önüne konabilir.
Görünen adaylar yukarıda saydıklarım, eğer bir genel başkanlık seçimi olacaksa bir de mevcut MHP milletvekilleri içinden adaylar da çıkacaktır.
Algı operasyonu başarılı olup bir tüzük kurultayı toplanması başarılır mı? Bu ince uzun bir yol. Önce olağanüstü kurultay toplanacak o kurultayda tüzük değişikliği için bir kurultay kararı alınacak, o kurultay yapılacak, genel başkanlık seçimi için gerekli değişiklik yapılacak ve bu seçim için yeni kurultay toplanacak. Bu süreç kim ne derse desin MHP’ye zarar verecektir. Yenilenmenin faydaları olacağı gibi adayların şimdiden birbirlerine karşı takındıkları tavır kamuoyu önünde MHP imajına zarar verecek, eğer bir başkan değişimi olursa yeni başkan da yaralı olarak partinin başına geçecektir.
Her ortamda yapılan algı operasyonunu dile getirmem eleştiriliyor. Periyodik olarak olağanüstü kongre dilekçesi veren delege sayısının arttığı basında yer alıyor. Şimdi karnından konuşma, yuvarlak cevaplar verme zamanı değildir. Herkes eteğindeki taşı döksün, köşeli konuşsun. Delege sayısında spekülasyonlara yol açmamak için imza verenler açıklansın, ortaya çıksınlar. Yoksa bu pilav daha çok su götürür.
Allah davamızı korusun…